Çaldıran Savaşı
23 Ağustos 1514’te Osmanlı Devleti ile İran’daki Safevi Devleti arasında yapılan ve Doğu Anadolu’nun bütünüyle Osmanlı egemenliğine girmesiyle sonuçlanan büyük meydan savaşıdır.
Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim tahta geçtiği 1512’den beri Safevi Devleti’ne karşı bir sefere girişmeyi düşünüyordu. Çünkü Safeviler hem Osmanlı Devleti’nin doğu sınırını sürekli olarak tehdit ediyorlar, hem de Anadolu’da giriştikleri yoğun Şiilik propagandasıyla ülkenin birliğini bozmaya çalışıyorlardı. Yavuz Sultan Selim tahtını sağlamlaştırdıktan sonra bu sorunu çözmeye karar verdi ve büyük bir orduyla Mart 1514’te Edirne’den hareket etti. Önce, Anadolu’da geçtiği yol boyunca Safevi yanlısı olduğu ileri sürülen topluluklara karşı acımasızca bir kıyıma girişti. Üç ay süren yorucu bir yolculuktan sonra Eleşkirt’e (Ağrı yakınlarında) ulaşan ama hâlâ düşmanla karşılaşmayan Osmanlı ordusunda ayaklanma belirtileri baş gösterdi. Yavuz Sultan Selim çeşitli önlemlerle askerleri yatıştırdı. Yeniden ilerlemeye başlayan ordu İran topraklarına girdi. Şah İsmail komutasındaki Safevi ordusunun Hoy yakınlarındaki Çaldıran Ovası’nda toplandığı öğrenilince, Osmanlı ordusu buraya yöneldi ve iki ordu 23 Ağustos 1514’te karşı karşıya geldiler.
Osmanlı ordusunda sağ yana Anadolu Beylerbeyi Sinan Paşa, sol yana Rumeli Beylerbeyi Haşan Paşa komuta ediyordu. Yavuz Sultan Selim ise 10 bin tüfekli yeniçeri, topçu ve kapıkulu süvarileriyle merkezde bulunuyordu. Osmanlı ordusu çok yorgun olmasına karşın ateşli silahlar, özellikle de top bakımından üstün durumdaydı. Safevi ordusu ise atlı asker sayısı yönünden daha güçlüydü. Her iki ordunun da yaklaşık 120 bin askeri vardı. Süvarilerine çok güvenen Şah İsmail ilk anda Osmanlı ordusunun kanatlarına yüklenerek çevirmek, sonra da merkezini çökertmek istiyordu. Bu amaçla giriştiği saldırı başlangıçta başarılı oldu. Ama Osmanlı topçusunun açtığı ateş karşısında süvariler dağılmaya başladı. Merkezdeki yeniçerilerin karşı saldırısıyla da Safevi ordusu tam bir bozguna uğradı. Yaralanan Şah İsmail savaş alanından güçlükle uzaklaşabildi. Eşi Taçlı Hanım ise Osmanlılar’a tutsak düştü. Şah İsmail’i izleyen OsmanlI ordusu 6 Eylül 1514’te Safeviler’in başkenti Tebriz’e girdi. Yavuz Sultan Selim kışı bu yörede geçirmek düşüncesindeyken erzakı azalan orduda huzursuzluk baş gösterince İstanbul’a doğru yola çıktı.
Çaldıran Savaşı’nın sonunda, en önemlisi Dulkadıroğulları Beyliği olmak üzere Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki beyliklerin tümü Osmanlı egemenliği altına girdi. Tebriz’in ve İran topraklarından bir bölümünün ele geçirilmesiyle Safeviler ile Mısır’daki Memlûklar arasındaki bağlantı kesildi.'Bu durum Yavuz Sultan Selim’in daha sonra Memlûklar’ı yenmesinde önemli rol oynamıştır. Aynca Tebriz’den geçip Anadolu’ya ve Suriye’ye giden İpek Yolu’nun denetimi de bundan böyle Osmanlılar’ın eline geçmiştir. Çaldıran Savaşı’nın bir başka özelliği de 200 yılı aşkın bir süre devam edecek olan Osmanlı-İran savaşlarının başlangıcı olmasıdır.