Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Friedrich Hölderlin

  • Okunma : 768

Friedrich Hölderlin, Alman şairi (Lauffen, Württemberg 1770-Tübingen 1843). Tübingen protestan din okuluna giren (1788) Friedrich Hölderlin, papazlığa yatkın olmadığını anlayınca ayrılıp, çeşitli kentlerde eğitmenlik yaptı. Frankfurt'ta banker Gontard'ın çocuklarına ders verirken, anneleri Susette Gontard'a âşık olup, karşılık gören, ama umutsuz bu aşkın esiniyle "Diatoma" adını taktığı sevgilisi için Hyperion (1797) adlı romanını yazarak, bütün umut ve umutsuzluklarını, bu arada aşkını, son derece lirik, şiirsel bir dille anlattı (Hyperion'dan önce de, başlangıçta Klepstock ve Schiller'in etkisinde, sonraları bütünüyle kişisel bir dille, yaratılış karşısındaki sürekli hayranlığını ve tanrıyla birleşme özlemini dile getirdiği şiirler yazmıştı).

Tanrı'yla birarada yaşama özlemini, Der Tod des Empodekles (Empodekles'in Ölümü, 1798-1799) adlı trajedisinde işleyip, birbiri ardı sıra üç kez yeniden yazdığı bu trajedisinde dehanın yalnızlığını ve yeryüzündeki bütün engelleri devirmek zorunluluğunu dile getirdi. Şiirlerinin en başarılıları sayılan uyaksız, serbest ölçüyle yazdığı ilahilerinde, Dionysos ve İsa uygarlıklarını bağdaştırmaya çalıştı: Archipelagos (Takımada), Brod und Wein (Ekmek ve Şarap), Rhein (Ren), Patmos. Bordeaux'ya yaptığı bir yolculuk sırasında büyük bir sinir bunalımına kapılıp, Fransa'nın iç kesimlerinde başıboş dolaştıktan sonra, akıl dengesi iyice bozulmuş olarak Tübingen'e döndü. Zaman zaman aklına yeniden kavuşur gibi olduğu dört yıl daha yaşadıktan sonra öldü.

Şiirlerinde Wieland ve Wilhelm von Humboldt'un yeni helenciliği ile Friedrich Schlegel'in romantizmi arasındaki yolun ortasında bir yere yerleşen Hölderlin, bir üst toplumun, bir tür yunanlaşmış Schwaben'in kurulmasını hızlandırmaya çalışmıştır. Ona göre, bu toplumda, ölüm "doğaya dönüşten başka şey'' olmayacaktır; insanlıksa, klasik çağ Yunanistan'ında olduğu gibi, sürekli bir gençleşme içinde gelişecektir.