İçsalgı hastalıkları
İçsalgı hastalıkları, Genellikle bir ya da daha çok bezden aşırı hormon salgılanması ya da az hormon salgılanması sonucu ortaya çıkan hastalıkları belirten genel terim. Genellikle ur oluşumu ya da anormal hücre çoğalmasıyla birlikte görülen aşırı hormon salgısına, hipofizden salgılanan tropik hormonlar gibi etmenlerin iç salgı bezlerini aşırı uyarması yol açar. Gereğinden az hormon salgılanmasıysa, birçok nedenden kaynaklanır: Hücrelerin cerrahi girişim ya da ışınım etkisinde kalmaları sonucu iç salgı bezlerinin körelmeye uğramaları; hormon bireşiminde rol oynayan enzimlerde doğuştan eksiklikler bulunması, perhiz koşulları.
HİPOTALAMUS VE HİPOFİZ BEZİ
Hipotalamus ile hipofiz bezi birbirleriyle çok sıkı bir ilişki içindedirler. Hipotalamus, salgılatıcı ya da salgılamayı ketleyici hormonlararacılığıyla, ön hipofizin etkinliğini değişikliğe uğratır. Özel bir damar sistemiyle ön hipofize ulaşan bu sinir hormonlar, büyüme hormonu, adrenokortikotrop hormon (ACTH), folikül uyarıcı hormon (FSH), prolaktin (PRL), lüteinleştirici hormon (LH) ve tiroyit uyarıcı hormon (TSH) gibi hormonların salgılanmasını düzenlerler. Sinirhormonların salgılanması, dopamin ve asetilkolin gibi sinir ileticileri tarafından başlatılır ve stres, plazma kortikosteroyit düzeyleri, günün saati ve östrojen düzeyleri tarafından etkilenir.
Hipotalamus salğılayıcı hormonların salgılarında azalma, ikincil hipofiz yetmezliği (ikincil hipopitüarizm) adı verilen bir durumla sonuçlanır. Genellikle bu duruma urlar, beyin iltihabı (ansefalit) ya da çeşitli iltihaplar yol açar.
Genellikle bir hipofiz uru sonucunda ortaya çıkan büyüme hormonunun aşırı salgılanması, devlikle ya da akromegaliyle sonuçlanır. Aşırı salgılama, uzun kemiklerin epifizlerinin kapanmasından önce (olgunlaşma döneminde) olursa, devliğe yol açar; yani o kişinin boyu 2,1-2,4 m'ye kadar uzar. Aşırı salgılama epifizlerin kapanmasından sonra (erginlerde) olursa, akromegaliye yol açar: Altçenenin aşırı büyüyerek öne doğru çıkması; yüz çizgilerinin kaba bir durum almasıyla sonuçlanan kemiklerin aşırı büyümesi ve yumuşak dokuların sertleşmesi; iri eller ve geniş parmaklar; çoğunlukla da eklem ağrıları.
Aşırı büyüme hormonu salgılanması, öbür hormonların eksikliğine yol açabilir ve kadınlarda âdet bozukluklarının eşlik ettiği cinsellik hormonlarının salgılanmaması gibi bozukluklarla sonuçlanabilir. Tedavi, ağır parçacık ışınlamasına ya da urun (ya da bozunun) cerrahi girişimle çıkarılmasına dayanır.
Cushing hastalığı, steroyit hormonun, özellikle de kortizolün (hidrokortizon) böbreküstü bezinden aşırı salgılanmasına yol açan ACTH salgılayan urdan kaynaklanır. Bu hastalığın başlıca belirtileri "aydede yüzü", ince deri, kas yitimi ve zayıflaması ile tansiyon (atardamar basıncı) yüksekliğidir.
Bir hipofiz uru ya da ikincil bir hipofiz salgısı azalması (hipotalamus etkisinin ortadan kalkması) sonucu prolaktinin aşırı salgılanması, galaktore (memeden, emzirmeye bağlı olmadan, kendiliğinden, sürekli olarak süt gelmesi), âdet yokluğu ve kısırlıkla birlikte görülür.
Hipofiz hormonlarının tümünün üretiminin aynı anda azalmasina "panhipopitüarizm" adı verilir. Büyüme hormonu eksikliği, genellikle çocuklukta görülen büyümenin yavaşlamasına ya da cüceliğe yol açar. Tiroyit uyarıcı hormonun (TSH) salgılanmaması, soğuğa dayanıksızlık, yavaş konuşma ve kansızlıkla belirti veren tiroyit bezinin yeterince çalışmamasına yol açar. ACTH yokluğuysa, özellikle kortizol (hidrokortizon) salgılanmasının ortadan kalkması durumunda, zayıflık, dolaşım yetmezliği ve tansiyon düşüklüğüne yol açar. FSH ve LH yokluğu âdet kesilmesine, cinsel organların köreltmesine, libido yitimine, sperma ve yumurta hücresi üretiminin ortadan kalkmasına ve kısırlığa yol açar. Prolaktin yokluğu süt salgısını ketler. Panhipopitüarizmin tedavisi, salgılanmayan hormonların verilmesine dayanır; ama bu tedavi kısırlığı düzeltmez.
