Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Işınduyarlık

  • Okunma : 619

Işınduyarlık, Canlı dokuların ışınımların etkisine gösterdikleri duyarlık. Canlı doku ışınım etkisinde kaldığında, dokunun molekül yapısı bozulur ve canlı hücreleri yok edebilen, kromozomlara zarar veren ya da başka bozunlara yol açabilen bir olaylar zinciri başlar. Japonya'ya atılan atom bombalarından kurtulabilmiş 76 000 kişi üstünde 40 yılı aşkın süredir yapılmakta olan ayrıntılı gözlem çalışmalarının da büyük katkısıyla, çok miktardaki ışınımın insan bedeni üstündeki biyolojik etkileri aydınlatılmıştır. Düşük düzeyli ışınım etkisinde kalmanın yolaçabileceği zararlı etkiler henüz tam anlamıyla aydınlatılmamıştır; ama çeşitli araştırmalardan anlaşıldığına göre, düşük düzeyli ışınım etkisinde kalma, önceleri sanıldığından daha tehlikeli olabilir. Üstelik, yeni araştırmalar, sık kullanılan aygıtların ve enerji hatlarının oluşturduğu düşük düzeyli elektromagnetik alanlar ile kanser arasında istatistiksel önem taşıyan bir ilişki bulunduğunu ortaya koymuş, ama henüz nedensel bir ilişki saptanmamıştır.

Etkisinde kalınan ışınım

Yeryüzündeki herkes her gün herhangi tür bir ışınımın etkisinde kalır. ABD'de yapılan bir araştırmaya göre, etkisinde kalınan ışınımın % 82'si, gama ışınları ve alfa ya da beta parçacıkları üreten kozmik ışınlar ve güneş ışınları gibi doğal kaynaklardan gelmektedir. Bozunarak zehirli radon gazına dönüşen radyoaktif radyum elementi de, kayalardan, topraktan ve yeraltı suyundan çevreye yayılır. Etkisinde kalınan ışınımın geri kalan % 18'lik bölümüyse, insan yapısı aygıtlardan yayılan ışınımlardan kaynaklanır. Tıpta kullanılan X ışınları söz konusu ışınımlara örnek gösterilebilir. Nükleer reaktörlerin ve silah fabrikalarının kullanılmış yakıtları, yüksek düzeyli atıkları, vb. radyoaktif yan ürünler de, gevşek güvenlik önlemlerinden ya da çağdışı tesislerden dolayı doğru depolanmamaları durumunda, etkisinde kalınan ışınıma eklenebilir. Ayrıca, Pennsylvania'daki (ABD) Three Mile İsland'da ve eski SSCB'deki Çernobil'de olduğu gibi, nükleer santral kazaları ve nükleer patlamaların oluşturduğu serpintiler, atmosferde yüksek ışınım düzeyleri oluşturur.

Beden dokusunun her gramının soğurduğu ışınım miktarı, RAD'la(radiation absorbed dose = soğurulan ışınım dozu) belirtilir. İnsanın yumuşak dokusunun ışınım etkisinde kalmasından kaynaklanabilecek biyolojik etkileri tanımlamak için kullanılan ölçü birimi REM'dir (roentgen equivalent man = röntgen eşdeğeri insan). 10 000 REM düzeyinde bir doz, merkez sinir sistemini yıkarak ölüme yol açar. Bedenin tamamına verilen 300 REM'lik doz, % 50 oranında ölüme yol açar. 300 ve 100 REM arasındaki dozların bozunlara yol açabilecekleri ortaya konmuştur.

Işınım etkileri

Işınım etkileri dört gruba ayrılabilir: İve-gen (akut) bedensel etkiler; gelişmeyle ilgili etkiler; kalıtımsal etkiler; geç ortaya çıkan bedensel etkiler. İvegen bedensel etkiler, ışınım etkisinde kalındıktan sonraki günlerde ya da haftalarda ortaya çıkarlar: Beynin zarar görmesi, sayıklamaya ve çırpınma nöbetlerine neden olur; göz merceğinin zarar görmesi sonucunda kataraktlar oluşur; sindirim yolu zarar görmüşse bulantı ve kusma ortaya çıkar; yumurtalıkların ya da erbezlerinin zarar görmesi kısırlığa neden olabilir; kemik iliğinin uğradığı zarar, bedenin enfeksiyona karşı savaşma yeteneğini etkiler. Etkisinde kalman ışınım derecesine bağlı olarak, kemik iliği, bağırsak çeperi ya da deri gibi belirli dokular, ışınımın öldürdüğü hücreleri birkaç gün içinde yenileyebilirler; ama yüksek ışınım dozları nedeniyle saçların kırlaşması kalıcıdır ve pigment yapıcı hücrelerin, belirli bir doz düzeyinin üstüne çıkıldığında yenilenmediklerini kanıtlamaktadır.

Işınım etkisinde kalan gebe kadınların karnındaki dölütlerde gelişmeyle ilgili etkiler gözlenir. Özellikle, gebeliğin 8. ve 15. haftaları arasında ışınım etkisinde kalınmışsa, bebeğin beyninin zarar görmesi ve zekâ geriliği sık karşılaşılan bir sonuçtur; dolayısıyla gebe kadınların, röntgen çektirmekten kaçınmaları gerekir. İşınım etkisinde kalmış yetişkinlerde kalıtımsal değşinimler de ortaya çıkabilir ve bu değişinimler, çocuklara ya da sonraki kuşaklara aktarılır.

Geç ortaya çıkan bedensel etkiler, kişinin ışınım etkisinde kalmasından yıllar sonra ortaya çıkan etkilerdir ve başlıcaları, çeşitli kanser biçimlerinin gelişmesidir. Yakın dönemde yapılan bir araştırmayla, düşük ışınım dozlarının bile, insanlarda kanser gelişmesi olasılığını eski tahminlere oranla üç-dört kat artırdığı ortaya konmuştur. Aynı araştırmaya göre, yalnızca bir kez 10 REM ışınım etkisinde kalan 100 000 kişide kanser nedeniyle ölenlerin sayısı, eski tahminlerden yaklaşık 790 kez daha fazla olacaktır. Kişinin yaşamı boyunca her yıl bir kez 0,1 REM ışınım (yani bir kez kafa ve beden CAT taraması yaptırılınca alınan doza eşdeğerde) etkisinde kalması, her 100 000 kişide kanserden ölümleri 550 artırabilir. İşınım etkisinde kalan çocuklarda kanser ortaya çıkması olasılığıysa, yetişkinlerinkinden yaklaşık iki kat yüksektir.