Cüzam
Cüzam deride, kol, bacak ve yüz sinirlerinde, burunda ve vücudun öbür bölümlerinde ağır doku bozukluklarına yol açan bir hastalıktır. Lepra ya da Hansen hastalığı olarak da bilinen cüzamın etkeni Mycobacterium leprae denen, çomak biçiminde bir bakteri yani basildir. Bu hastalığa yakalananların derisinde şişkin yumrular oluştuğu için özellikle yüzün görüntüsü çok bozulur. Hastalık sinirleri de etkilediğinden, özellikle kol ve bacaklardaki duyu yitimi nedeniyle hastalar derilerine sivri uçlu bir şey batırılsa ya da ateş tutulsa bile hiç ağrı duymazlar. Kasları zayıflayıp güçsüz düştüğü için de hareket yetenekleri iyice azalır. Gerek bu kas zayıflığından doğan tembellik, gerek dış etkenlere tepki vermeyi engelleyen duyu yitimi nedeniyle cüzam eskiçağlarda “miskin hastalığı” olarak anılmıştır.
Cüzam bir bakteriden ileri geldiği için bulaşıcı bir hastalıktır. Ama öbür mikrobik hastalıklar gibi dokunmayla ya da tükürük yoluyla kolay kolay bulaşmaz. Sağlıklı bir insanın cüzama yakalanması için hastaların arasında uzun yıllar yaşaması ve yakın temasta olması gerekir.
Hastalığın ağır ya da hafif geçmesi kişinin cüzam mikrobuna göstereceği dirence bağlıdır. Hastalığın hafif biçimi, deride beliren ve kendi kendine iyileşen yaralardan öteye geçmez. Ama yeterince dirençli olmayan kişiler hastalığa yakalanır ve düzenli bir tedavi görmezlerse, zamanla kolları ve bacakları sertleşir, el ve ayakları pençe biçimini alabilir. Ayrıca duyu yitimi nedeniyle hastanın hiç farkına varmadan kendini yakması ya da bir yerini kesmesi tehlikesi de vardır. Cüzamlılarda görülen biçim bozukluklarının çoğu da aslında bu tür kazalardan ileri gelir.
Cüzam çok ender olarak ölümle sonuçlanan bir hastalıktır; ama tedavi edilmeyen kronik hastalarda daha ağır ve ölümcül hastalıklara yakalanma olasılığını artırır.
Bugün dünyada, büyük bölümü Batı ve Orta Afrika, Güney Amerika ve Güneydoğu Asya’da olmak üzere 10-15 milyon kadar cüzamlının olduğu sanılmaktadır.
Yüzyıllar boyunca insanlar cüzamı işledikleri günahların cezası olarak gördükleri için en korkunç hastalıklardan biri saydılar. Bu yüzden, hem cüzamlıları günâhkar kabul ettikleri, hem de hastalığın bir kez dokunmakla bulaştığına inandıkları için cüzamlıları toplum dışına ittiler ve yaşamlarını dilenerek kazanmak zorunda bıraktılar.
Günümüzde cüzam ilaçla tedavi edilebilen bir hastalıktır. Ama tedavinin uzun sürmesi ve ilaçların pahalı olması, dünyanın yoksul ülkelerinde hastalığın tümüyle önlenmesini geciktirmektedir. Dünya Sağlık Örgütü bu hastalığa karşı savaş açarak çiçek hastalığı gibi cüzamı da yeryüzünden silmek üzere bir kampanya başlatmayı planlamıştır.