BABAİ AYAKLANMASI
Baba İlyas yandaşlarının 1239’da başlattığı ve Anadolu Selçuklu tarihinde bir dönüm noktası oluşturan büyük Türkmen ayaklanmasıdır. Yankıları yüzlerce yıl süren ayaklanma özellikle dinsel alanda izler bırakarak Bektaşilik gibi tarikatların oluşumunu etkilemiş, kırsal kesimlerde yayılmasına yardımcı olmuştur.
Hareketin önderi, Türkmenler arasında görüşleri hızla yayılarak çevresinde büyük bir kitle toplayan Baba İlyas’tır. Horasan’dan Anadolu’ya göç eden Baba İlyas, Yesevi tarikatına bağlı, bu inançları Anadolu’da yaymaya çalışan bir dervişti. Tanrı sevgisinin dinin katı kurallarıyla biçimlenemeyeceğini, insanın ancak kendi gönlünce bu sevgiyi yaratabileceğini söylüyordu. Ona göre toplum, kadın-erkek ayrımı gözetilmeksizin tüm bireylerin oluşturduğu bir bütündü. Bu bütünün içinde tüm insanlar birbirine eşitti. Ama Selçuklular ve onların egemenliğindeki beylikler böyle olması gereken bu tannsal düzenden ayrılmışlar ve güçlüler yeryüzünü kendi aralarında paylaşarak eşitliği ortadan kaldırmışlardı. Oysa amaç bütün insanlann kardeşçe, banş içinde ve elbirliğiyle üreterek yaşamalan olmalıydı.
Baba îlyas’ın bu görüşleri Türkmenler’i çok etkiledi. Bu sırada Moğol baskısıyla çok sayıda Türkmen Azerbaycan ve Horasan’dan Anadolu’ya göçmüştü. Anadolu Selçuklulan bu yeni gelen Türkmen boylarının batıya geçmelerine izin vermiyordu. Aynca daha önceki göçlerle gelenler, Orta Anadolu bozkırlarında göçerlikten yerleşik yaşama geçmişlerdi. Ellerindeki ekili topraklan yeni gelen göçer Türkmenler’le otlak ve kışlak olarak paylaşmak istemiyorlardı. Böylece Türkmenler Güneydoğu Anadolu’da kısılıp kaldılar ve yığılmaya başladılar. Alışık olmadıktan ormanlık ve dağlık bir bölgede yurt tutmak zorunda kalan göçer Türkmenler hayvanlan için gerekli otlağı bulamayarak yoksulluk içine düştüler. Bu durum kaçınılmaz olarak göçerlerin devletin buyruklarını dinlememesine ve topraklara sahip çıkan yerleşik Türkmenler’le yer yer çatışmalarına yol açtı. Böylesi çatışmalarda Anadolu Selçuklu Devleti toprak sahiplerinden yana çıkıp göçerlere ağır cezalar veriyordu. Bunun yanı sıra Anadolu Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in halkı ezen adaletsiz yönetimi, yoksul ve haksızlığa uğrayan geniş Türkmen kitlelerini başkaldırmaya doğru itiyordu.
Bu ortam Baba İlyas’ın düşüncelerinin huzursuz halk arasında hızla yayılmasına yardımcı olmaktaydı. Halifesi Baba İshak, bu düşünceler çevresinde Türkmenler'i örgütlüyor, onlan bir ayaklanmaya hazırlıyordu. Türkmenler silah alabilmek amacıyla hayvanlannı satmakta, ayaklanma için Baba İshak’ tan gelecek işareti beklemekteydiler. Bu sırada Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in bir ayaklanma hazırlığı içinde olduğundan kuşkulandığı Baba İlyas’ın üzerine 1239'da ansızın saldırması ayaklanmanın başlamasına neden oldu.
Bu durum karşısında Baba İshak’m ayaklanma çağrısına Türkmenler’in yanı sıra, Halep ve Antep yöresine sürülen Harezm Türkleri de katılınca başkaldıranların sayısı arttı. Elbistan’da yenilen Selçuklular Sivas’ı Babailer’e bırakmak zorunda kaldılar. Ardından Amasya ve Kayseri de elden çıkınca Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev başkent Konya’dan uzaklaşmak gereğini duydu. Baba İlyas’ın Amasya Kalesi’nde öldürülmesi ayaklanmanın şiddetini daha da artırdı. Babailer Kırşehir’e doğru ilerlemeye başladılar. Ama Selçuklu ordusu bu arada derlenip toparlanmış, ücretli Frank askerlerinin orduya katılmasıyla da güçlenmişti. Kırşehir çevresinde yapılan savaşı Selçuklular kazandı. Baba İshak’m 1240’ta Amasya’da asılarak öldürülmesi, Babailer’in büyük çoğunluğunun kılıçtan geçirilip yok edilmesi Babai Ayaklanması’nı sona erdirdi.
Bu ayaklanma Anadolu Selçuklu Devleti’ nin güçsüzlüğünü ortaya çıkardığı gibi var olan gücünün de iyice sarsılmasına yol açtı (bak. A n a d o lu Selç u k lu D e v le t î). Anadolu Moğol istilasına uğradı. Buna karşılık Babai inancı etkisini uzun zaman sürdürdü. Değişik dinsel inançları olan toplulukları zamanla kendi içinde eriten ve kaynaştıran bir dinsel akıma dönüştü. Baba İlyas’ın yandaşlan Anadolu’nun çeşitli yerlerine dağılarak zaviyeler kurdular ve Baba İlyas’ın düşüncelerini yaydılar. Özellikle kırsal kesimde, Tokat, Amasya ve Sivas dolaylannda, daha sonra Batı Anadolu’da ve 14. yüzyıldan başlayarak Balkanlardaki Müslümanlar arasında bu düşünce kuramsallaştı. Baba İlyas ile Baba İshak, sonradan Bektaşilik adıyla ortaya çıkacak olan kurumun ve bu kurumun düşünce ve inanç ortamını yaratan Hacı Bektaş Veli’nin öncüsü oldular. Rumeli Bektaşileri arasında Baba İshak yalnız bir inanç kurucusu olarak değil, toplumda düzeni sağlayan kişi olarak da saygı gördü. Baba İlyas’ın halifelerinden Edebalı’ nın ise Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda önemli bir yeri vardır.