Yannis Ritsos
(doğumu 1909). Çağdaş Yunan şiirinin en büyük ustalarından biri olan Yannis Ritsos şiirlerinde Yunan toprağını ve insanını yalın ve çarpıcı bir biçimde dile getirir. Peloponnesos’da Monemvasia’da doğan şair toprak sahibi bir ailenin en küçük çocuğuydu. Liseyi bitirdikten sonra çalışmak için Atina’ya gitti. Ama bir süre sonra ciğerlerinden hastalanınca Monemvasia’ya dönmek zorunda kaldı. Bu yıllarda ilk şiirlerini yazan Ritsos ayrıca resim ve müzikle de uğraşmaktaydı. Bir yıl sonra yeniden Atina’ya giderek bulduğu geçici işlerde çalışmaya başladı. Ama hastalığı yineleyince 1927-30 yılları arasında aralıklı olarak Atina ve Girit’teki çeşitli sanatoryumlarda yattı. Bu sırada bol bol kitap okuma olanağı buldu. Sağlığına kavuşup hastaneden çıkınca Atina’ya dönerek bir işçi örgütüne girdi. İki yıl boyunca bu örgütün sanat etkinliklerini üstlenen Ritsos şiir dinletileri düzenledi, oyunlar sahneledi. Daha sonra bu örgüt içindeki çalışmaları sırasında tanıştığı bir yayınevi sahibinin yanında düzeltmenlik ve redaktörlük yaptı.
İlk şiiri yayımlandığında Ritsos 18 yaşındaydı. Hastanede yattığı dönemde çeşitli dergilerde şiirlerini yayımlamayı sürdürdü. 1934’te basılan ilk kitabı To Trakter’ı (“Traktör”)
1935’te l pyramides (“Piramitler”) ve 1936’da Epitaphios (“Mezar Yazıtı”) kitapları
izledi. Bu yıllarda Yunanistan’da general İoannis Metaksas anayasayı yürürlükten kaldırmış, parlamentoyu dağıtarak bir diktatörlük kurmuştu. Ritsos’un ilerici bir dünya görüşüyle yazdıklarından rahatsız olan Metaksas şairin bu son kitabını Atina’daki Zeus Tapmağı’nda törenle yaktırdı.
Ritsos II. Dünya Savaşı çıktığında sağlığına tam olarak kavuşamamıştı. Savaş süresince Atina’da kaldı ve hasta olmasına karşın durmaksızın şiir yazdı.
Yurdunu işgal eden Almanlar’a karşı direnen örgütlerden biri olan Ulusal Kurtuluş Cephesi’ne (EAM) 1945’te katılan Ritsos, Kuzey Yunanistan’daki birliklerde çeşitli görevler üstlendi. Makedonya Halk Tiyatrosu’nun çalışmalarını yönlendirdi. Savaşın sona ermesi üzerine Atina’ya dönerek bir yayınevinde çalışmaya başladı. Bu yıllarda, EAM’ın II. Dünya Savaşı sonrasında yönetime yeniden kralın gelmesine karşı çıkması üzerine başlayan iç savaş sürmekteydi. Bu siyasal
ortamda Ritsos 1948’de tutuklanarak 1952’ye kadar Limni, Makronisos ve Ayios Staratis adalarında sürgünde yaşadı. 1952’de özgürlüğüne kavuşunca Atina’ya dönen Ritsos, iki yıl sonra, Sisam’da doktorluk yapan Falitsa Yorgiadis’le evlendi.
Şiirleri birçok yabancı dile çevrilen Ritsos 1955-67 arasında çok sayıda şiir kitabı yayımladı. 1956’da Ay Işığı Sonatı (Sonata tu selinophotos) adlı yapıtıyla Ulusal Yunan Şiir Ödülü’nü kazandı. 1967’de albay Georgios Papadopulos ve arkadaşlarınca gerçekleştirilen askeri darbe sonunda demokrasi kesintiye uğrayınca Ritsos da tutuklandı. 1970’e kadar Yeros ve Leros adalarında sürgün yaşadı. 1972’de askeri cunta yönetiminde göreli bir yumuşama başlayınca son yıllarda yazdığı şiirlerini yedi kitapta topladı. Aynı yıl Knokkle- Zout Büyük Şiir Ödülü’nü kazandı. Ayrıca Mainz Bilimler ve Edebiyat Akademisi’ne üye seçildi. Bu ödüller ve onurlandırmaları 1974’te Uluslararası Dimitrov Ödülü, 1976’da Uluslararası Etna-Taormina Şiir Ödülü, 1977’de Lenin Ödülü, Selanik ve Birmingham üniversiteleri “onursal doktora” dereceleri izledi.
Ritsos’un şiirlerini dört döneme ayırarak inceleyebiliriz. İlk şiirleri kişisel, toplumsal ve siyasal yaşantılar arasında bağ kurmaya çalıştığı, yetişme dönemi de diyebileceğimiz dönemin ürünleridir. 1930’ların sonlarını kapsayan ikinci dönem şiirlerine yalın bir dil ve lirik bir anlatım egemendir. Üçüncü döneminin şiirleri Alman işgalini, iç savaşı ve sürgün yıllarını kapsar. Ritsos sanat yaşamının son dönemine “dördüncü boyut” adını vermektedir.
Ritsos’un birçok yapıtı dilimize çevrildi. Boyun Eğmeyen Ülke (1983), Umarsız Penelope (1983), Şiirler (1983), Yaşlı Kadınlar ve Deniz (1984), Alışkanlıklar da Değişir (1984), Parantezler (1986), Dikkatli Ariostos (1987), Helena Nöbetçi (1988), Grağanda (1989), bunlardan bazılarıdır.