Baykuş
Baykuş, Başlarında genellikle tepelik telekleri bulunan, baykuş sular takımından gece yırtıcılarının ortak adı. Büyük bir kafa, düz yüz, fırlak gözler, çengelli gaga (yüz tüylerinden ötürü büyüklüğünün anlaşılması güçtür), güçlü bacaklar, keskin pençeler ve yumuşak tüyler, baykuşların temel ortak özellikleridir. Geniş bir alana yayılan baykuşsular (Strigiformes) takımı üç aile kapsar. Bunlardan Protostrigidae ailesinin Kuzey Amerika'da yaşayan üyelerinin soyu, yaklaşık 45 milyon yıl önce, Eyosen Dönemi'nde tükenmiştir. Geri kalan iki aileyse peçeli baykuşgiller ve baykuşgillerdir.
Peçeli baykuşgiller (Tytonidae) ailesi, 10 ya da 11 yaşayan tür ve 11 bilinen fosil tür kapsayan iki cins (Tyto ve Phodilus) içerir. Peçeli baykuşlarla ilgili ilk kayıtlar Fransa'da gerçekleştirilmiştir; bu kayıtlara göre peçeli baykuşların tarihi Miyosen Dönemi'ne (günümüzden yaklaşık 19 milyon yıl önce) dayanır. Peçeli baykuşların boyları 27-53 cm arasında değişir; gözleri oldukça küçüktür; yüzleri yürek biçimindedir; tüyleri açık renk, karın beyazdır.
Baykuşgiller (Strigidae) ailesi, 25-31 cins (3 cinsinin soyu tükenmiştir) ve 124-137 yaşayan tür (25 türünün soyu tükenmiştir) kapsar. Bilinen ilk tipik baykuşlar, günümüzden yaklaşık 38 milyon yıl önce Üst Eyosen ya da Alt Oligosen dönemlerinde, öncelikle Avrupa'da yaşamışlardır. Baykuşgillerin boyu 13-71 cm arasında değişir; gözleri çok iridir; yüzleri yuvarlak, ayakları tüylüdür; bazı türlerin tepelerinde «kulak» adı verilen tepelikler vardır. Tüyleri genellikle koyu renklidir ve karın kesiminde belirgin desenler bulunur.
Birçok baykuş gececidir; ne var ki aralarında cüce baykuşun (Glaucidium passerinum) da bulunduğu bazı türler, alacakaranlıkta etkinlik gösterir ve şafak vakti avlanırlar. Buna karşılık, yer baykuşu (Speotyto cunicularia) gibi az sayıda baykuş türü gündüzleri de etkindir. En küçük baykuşlar, boylan yalnızca 13 cm, kanat açıklıkları 32 cm ve ağırlıkları yalnızca 50 g olan cüce baykuşlardır. En iri baykuş, boyu 71 cm, kanat açıklığı 2 m'den çok ve ağırlığı 4 kg olan puhudur (Bubo bubo).
Bütün baykuşlar parlak gün ışığında iyi görürler; buna karşılık, yalnızca bazı baykuş türleri, zayıf ışıkta da iyi görürler. Baykuşların öbür kuşlara göre daha fırlak olan gözleri neredeyse hareketsizdir ve baykuş başka yere bakmak isterse, kafasını çevirmek zorundadır; buna karşılık birçok tür, kafalarını yatay olarak 270 °, yani bir çemberin 3/4'ü kadar çevirebilir ve başlarını yukarıya ve aşağı 1800 döndürebilir.
Baykuşların kulak delikleri gözlerinin arkasında ve yanlardadır. Kulaklar, yüze düz görünümü veren, seyrek ve ses geçiren tüylerle kaplanmıştır. Birçok baykuşta yaklaşık bir göz büyüklüğünde kulak delikleri bulunurken, birkaç türde kafanın bütün yan kesimini kaplayan çok büyük kulak deliklerine rastlanır. Baykuşların dokuz cinsine giren bireylerin kulak delikleri bakışımsızdır. 4 türün kafatası kemikleri de bakışımsızdır.
Geceyırtıcıları diye nitelenen baykuşlar, yalnızca canlı avlarla beslenmeleri dışında gündüzyırtıcılarıyla sözgelimi kartallar) hiçbir ortak özellik taşımazlar. Dişilerin renkleri erkeklerinkiyle aynıdır; ama dişiler erkeklerden biraz daha iri olur. Baykuşların çoğu mağaralarda, ağaç kovuklarında, harap taş evlerde yuva yaparlar; bazı baykuş türleriyse, başka kuşların yeraltında yaptıkları yuvalara yerleşirler. Dişiler genellikle 2- 8 beyaz yumurta yapar.
Baykuşların Türkiye'de yaşayan başlıca türleri kulaklı orman baykuşu (Asio otus), bataklık baykuşu (A flammeus), alaca baykuş (Strix aluco), puhu (Bubo bubo) ve cüce baykuştur (Otus scops).