Farabi
Farabi, Türk filozofu (Farab, Türkistan 870-Şam 950). Bağdat'ta öğrenim gören Farabi (tam adı Ebu Nasr Muhammet Farabi’dir), ünlü bilginlerden ders aldı. 992'den ölümüne kadar Hamdani hükümdarı Seyfüddevle'nin sarayında yaşadı.
Ortaçağ'daki Batı dünyası, Aristoteles'i en iyi yorumlayan İbni Rüşt'e merak, sarınca, Farabi'yi de tanıma ve okuma gereğini duymuş, çok geçmeden Farabi, Batı'nın en çok başvurduğu filozoflarından biri olmuştur.
Felsefeye mantık yoluyla giren Farabi, çalışmalarını özellikle metafizik üstünde yoğunlaştırmış, İslâm ile felsefe arasındaki çelişkileri ortadan kaldırmaya çalışmış, dini, felsefenin temelindeki öz olarak ele almıştır. Aristoteles mantığının ışığı altında, İslâm dininin felsefe açısından değerlendirilmesini zorunlu görmüş, İslâm dinine felsefi bir nitelik kazandırmaya çalışmıştır. Bu bakımdan, Doğu'da İslâm felsefesinin kurucusu sayılmaktadır.
Ortaçağ İslâm felsefesine kavramcılığı ve mantığı getiren Farabi, doğacı felsefeyi bir kenara iterek zihinci felsefeye yönelmiş, el-Kindi'yle başlayan aristotelesçi felsefenin konularını ve sınırlarını belirleyip, bir sistem haline getirmiş, Plotinos'un Theologia'sını Aristoteles'in yapıtı sanarak inceleyip, etkisinde kalmış ve Theologia'ya dayanarak Aristoteles ile Eflatun'u uzlaştırmak için Kitab ül-Cem Beyne Re'yeye'l Hakim'i (İki Filozof Arasındaki Düşüncelerin Uzlaştırılması) yazmıştır.
Farabi'nin felsefesinin temeli İllet-i Ulâ'dır (İlk neden); gerçeğe varmak için duyu verilerinin yol açtığı etkilerden ve ruhun bütün kuşkulu eğilimlerinden sıyrılarak, aşkın önderliğine ve yol gösterici niteliğine bağlanmak gerekir; aşk, ruhun coşku içinde Tanrı'ya bağlanmasıdır. Tek aydınlatıcı yol ve temel kural olan aşk, akla ışık tutar ve onu duyuların gerçeği saptırıcı etkisine karşı korur.
Farabi'nin, felsefesi gibi mantığı da Aristoteles'in görüşlerinden kaynaklanır ve üç temel bölüme ayrılır: 1) el-Mebadi (ilkeler); 2)el-Burhan(kanıtlama); 3)el-İstintac (sonuçlama). Kanıtlama da ikiye ayrılır: Et-Tasdikat (önermeler); et-Tasavvurat(kavramlar). Kanıtlama, kesin yargıya giden tek yoldur.
Fizik alanındaki görüşlerinde de Aristoteles'ten esinlenen Farabi'ye göre atom yoktur; madde ve suret vardır. Madde ve suret, eşyanın varoluşundaki iki temel ilkedir.
Farabi'nin ruh anlayışı, İslâm düşünce yaşamını büyük ölçüde etkileyen Eflatun'dan ve İskenderiye okulunun kurucusu Plotinos'tan farklıdır. Ruhların sonsuzluğuna, bedenden önce varolduklarına ve bedenden bedene geçtiklerine inanmaz. Ona göre ruh, bedenin dışında varlığını sürdürme gücü ve yeteneğinden yoksundur. İnsan ruhu Tann'yla birleşerek en yüce basamağa (el-Kemal'e) erişince, kendini unutur; artık varlığını koruma, kendi özünü bilme söz konusu olamaz; Farabi'nin "el-Feyz" adını verdiği bu kesiksiz ve birbirine bağlı olaylar dizisinde, Tanrı bütün evrene, ruhsa duygu dünyasına bağlanır.
Farabi'ye göre evren iki çeşittir: Emr âlemi; halk âlemi. Emr âlemi nedensizdir. Halk âlemiyse belli bir nedenle var olmuştur ve bir duyu âlemidir.
Farabi'de, ahlâkın temeli bilgidir. Akıl, iyiyle kötüyü ancak edindiği bilgilerle ayırdedebilir. Akıl insana bir "irade özgürlüğü" verir; Tanrı'nın özünden gelen "akıl"la bağlantılı olan bu özgürlük,hem gerekli, hem de "belirlenmiştir". Sonuç olarak, Farabi, ahlâk anlayışı bakımından da Aristoteles ile Eflatun'un "iyi" kavramını, Aristoteles'in "en iyiye ulaşma çabası"nı benimsemiştir Ama "en iyi"den anladığı, Tanrı'ya yaraşan niteliktir.
Farabi, akıl ile ruhu bazen eş anlamlı, bazen yanyana ve birbirinin bütünleyicisi, bazı yerlerdeyse birbirinden ayrı varlıklar olarak kabul eder. Ona göre aklın dört "mertebe"si vardır: Bilkuvve akıl, bilfiil akıl, müstefad akıl, faal akıl. Vacibülvücut (kendiliğinden gerekli varlık) olan birinci vücuttan (varlık türündendir), önce akl-ı evvel (birinci akıl) doğar. Yaratılmış olan akl-ı evvel in özünde kesret (çokluk) vardır. Birinci akıldan da el-akl-ı sâni (ikinci akıl), felek-i evvel (birinci kat gök) el-akl-ı faal ve öbür gök katları ortaya çıkar.
Başlıca yapıtları: El-Maani ül-Akl (Aklın Anlamlar el-İhsa ül-Ulum (Bilimlerin Sayımı),el-Medinet ül-Fazıla (Erdemli Toplum), Füsus ül-Hikem (Hikmetlerin Özleri), Uyun ül-Mesail (Ele Alınan Konuların Kaynaklan,, Kitab el-ârâ el-Meninet ül-Fazıla (Erdemli Toplumun İlkeleri Üstüne Kitap).