Arı
Arı, Zar kanatlılar takımının arıgiller ailesinden, evcil ve yabani bal arıları, yaban arıları, vb. 20 000'e yakın böcek türüne verilen ortak ad. Bu türler içinde en çok tanınanları, bal üretmeleriyle ve bir tür "dans dili" geliştirmiş olmalarıyla ünlü halanlarıdır. Balansının bedeni üç bölüme ayrılır: Baş, göğüs, karın. Başta iki petek göz iki duyarga, bir ağız aygıtı bulunur; ağzın çok gelişmiş olan alt bölümü bir çeşit dile (glossum) dönüşmüştür; çiçeklerin şekerli sıvılarını (balözü) emmeye ve yalamaya yarar; göğüste iki çift kanat ve üç çift bacak bulunur; karın sarı ve siyah halkalardan oluşur.
Balarıları toplum halinde yaşar ve genellikle kendilerini yetiştirenlerin, yani arıcıların hazırladıkları kovanlarda barınırlar.
Bir arı toplumunda ana arı (kraliçe, beyan da denir), erkek arılar ve işçi arılar bulunur; ana arı ince uzun karnından tanınır; işçi arılarınsa arka bacaklarında fırçalar ve sepetler vardır. Ana arı ile işçi arılarda, zehir kesesine bağlı bir zehir iğnesi bulunur; erkek arılarda bu iğne yoktur.
ARI KRALLIĞIN DÜZENİ
Türün üremesini sağlayan arı, ana arıdır: Ana arı ömründe bir tek kez döllenir; bunun için 100-150 kadar erkek arıyla bir çiftleşme uçuşuna çıkar; bunlardan hangisi onun kadar yükseğe, binlerce metre yukarıya uçabilirse, ana arı onunla çiftleşir. İşe yaramayan öteki erkek arılarsa, bir süre daha alıkonduktan sonra öldürülür ya da kovandan atılırlar. Bu tek döllenmeden sonra başlayan yumurtlama, günde 1 000-2 000 yumurta arasında değişerek, kraliçenin ömrü boyunca 5 yıl sürer (soğuk aylarda yumurtlama durur). Yumurta açılınca içinden bir kurtçuk çıkar; kurtçuk evresi gelişmenin, biçim değiştirmenin (başkalaşma) ilk evresidir; bundan 6 gün sonra krizalit ya da nemf evresi gelir, ondan da 9-12 gün sonra erişkin bir böcek, yani arı ortaya çıkar. Yumurta döllenmemişse, erkek an, döllenmişse işçi arı çıkar. Kurtçuk arı sütüyle beslenirse, yavru ana arı olur; beslenmede arı sütü az kullanılırsa, yavru, kısır işçi arı olur. Böylece, bir kovanda birçok ana arı birden doğabilir; ama ilk çıkan ana arı, daha nemften çıkmadan önce, ötekileri yok etmeye bakar.
Kovanda işçi, erkek ya da ana arıların petekleri değişik büyüklükte ve değişik biçimde küçük boşluklardan (petek gözü) oluşur. İşçi arıların petekleri hem küçük hem de altıgen biçimlidir (altıgenlik, yeri en iyi değerlendirme olanağı sağlar).
Doğumlar, topluluk iki katma çıkıncaya kadar aralıksız sürer. Ana arı (kraliçe) uyruklarından bir bölümünü alarak kovandan ayrılır. "Oğul" denen bu gürültülü arı topluluğu, yakındaki bir yere, sözgelimi bir ağacın dalına üzüm salkımı gibi asılır, yeni bir toplum kurmak için bekler. Ama oğul vermeden önce, işçi arılar eski kovanda bir miktar ana arı petekçiği de yaparlar; bu petekçiklerde yetişen ana arılardan yalnız biri yaşayacak ve yeni kraliçe olacaktır.
