Beylerbeyi Sarayı
BEYLERBEYİ SARAYI, 19. yüzyıl, Osmanlı mimarlık tarihinde çok sayıda saray ve köşkün yapıldığı bir yüzyıl olarak yer alır. Kuzguncuk ile Beylerbeyi arasında bulunan eski bir bahçenin yerine yaptırılan Beylerbeyi Sarayı da 19. yüzyıldan kalmadır. Boğaziçi’nin Anadolu yakasını, görkemi ve zarafeti ile süsleyen bugünkü saray daha önce II. Mahmud zamanında yaptırılan ve 1851’de yanan ahşap sarayın yerine 1865’te Padişah Abdülaziz tarafından yaptırılmıştır. Mimarı o dönemin birçok sarayının yapımını üstlenen Sarkis Balyan’dır.
Yazlık Saray’ın yanında Mermer Köşk, Sarı Köşk ve Ahır Köşk’ten oluşan Beylerbeyi Sarayı denizden geriye doğru setler halinde yükselen bir bahçenin içinde yer alır. Birçok havuzun bulunduğu ve ağaçlarla kaplı bahçe, tümü Paris’te yaptırılmış hayvan heykelleri ile süslüdür. Yazlık Saray ile Sarı ve Mermer köşkler arasında bulunan havuz, içinde sandalla gezilebilecek kadar büyüktür. Yüksek bir duvarla çevrilmiş olan saraya kara tarafından girişi sağlayacak bahçe kapıları açıldığı gibi, denize bakan bahçe duvarına da, deniz yoluyla gelindiği zaman girişi sağlayacak iki kapı açılmıştır. Bu duvarın iki köşesinde denize bakan altı köşeli iki küçük deniz köşkü vardır.
Bahçedeki büyük havuzun kenarındaki iki katlı San Köşk’ün her katında bir salon ve iki oda bulunur. Havuzun arkasındaki Mermer Köşk ise tek katlıdır. Cephesi mermer kaplı olan köşkte, ortasında fıskiyeli bir havuz bulunan sofa ile iki oda vardır. Ahır Köşkü padişahın atlarının bakımı için yaptırılmıştır.
Rönesans ve Barok karışımı bir mimarlık anlayışıyla yapılmış olan iki katlı asıl saray (Yazlık Saray) deniz kıyısında yer alır ve önünde rıhtımı vardır. Yapımında mermer ve kefeki taşı kullanılmıştır. Özellikle Boğaz’a bakan yanı olağanüstü süslü üslubu ile dikkati çeker. Saraya haremden, selamlıktan ve koltuk kapılarından (önünde nöbetçi duran kapı) olmak üzere ayrı ayrı üç mermer merdivenle çıkılır. Sarayın zemin katının ortasında üstü camekânlı ve 16 mermer sütunun çevrelediği bir havuz bulunur. Deniz hamamı olarak kullanılan bu havuzun suyu denizden sağlanır. Birinci katının tümü mermer, ikinci katı ise mermer benzeri taşlarla döşeli olan sarayın altı büyük salonu ve 24 odası vardır. Yapının orta yerinde bulunan altlı üstlü iki salon ile odaların iç süslemeleri çok zengindir. Saray mermer ve ahşap oymacılığı, altın nakış işçiliği, resim ve yazı ile yoğun bir şekilde bezenmiştir.
Sarayda padişahların yanı sıra birçok ünlü konuk da kalmıştır. Abdülaziz çoğunlukla yaz aylarını burada geçirirdi. Abdülhamid Balkan Savaşları başladıktan sonra Selanik’ten buraya getirilmişti. Sarayda kalan yabancı konukların önde gelenleri arasında III. Napolyon’un eşi Fransa İmparatoriçesi Eugénie, Avusturya İmparatoru Franz Joseph, Karadağ Kralı Nikola, İran Şahı Nasıreddin ve Grandük Nikolay sayılabilir.