Hipotalamus, antidiüretik hormonun (ADH, vazopressin) ve oksitosinin bireşimini sağlar; bunlar arka hipofizde depo edilir ve strese ya da meme emmeye yanıt olarak salgılanır. Şekersiz şeker hastalığı adı verilen ADH eksikliği, idrarla büyük miktarda su yitirilmesine yol açar. Bu durum, ADH'nin üretildiği hipotalamus çekirdeklerinde oluşan urların ya da hastalıkların (ya da böbrek borucuklarının ADH'ye yanıt vermemeleri durumunun) sonucudur. Neden, hipotalamustan kaynaklanıyorsa, hastalık hayvansal ya da sentetik ADH verilerek düzeltilebilir. Yeni doğan çocuklarda, tedavi edilmezse, zekâ geriliğine ya da su yitimi nedeniyle ölüme yol açar.
TİROYİT
Tiroksin ve triiyodotironin hormonlarının eksikliğinin (tiroyitin yeterince çalışmaması ya da hipotiroyidizm) kökeni ya tiroyittedir (birincil hipertiroyidizm), ya da hipofiz ya da hipotalamusun denetimindedir (ikincil hipertiroyidizm). Söz konusu hormonların dölüt döneminde ya da bebeklik döneminde az salgılanması, kretinizmle sonuçlanır. Kuru, kırışık deri, irileşmiş dil, salyaları akan bir ağız ve ablak bir yüzle belirti verilen hastalıkta, bebekler duyumsamaz durumdadır; kalp atışları ağırlaşmıştır ve beden sıcaklıkları normalin altındadır.
Çocuk olarak yaşlarından küçük gösterirler; erişkin olaraksa cücedirler. Bu anormal durum teşhis edilip, erkenden tedavi altına alınmazsa çocuklarda en azından en şiddetlisine kadar zekâ geriliğine yol açar.
Tiroyit hormonu eksikliğine erişkinlerde görülen tepkiye, "miksödem" adı verilir. Belirtileri arasında yüzde, el ve ayaklarda, beden boşluklarında aşırı ödem, farklı aşamalarda kişilik değişiklikleri, kısık sesle konuşma, sarımsı deri, zihinsel duyumsamazlık ve yavaşlamış beyin dalgaları, vb. sayılabilir. Tedavisi çoğunlukla, hastaya ömür boyu tiroyit hormonu verilmesine dayanır. Miksödem, başka içsalgı bezlerini de etkileyebilir ve ACTH ile büyüme hormonu azalabilir; bu durum üremeyi engeller.
Tiroyit bezinin aşırı çalışmasının belirtileri arasında sinirlilik, çarpıntı, kulakçık aritmileri, metabolizma yüksekliği, ısıya dayanıksızlık ve besin alımında artışın yanı sıra, kilo yitimi sayılabilir. En yaygın biçimi, gözyuvarlarının dışarı fırladığı ve tiroyit bezinin büyüdüğü Graves hastalığıdır. Hastalıkta dolaşımdaki tiroksin (T4) ile triiyodotironin (T3), tiroyit folikül hücrelerindeki alıcılara bağlanan anormal antikor grupları nedeniyle, belirgin bir biçimde yükselmiştir. Bu tiroyit uyarıcı immunoglobülinler (TSİ), TSH gibi etki gösterirler; buna karşılık, tiroyit hormonları tarafından olumsuz geribesleme ketlemesine bağımlı değildirler.
İyot eksikliğinden kaynaklanan guatr, genellikle deniz ürünlerinin bulunmadığı bölgelerde görülür. Beslenme rejiminde iyot eksikliği, T3 ve T4'ün dolaşımda düşük düzeylerde bulunmasına ve bir ödünleme yanıtı olarak hipofiz TSH'sinin artan miktarlarda salgılanmasına yol açar. TSH, daha çok iyot içeren hormonların bireşimini artırmak için, tiroyit bezinin büyümesini uyarır. BÖBREKÜSTÜ BEZİ
Böbreküstü kabuğu yetmezliği (Addison hastalığı), özbağışıklık hastalıklarına ya da verem, kanser gibi hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkan böbreküstü bezi körelmesinin sonucudur. Aldosteron (mineralkortikoyit) ve kortizolün (hidrokortizon, glikokortikoyit) üretiminin ilerleyici yitimi, kas zayıflığına ve bitkinliğe, derinin aşırı pigmentleşme sonucu koyulaşmasına, tansiyon düşüklüğüne ve kilo yitimine, ayrıca çoğunlukla bulantı ve ishale yol açar.
Böbreküstü bezi normalde üreme işlevinde ikincil etkileri olan cinsellik hormonları üretir; ama, bazı doğuştan enzim yoklukları, androjenlerin aşırı üretilmesine yol açar. Bunun sonucu olarak, kadında aşırı kıllanma ve dış üreme organlarının erkek görünüşünde gelişmesi ortaya çıkar.