Sayıları onbinleri bulan işçi arılar, iyi bir işbölümü yaparak, üremeden başka bütün toplumsal görevleri yüklenir. Her biri yaşamı süresince, belli kurallara göre bir çeşit çıraklık geçirerek, art arda çeşitli görevleri yerine getirir. Yavru arılar yumurtadan çıkar çıkmaz peteklerin temizliğinde kullanılırlar; ondan sonra, başka işçi arıların petek gözlerine doldurduğu baldan ve çiçek tozundan alarak kurtçukları ağızlarıyla beslerler.
Ancak 10. güne doğru dadılık, temizlikçilik ve depoculuk işini bırakarak, ilk kısa yön bulma uçuşlarını yaparlar. İşçi arıların petek yapmakta kullandıkları mumu arı bal özü ve çiçektozu toplayacağı çiçekleri aramak için, bazen kovandan birkaç kilometre uzaklaşır. Balözü, sindirim organında bala dönüşür. Arka bacaklarla toplanan çiçek tozlarıysa, götürülüp, petek gözlerine yığılır.
Not: Balansının (Apis mellifera) işçisi, dile benzer glossumuyla çiçeklerin balözünü emer ve midesinde bala dönüştürür. Sonra balı midesinden geri çıkarıp, bir ölümüyle erkekleri, kurtçukları ve ana arıyı besler; geri kalanını petek gözlerine depolar. İşçi arı, çiçeklerden kovana dönerken, arka kanatlarında çiçektozu sepetiyle de çiçektozu (polen) taşır ve kovanına gelince ön ayaklarındaki çiçektozu fırçasıyla temizler. Balansının gerçek bir kalbi ya da akciğeri yoktur. Onların yerine sırtı boyunca uzanan, bölmelere ayrılmış bir kan damarı vardır. Göğsünün büyük bölümü, ön ve arka kanatlan çalıştıran kaslardan oluşur.
Not: Bir arı kovanında ana arı çevresinde örgütlenmiş yaşam. Ana arı, sürekli olarak bütün gereksinmelerini yerine getiren işçi arılarla çevrilidir. Yeni ana arıların çıktıkları petek gözleri, kovandaki petek gözlerinin en büyükleridir . Öbür petek gözlerdeyse işçi arıların kurtçukları ve erkek arıların kurtçukları yaşar. İşçi arıların 10 günlüğe kadar olanları, kovan içindeki her tür işi yapar, kurtçukları besler, onuncu günden sonra, yeni petekçikleri yapmak için balmumu üretirler. günlük işçi arılar, bal aramaya çıkıp, mideleri bal özü dolu, arka bacakları polen (çiçek tozu) sıvalı olarak dönerler. İçerde çalışan işçi arılar, çiçektozunu ve balı depolarlar. Kovana yanlışlıkla bir kelebek (H) girerse hemen işçi arıların saldırısına uğrar; ama başka bir kovanın ana arısı içeri girince, yalnızca kovanın ana arısı ona saldırıp öldürmeye çalışır . Sıcak havalarda, işçiler, kovanın ağzında arkaları içeri dönük durup, kanatlarını çırparak kovanı havalandırır , böylece içerde sıcaklığı düşürürler; kış mevsiminde arılar ısınmak için birbirlerine sokulurlar . Ana arı (alttaki çizim), petek gözlerinin birine bir yumurta bırakır ve yumurtadan çıkan kurtçuk, çiçek tozu ve bal karışımı olan, işçi arılar tarafından üretilen, protein bakımından zengin arı sütüyle beslenir. Kurtçuk nemf evresine gelince , işçi arılar petek gözünün üstünü balmumuyla sıvarlar. Erişkin duruma gelen arı, balmumu örtüyü parçalayarak çıkar ve boşalttığı petek gözü, çiçek tozu ya da bal depolamada kullanılır.
ARILARIN DİLİ
Arıların duyularının, farkına bile varamadığımız olağanüstü olanakları vardır. Üstlerinde koku almaya yarayan binlerce duyu kabarcığı bulunan duyargaları, çiçekleri arayıp bulmada onlara kılavuzluk eder; gözleri,
insan gözünün bile farkedemediği bazı renkleri birbirinden ayırırlar. Çok gelişmiş koklama duyusuyla çiçeklerdeki çeşitli kokulan bulur ve ayırdederler. Bazı doğa bilginleri, insanlar nasıl nesnelerin biçimini görüyorsa, arıların da kokunun biçimini algılayabileceğini ileri sürmektedirler. Öte yandan arı, "yönelme"yi bilir ve güneşe bakarak dönüş yolunu bulur.
