Meslek Hastalıkları
Meslek Hastalıkları,bazı iş kollarında çalışan kişilerde, işin niteliğine ya da çalışma koşullarına bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklardır. Mesleklerin çoğu can güvenliği ve sağlık açısından hiçbir tehlike taşımaz; oysa dalgıçlık ve otomobil yarışçılığı gibi bazı mesleklerde kazaya uğrama riski çok yüksektir. Bu iki grubun dışındaki mesleklerde ise, işin gereği olarak sürekli karşı karşıya kalman bazı zararlı maddeler çeşitli meslek hastalıklarına yol açabilir. Bu olayı iş kazalarıyla karıştırmamak gerekir.
Günümüzde meslek hastalıklarının ve bu tip hastalıklara yol açan işkollarının sayısı oldukça kabarıktır. Bu alandaki çalışmalar sürdürüldükçe bu sayı daha da artmaktadır. Bugün doktorlar, bir insanın mesleğinin tanı açısından önemli bir ipucu olduğunu bildiklerinden, kendilerine başvuran hastalara mutlaka ne iş yaptığını da sorarlar.
Toz Hastalıkları
Havadaki tozlardan ileri gelen akciğer ve boğaz hastalıkları, 17. yüzyılda saptanan ilk meslek hastalıkları grubudur. Tozlu yerlerde çalışanların aldığı her solukta, havada yüzen toz parçacıkları da doğal olarak ağızdan ve burundan içeri girer. İnsan öksürdükçe, akciğerlerindeki bir miktar tozu dışarı atabilir. Ama aylarca, yıllarca tozlu ortamda kalınırsa yavaş yavaş akciğerlerde biriken tozlar zatürree, bronşit ve verem gibi akciğer hastalıklarına yakalanma olasılığını artırır.
Ayrıca bu parçacıklar, tozun niteliğine bağlı olarak, doğrudan doğruya kendilerine özgü birtakım hastalıklara yol açabilir. Bu tip hastalıkların en bilinen örneklerinden biri, özellikle kömür işçilerinde görülen pnömokonyozdur. Akciğerlerde biriken kömür tozları nedeniyle hasta soluk darlığı çeker, hırıltılı soluk alır ve sık sık öksürür. Asbest işçilerinde de buna benzer belirtiler gösteren asbestoz hastalığı görülür. Üstelik bu kişilerde, solunumla alman asbest parçacıklarına bağlı olarak yıllar sonra akciğer kanseri ortaya çıkabilir.
Taş ocağı işçilerinde, taş yontucularda ve buna benzer işkollarında çalışanlarda görülen silikoz hastalığı ile küflenmiş saman ve tahıllarda gelişen bir mantar türünün sporlarının akciğerlere yerleşmesinden ileri gelen çiftçi pnömokonyozu da oldukça sık görülen toz hastalıklarıdır. Kurumuş kuş gübrelerinden kalkan tozların solunması da çiftçi pnömokonyozuna benzer bir hastalığa yol açar. Ama, kuşların ya da kümes hayvanlarının bakımıyla ilgili bir işte çalışmayanlar bu hastalığa yakalandığında, yasalarca bu bir meslek hastalığı sayılmaz.
Aslında bir alerji hastalığı olan astım da bazı kişilerde meslek hastalığı olarak ortaya çıkabilir. Bu kişilerin akciğerleri, buharlaşarak çalıştıkları ortamın havasına karışan yağlıboya, tutkal, matbaa mürekkebi, mobilya cilası, lehim, biyolojik deterjanlar, platin cevherleri ve epoksi reçineler gibi bazı maddelere duyarlıdır. Sürekli bu maddelerle karşı karşıya kaldıkları için, hırıltılı ve tıkanır gibi soluk almalarına yol açan astım krizleri geçirirler.
Deri Hastalıkları
Bazı fabrikalarda işçiler, değdiği yerde deriyi yakan ya da kızarıklıklara yol açan maddelerle çalışmak zorunda kalırlar. Başlangıçta genellikle pek etkilenmedikleri bu maddelere karşı zamanla duyarlık tepkileri gelişir ve daha dokundukları anda deride kızartılı döküntüler belirir. Bu gruptaki meslek hastalıklarına daha çok boya, kimya ve kozmetik sanayilerinde çalışan işçilerde rastlanır. Egzama ya da dermatit denen bu kaşıntılı kızarıklıkların nedeni çoğu kez nikel ya da başka bir metaldir.