Aşırı miktarda dış kökenli hormonların verilmesinden, glikokortikoyit salgılayan bir urdan ya da hipofiz ACTH'sinin aşırı salgılanmasından kaynaklanan kortizol fazlalığı, Cushing sendromu adı verilen klinik tabloyla sonuçlanır: Aşırı protein harcanması, kolayca berelenebilen deri incelmesine ve mor çatlaklar oluşturan üstderi doku yırtılmalarına yol açar; aynı zamanda belirgin kas zayıflığı ve bedende yeni bir yağ dağılımının oluşmasıyla, yağların karın boşluğunda, yüzde ve sırtta toplandığı gözlemlenir; ayrıca el va bacaklarda da incelme görülür.
Aşırı mineralokortikoyit salgısı, belirgin potasyum yitimine ve bedende aşırı sodyum (tuz) tutulmasına yol açar. Belirtileri arasında kas zayıflığı, tansiyon yüksekliği, idrar hacminde aşırı artma ve potasyum yitimine bağlı alkaloz sayılabilir. Genellikle aldosteron üreten bir böbreküstü bezi urunun yol açtığı bu belirtiler, "Conn sendromu" diye adlandırılır.
Böbreküstü bezi iç bölgesi urlarından (feokromositornalar) kaynaklanan adrenalin ya da noradrenalinin aşırı salgılanması, genellikle aşırı tansiyon yüksekliğiyle sonuçlanır. Hastalarda şiddetli başağrısı, çarpıntı, göğüs sancıları, aşırı içdaralması soğuk ter basması, deri renginin soluklaşması ve bulanık görme de gözlemlenebilir.
PARATİROYİT
Paratiroyit hormon (PTH) eksikliği, kanda kalsiyum düzeyinin düşmesi (hipokalsemi) ve sinir-kas aşırı duyarlılığıyla (tetani) sonuçlanır. Tiroyit bezinin çıkarılması sırasında istenmeden paratiroyit bezlerinin de alınmasından (ya da hasar görmesinden) ya da bir tür özbağışıklık hastalığından kaynaklanır.
Paratiroyit bezinin aşırı çalışması (hiperparatiroyidizm), kemik emilim hızını artırarak, kan kalsiyum düzeyinin aşırı yükselmesiyle (hiperkalsemi) sonuçlanır. Süreğen PTH fazlalığı, iskelette kemik erimesine bağlı bazı değişikliklere, kan kalsiyum düzeyinin aşırı yüksekliği de yumuşak dokularda, sözgelimi böbrekte, geri döndürülemeyen kalsiyum tuzu birikimlerine yol açabilir.
CİNSELLİK BEZLERİ
Gözle görünür bir neden olmadan, erken ama normal hipotalamus-hipofiz olgunlaşması nedeniyle yumurtalıkların ve erbezlerinin vaktinden önce gelişmesi, bedenin büyümesini hızlandırır; buna karşılık, sonunda, kemiklerin büyüme uçlarının erken kaynaşması sonucu bodurlukla sonuçlanır. Bu duruma "vaktinden önce gerçekleşen cinsel gelişme" adı verilir: Daha 6 yaşında, üreme olanaklı duruma gelir. Yumurtalıkların ve erbezlerinin vaktinden önce gelişmesinin sonucu olarak beyin urları ve beyin iltihabı (ansefalit) da oluşabilir.
Erkek üreme organlarının ve ilgili yapıları ile erkeklik özelliklerinin gelişmesi ve işlev görmeleri, hipofiz gonadotrofinlerine dayanır. LH, erbezlerini androjen üretmeleri için uyarır. FSH de, cinsellik bezleri hücrelerinin sperma üretmelerini uyarır. Birincil erkek hipogonadizmi (erbezi yetmezliği), eksik enzimler yüzünden androjenlerin (testosteron) bireşiminin yapılanmamasından ileri gelir. İkincil erkek hipogonadizmiyse, ya androjen üretimini ketleyen LH'nin ya da sperma oluşumunda bir eksikliğe yol açan FSH'nin eksikliğinden kaynaklanır. Erişkinlikten önce ya da ergenlik dönemi sırasında FSH ve LH eksikliği, cinsel organların ve ikincil cinsel özelliklerin gelişmesini geciktirir. BH de eksikse, cücelik oluşur.
Birincil âdet yokluğu (amenore), bir ur durumunda hipofizin işlev görmemesine ya da sözgelimi tiroyit bezinin yeterince çalışmaması gibi başka içsalgı bozukluklarına bağlı olabilir. İkincil âdet yokluğu âdet çevrimini durdurur.
PANKREAS
Çocuklarda şeker hastalığı (jüvenil şeker hastalığı ya da 1. tip şeker hastalığı) hem kalıtımsal, hem çevresel etkenlerin sonucudur; insülin yetmezliğiyle ve kan şekeri yüksekliğiyle belirti verir. İnsülin tedavisi uygulanmazsa, hastalık hızla ilerleyerek su yitimi, ketoasidoz, kan hacminde azalma, tansiyon düşüklüğü, koma ve ölümle sonuçlanır.