Arıların son derece önemli bir başka davranışı, bazı haberleri özellikle yeni bulunan bir besin kaynağını birbirine duyurma yetisidir. Bu bir konuşma dili değil, bir tür "dans dıli"dir. Arı bazen sağa, bazen sola doğru yaptığı dairesel hareketlerle bir şeyler anlatır. Çevresinde birikenl arkadaşlarının dikkatini böylece çeker. Bu dansla "çevreyi arayın, ama 100 metreden öteye gitmeyin" demek ister. 100 m'den ötedeki uzaklıklar için 8 biçiminde daireler çizer, karın bölümünü de uzaklıkla orantılı bir ritimle oynatır. Bu hareket dili, bütün arı ırkları için aynı değildir, sanki aynı dilin değişik ağızları söz konusudur.
ARILAR VE İNSANLAR
Bal ve balmumu yapan arı yetiştirmek, çok eski zamandan beri bilinmekte ve bunun izlerine İ.Ö. 3600 yıllarında Mısırlılarda Taşlanmaktadır. Arıcılık denen bu yetiştirme tekniği, eskiden bal alınırken petekleri ezerek arıların yok olmasına yol açarken, günümüzde oynar çerçeveler kullanılarak arılara zarar vermeden bal alma olanağı sağlanmıştır.Henkovan bir mevsimde30-35 kg bal, 50 kg çiçektozu (yapıcı ve dengeleyici besin olarak kullanılır), biraz arı sütü (ana arıların üstün besini) ve çeşitli amaçlarla kullanılan balmumu sağlar. Arıların yaptığı iş konusunda bir fikir edinmek için, 40 000 arının 45 000-50 000 arasında petek gözü yaptığını bilmek yeter.
Arıların tarım yapılan bölgelerde yetiştirilmesi çok yararlıdır; çünkü, durmadan çiçekten çiçeğe dolaşarak bitkilerin çapraz döllenmesini sağlarlar.
Bu yararlı böcek, bazen sokmasıyla insanlar için zararlı da olabilir. Arı soktuğunda, önce deride takılı kalan iğneyi çıkarıp, atmak, sonra deriye alkol sürmek gerekir. Arının iğnesi boğaza batmışsa ya da bir kişi birçok arı tarafından sokulmuşsa, hiç vakit geçirmeden bir sağlık kurumuna başvurmalıdır.
Not: Bir balansı kovanının toplumsal örgütü üç kasttan oluşur: Kısır dişi işçi arılar, erkekler, ana arı. Bir kovanda yaklaşık 50 000 işçi arı bulunur, petek gözleri yapma, kurtçuklar, erkek arıları ve ana arıyı besleme gibi işlerle uğraşırlar; ayrıca, uçup, çiçektozu kaynağı olabilecek çiçekleri ararlar. Erkek arıların sayısı 1 000 kadardır ve tek yaptıkları iş, yeni erişkin ana arıyı döllemektir. Ana arı döllenince erkek arılar kovandan dışarı atılır ve hiçbir iş yapmayı bilmediklerinden açlıktan ölürler.
işçi anlardan biri, bir balözü kaynağı bulunca, kovana dönüp, bir tür dans diliyle, öbür arılara bal özü kaynağının yerini haber verir. Önce, yüzünü güneşe dönüp (düşey çizgi), kaynak 100 m'den yakınsa, çiçeğin uzaklığıyla orantılı bir biçimde kanatlarını oynatır, sağa sola doğru küçük daireler çizer. Uzaklık 100 m'den çoksa, sekiz sayısına benzer iki daire çizer. Bu yarım dairelerin kesit çizgisi (verev çizgi) ile çapı arasındaki açı, güneşe göre izlenecek yönü gösterir.