Sarıhumma
Sarıhumma, Afrika’nın batı kıyıları, Batı Hint Adaları, Güney Amerika’nın kuzey bölgeleri, ABD’de Meksika Körfezi’nin çevresi ile Mississippi Irmağının aşağı vadisi gibi tropik ve sıcak yörelerde görülen bulaşıcı bir hastalıktır. Bir virüsten ileri gelen hastalık karaciğeri etkileyerek bir çeşit sarılığa yol açtığı için bu adla anılır. Sarılığın dışındaki başlıca belirtileri yüksek ateş, titreme nöbetleri, baş ve sırt ağrıları, şiddetli kusma, ayrıca çoğu zaman kusmayla birlikte ağızdan kan gelmesidir.
Sarıhummanın etkeni de sıtmada olduğu gibi bir tür sivrisinekle taşınır. Gövdesinde açık renk enine çizgiler olduğu için çizgili sinek (Aedes aegypti) denen bu hayvan hasta bir insanı sokup kanını emerken buradan virüsleri de alır ve sağlıklı kişilere bulaştırarak hastalığın hızla yayılmasına neden olur. Sarıhummanın bu yolla bulaştığı, 20. yüzyılın başlarında Küba’nın başkenti Havana’da yapılan deneylerle kanıtlanmıştır. Doktorlar, kuşkulu görülen bu sivrisineklerin kendilerini sokmasına ortam hazırlamışlar ve içlerinden biri sarıhummadan ölmüştür.
Hastalığın yayılmasında sivrisineklerin rolü kanıtlandıktan sonra bu sineklerin ürediği bataklıklar ve durgun su birikintileri kurutulmuş, böylece 1901’den bu yana Havana çevresinde sarıhumma salgınlarının önü alınabilmiştir.
Bütün virüs hastalıklarında olduğu gibi sarıhummada da ilaçla tedavi olanağı yoktur ve hastalığa yakalanan ortalama her 10 kişiden biri ölür. Bu nedenle sarıhummayla savaşta en büyük görev koruyucu hekimliğe düşer. Nitekim, eskiden çok büyük salgınların görüldüğü birçok tropik ülkede sivrisineklerle savaş ve aşılama kampanyaları sonucunda sarıhumma olayları önemsenmeyecek kadar azalmıştır. Hastalığın yeniden salgınlara dönüşmemesi için, sarıhumma tehlikesi taşıyan tropik ülkelere gidecek bütün yolcuların aşılanması zorunludur.