Homo erectus
Homo erectus, Tarihöncesi insan türlerinden biri. Homo erectus'un kalıntıları ilk olarak 1891'de HollandalI hekim Eugene Dubois tarafından Endonezya'da Cava adasında (bu yüzden Cava İnşamda denir) bulundu. Dubois bu insan türüne, "iki ayağı üstünde doğrulabilen, yürüyebilen maymun-insan" anlamında Pithecanthropus erectus adını verdi; elde ettiği fosiller maymun ile insan arasında o güne kadar kanıtlarına rastlanmamış bir ara evrenin varlığını belgeliyordu. Pithecanthropus erectus adı sonradan, bu insan türünün kuşkuya yer vermeyecek biçimde insanı andıran bedensel özellikleri ve günümüzün insanına (Homosapiens) evrim açısından yakınlığı nedeniyle, Homo erectus olarak değiştirildi.
Afrika dışındaki bölgelerde fosillerine rastlanmayan Australopithecus'un tersine, Homo erectus'un günümüzden 1 600 000 yıl öncesinden 250 000 yıl öncesine kadar uzun dönemde, Eski Dünya'nın büyük bölümünde yaşadığı bilinmektedir.
Fosil buluntuları. Dubois'nin Homo erectus'la ilgili ilk buluntular olan Cava İnsanı kalıntılarına rastlamasından sonra, Cava adasının Homo erectus kalıntıları bakımından olağanüstü zengin olduğu anlaşıldı. Mocokerto, Sangiran ve Ngandong (Solo) kentleri çevresinde, yaklaşık 20 Homo erectus'un fosilleri bulundu. Cava'da bulunan, farklı dönemlerden kalmış bu fosiller, söz konusu insansı öbeği içindeki evrimsel değişikliklerin belirlenmesini sağladı.
1927-1937 arasında Pekin yakınındaki Çukutien'de de 40-50 kadar Homo erectus'un kalıntıları bulundu. "Pekin İnsanı" adı verilen Çukutien Homo erectus'unun kalıntılarının fiziksel özellikleri ile Cava fosillerininkiler arasında fark bulunmadığı anlaşıldı. Daha sonra Çin'in Şansi ilindeki Lantien'de de, "Lantien İnsanı" adı verilen Homo erectus fosilleri bulundu.
1950 yıllarında başlayarak Afrika kıtasındaki birçok arkeoloji alanında da Homo erectus fosilleri ortaya çıkarıldı. Özellikle Tanzanya'da Olduvai boğazında, Luis ve Mary Leakey, pek çok fosil örneği buldular; Leakey'lerin oğlu Richard Leakey ve ekibi, Kuzey Kenya'daki Turkana gölü bölgesinde, Çukutien kalıntılarıyla büyük benzerlik taşıyan bir kafatası ortaya çıkardılar.
1984'te, genç ve iri bir Homo erectus'un ayak kemikleri dışında bütün iskeleti bulundu. Kazılarda pek çok Australopithecus örneklerinin çıkarıldığı Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeki Swartkrans'ta da, daha geç dönem tabakalarında çok sayıda Homo erectusfosiline rastlandı. Ayrıca, Cezayir'de Ternifin'de, Ternifin İnsanı adı verilen Homo erectus fosilleri bulundu.
Homo erectus kalıntılarına Avrupa'da da rastlanmıştır. Bunlar arasında Almanya'da Heidelberg İnsanı'nın çene kemikleri, Macaristan'da Vertesszöllös'te ortaya çıkarılan kafatası parçaları ve Yunanistan'da Petralona'da bulunan kafatası, Fransız Pireneleri'nde Tantavel yakınındaki Arago'da Homo sapiens fosilleriyle birlikte bulunan Homo erectus fosilleri sayılabilir. Arago fosillerinin, söz konusu insansı türleri arasında evrimsel bir geçişi simgelediği varsayılır.
İnsan türünün evriminde Homo erectus'un konumu, H.erectus'tan daha ilkel nitelikteki Australopithecus ve Homo habilis örneklerinin yakın dönemde bulunmasıyla, önemli ölçüde değişmiştir. En eski Homo erectus örneklerinin beyin hacmi günümüzün insanının beyin hacminin en az yarısı kadarken, daha yakın dönemlerden kalmış fosillerin beyin hacminin günümüzün insanınınkinin üçte ikisi kadar olması, Homo erectus'un Homo sapiens'ten hemen önceki, Homo habilis'ten de sonraki döneme yerleştirilmesine yeterli bir kanıttır.
Kültür bulguları. Eski Dünya'nın birçok bölgesinde, Homo erectus'un varlığını belgeleyen bulgular, Acheul (Aşölyen) kültüründen ve bağıntılı kültür geleneklerinden kalma taş aletlerde görülür. İşlenmemiş, kaba biçimde olmalarına karşın, baltalara benzer yarıcı aletler daha ustalıklı yapılmıştır ve erken dönemin Australopitbecus'larından kalma Olduvai aletlerine oranla daha çok el becerisi sergilerler.
Ateşi bulan ilk insan türünün Homo erectus olduğu varsayılmaktadır. Gerçekten de, Çukutien gibi soğuk kuzey bölgelerinde oturmayı olanaklı kılacak tek şey, ateştir. Bazı arkeoloji alanlarında küçük boyutlu yanık toprak parçaları bulunması, eski ateş odaklarının varlığını belgelemektedir. Fransa'da birçok arkeoloji alanında da, insan elinden çıkma barınaklar, vb. sığınma yerleri ortaya çıkarılmıştır.
Homo erectus'un toplu avcılık yaptığını kanıtlayan bulgular da vardır. Kenya'da Olegasailie'de bulunmuş taş aletler ve babun kemikleri, Homo erectus avcılarının nispeten kısa bir zaman dilimi içinde çok sayıda hayvan avladıklarını göstermektir. İspanya'da Torralba'da bulunan 50 filin kalıntıları da, burasının bir av alanı olduğunu göstermektedir.
Özel olarak Homo erectus'lara ayrılmış mezarlara rastlanmamıştır; bulunan insan kemikleri hayvan kemikleriyle bir aradadır. Buna karşılık, birçok Homo erectus kafatasın m alt bölümünde, beynin dışarı çıkarılmasına olanak verecek büyüklükte delikler görülmesi, Homo erectus'un yamyamlık da yaptığını düşündürmektedir. Günümüzden 300 000-200 000 yıl öncesinden kalmış fosil bulgularında, Homo erectus giderek yok olmuş ve yerini Homo sapiens fosilleri almıştır.
Not:Afrika, Asya ve Avrupa'daki birçok arkeoloji alanında Homo erectus kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. Bu kalıntılardan anlaşıldığına göre günümüzden 1 600 000-250 000 yıl önce yaşayan Homo erectus'un (A) boyu 1,5 m'yi biraz aşıyordu. Kafatası uzun ve yassı, kaşları yay biçiminde ve gürdü. Kafatası iç hacmi (C) 850-1 300 cm³ arasında değişiyordu. Homo sapiens 'in (D) kafatası hacmiyse 1 300-1 350 cm³'tü. Taş aletler kullandığı bilinen Homo erectus'un, ateşi bulan ilk insan türü olduğu varsayılmaktadır.