Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Veba

  • Okunma : 331
Veba Resim

Veba, tarih boyunca büyük salgınlara yol açarak milyonlarca insanın ölümüne neden olan çok bulaşıcı bir hastalıktır. Bu hastalığın etkeni olan bakteriler insandan insana doğrudan bulaşmaz, yalnız pirelerle taşınır. Aslında bu taşıyıcı pireler insanın değil, lağım faresi adıyla bilinen kemelerin asalağıdır; bu yüzden veba hastalığı da daha çok kemirici hayvanlarda görülür. Ama, kemeler arasında yayılan bir salgında bu hayvanlar ölünce, üstlerinde yaşayan pireler konak değiştirerek öbür memelilere ve insana geçer. Böylece, yeni konağının kanını emerken veba mikrobunu da bulaştırdığı için hastalık bu kez insanlar arasında yayılır. Bu nedenle, özellikle lağım fareleriyle insanların iç içe yaşadıkları yerlerde veba salgınları daha sık görülür.

    Vebanın, vücuda giren bakterilerin yerleştiği dokuya göre değişik belirtiler veren başlıca iki tipi vardır: Hıyarcıklı veba (ya da hıyarcık vebası) ve akciğer vebası. Titreme, yüksek ateş, kusma, baş ve kas ağrıları gibi belirtilerle başlayan hıyarcıklı vebada, kasıklardaki ve koltuk altlarındaki lenf düğümleri iltihaplanarak şişer. Hıyarcıklı veba denmesinin nedeni işte bu şişliklerdir. Hastalığın bu tipi genellikle daha hafif geçer ve antibiyotik tedavisine olumlu yanıt verir; ama zamanında önlem alınmazsa akciğer vebasına dönüşebilir. Bakterilerin ya doğrudan doğruya ya da lenf düğümlerinden kana geçerek akciğerlere yerleşmesiyle gelişen akciğer vebası, zatürree belirtileri veren çok ağır bir hastalıktır. Akciğerler kanı oksijenleme görevini yapamadığı için, derisinin rengi iyice kararıp koyu maviye dönen hasta 3-4 gün içinde ölür. Eğer bakteriler kana karışarak bütün vücuda yayılırsa, kan zehirlenmesi (septisemi) nedeniyle hastalık bir gün içinde ölümle sonuçlanabilir.

    İÖ 10. yüzyıldan beri bilinen veba, lağım farelerini barındıran gemiler aracılığıyla 14. yüzyılda Asya’dan Avrupa’ya yayılmış ve ortaçağ boyunca insanların korkulu rüyası olmuştur. Sokakların pis, evlerin ve yaşama koşullarının sağlıksız olduğu, kanalizasyon sorununun çözülemediği o çağlarda salgınların biri bitmeden öbürü başlardı. Ama içlerinden biri belki de bütün insanlık tarihinin en korkunç salgınıdır. 1340’ların sonlarında baş gösteren ve hastalann rengi nedeniyle “Kara Ölüm” olarak anılan bu salgında, o yüzyıldaki Avrupa nüfusunun yarıdan çoğunun öldüğü sanılıyor. Bunu izleyen 300 yıl boyunca veba salgınlan aralıklı olarak sürdü, ama hiçbiri Kara Ölüm kadar ürkütücü değildi. Kemelerin yok edilmesi ve kentlerdeki sağlık koşullannın iyileştirilmesiyle, 1665’te Londra’da yaşanan son büyük salgından sonra Avrupa bu hastalıktan kurtuldu.

    Ne var ki, veba mikrobu tümüyle yeryüzünden silinmiş değildir. 1894’te bu kez Çin’de başlayan bir veba salgını bütün Güneydoğu asya ve Hindistan’a yayıldı. Bu salgın sırasında, İsviçreli bakteriyoloji bilgini Alexandre Yersin önce vebaya yol açan bakteriyi tanımladı, daha sonra da hastalığa karşı bağışıklık sağlayan etkili bir serum hazırladı. Bugün bile tropik ülkelerde küçük çapta veba salgınları görülürse de, koruyucu aşılarla hastalığın önünü almak ve antibiyotiklerle hastalan tedavi etmek olanağı vardır.

Veba Resimleri