Ağır Metal Zehirlenmeleri
Bileşiminde kurşun ve cıva gibi ağır metallerin bulunduğu kimyasal maddelerle çalışan işçilerde de çeşitli meslek hastalıkları görülür. Derideki gözeneklerden emilerek ya da buharları solunarak vücuda giren bu metaller dışarı atılamadığı için zamanla dokularda birikir. Kurşun zehirlenmesi özellikle gemi yapımı, maden arıtma ve boya sanayisinde çalışan işçilerde, cıva zehirlenmesi ise doğrudan doğruya cıva arıtımında ya da termometre gibi cıvalı araçların yapımında çalışan işçilerde yaygındır. Her iki metal de beyni ve sinir sistemini etkilediği için hastada güçsüzlük, hareketlerinde uyumsuzluk ve zihinsel yetilerinde azalma görülür.
Kanser ve Lösemi
Morötesi ışınlar ya da X ışınları gibi bazı elektromagnetik ışımaların kansere ve lösemiye yol açtığı biliniyor. Bu yüzden, nükleer sanayi dallarında çalışanlara mutlaka koruyucu giysiler verilir ve vücutlarındaki radyoaktiflik düzeyi belirli aralıklarla ölçülür. Röntgen filmi çeken hastane görevlileri de ya koruyucu bir önlük giyerler ya da ışınların ulaşamayacağı bir yerde dururlar. Arada bir çektirilen röntgen filmiyle alınan X ışınlarının insana bir zararı dokunmaz; ama her gün çok sayıda röntgen filmi çeken sağlık görevlileri böyle bir tehlikeyle karşı karşıya demektir.
Bazı kanser türleri de benzen, kadmiyum ya da boyaların bileşimindeki anilin gibi kimyasal maddelerden ileri gelir. Deri kanseri ise daha çok katran, zift ve krom tuzlarıyla çalışan işçilerde görülür.
Öbür Meslek Hastalıkları
Bunların dışında daha pek çok meslek hastalığı vardır. Çok gürültülü makineler ve jet uçakları sağırlığa yol açabilir. Havalı matkap kullanan işçilerin ellerinde ve parmaklarında duyu yitimi ile dolaşım bozuklukları görülebilir. Aynı hareketin sürekli olarak yinelenmesi de vücudun belirli bölümlerinde sorun yaratabilir. Çok geniş olan bu gruptaki hastalıkların en yaygın örnekıeri, yazı makinesi kullananların ve terzilerin parmaklarındaki, posta dağıtıcılarının omuzlarındaki ve ev temizlik işçilerinin dizlerindeki biçim bozukluklarıdır.
Alınması Gereken Önlemler
İşyerindeki çalışma koşullarının sağlığı için tehlike yarattığını fark eden her işçi, öncelikle işyerinin ya da fabrikanın doktoruna başvurarak bu konuda önlem alınmasını istemelidir. Eğer belirli bir meslekte ya da işkolunda karşılaşılabilecek tehlikeler önceden biliniyorsa, hava filtreli maskeler, gaz sızdırmayan bölmeler, özel eldivenler, koruyucu giysiler ve gözlükler gibi özel donanımların bulundurulması birçok ülkede yasalarca öngörülmüştür. Böylece, işin niteliğinden kaynaklanan hastalıklara yakalanma tehlikesi yasalarca “kabul edilen” düzeye indirilmiş olur.
Türkiye’de sosyal sigorta kapsamına giren meslek hastalıklarının listesi Sosyal Sigortalar Kurumu’nca belirlenmiştir. Sigortalı bir işçi, kurumun saptadığı meslek hastalıklarından birine yakalandığında, sağlığı düzelinceye kadar her gün “geçici işgöremezlik” ödeneği alır. Eğer bu işgöremezlik durumunun kalıcı ve sürekli olduğu bir raporla belirlenirse, işçiye ömür boyu gelir bağlanır.