Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

İttihat Ve Terakki Cemiyeti

  • Okunma : 335
İttihat Ve Terakki Cemiyeti Resim

İttihat Ve Terakki Cemiyeti, 1908’de II. Meşrutiyet’in ilanında ve II. Meşrutiyet döneminde (1908-18) Osmanlı Devleti’nin yönetiminde etkin bir rol oynamış siyasal dernek ve partidir.

    İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin çekirdeğini 1889’da İstanbul’daki Askeri Tıbbiye’de beş öğrencinin gizli olarak kurduğu İttihad-ı Osmani Cemiyeti oluşturur. II. Abdülhamid’in baskıcı yönetimine karşı mücadeleyi amaçlayan bu gizli dernek başlangıçta fazla bir etkinlik gösteremedi. 1894’te Paris’te aynı amaçlar doğrultusunda mücadele eden Ahmed Rıza Bey’le ilişki kuruldu. 1895’te Ahmed Rıza Bey’in önerisiyle adını Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti olarak değiştiren dernek İstanbul’da bazı etkinliklere giriştiyse de üyelerinin bir bölümü tutuklandı. Bundan sonra etkinlikler yurtdışına kaydı. Yurtdışına kaçıp Paris, Cenevre, Londra, Berlin ve Kahire gibi kentlerde toplanan aydınlar dergiler, gazeteler, broşürler yayımlayarak batı kamuoyunu etkilemeye, yurtiçindeki aydınlarla da bağlarını sürdürmeye çalıştılar. Ne var ki, II. Abdülhamid de boş durmuyor, hem aydınların bulunduğu ülkelerin yönetimlerine baskı yapıyor, hem de reform sözleri vererek aydınları kandırmaya çalışıyordu. Bu girişimler bir ölçüde etkili oldu ve bazı aydınlar ya yurda döndü ya da etkinliklerine son vererek yurtdışında resmi görevler aldı. Ama cemiyetin çalışmaları durmadı.

    Yurtdışına kaçan yeni aydınlar cemiyete canlılık kazandırdılar. Cemiyet 1902’de Paris’te bütün muhaliflerin katıldığı bir kongre düzenledi. Kongre Ahmed Rıza Bey’in başını çektiği grupla Prens Sebahaddin’in önderlik ettiği grubun kesin olarak birbirlerinden kopmalarıyla sonuçlandı. Bunun üzerine Ahmed Rıza Bey Terakki ve İttihat Cemiyeti, Prens Sebahaddin de Osmanlı Hürriyetperveran Cemiyeti adıyla birer dernek kurdular. Güçlerin dağılması bir süre durgunluğa yol açtıysa da Osmanlı Hürriyetperveran Cemiyeti’nin dağılması, 1905’te yurtdışına kaçan bazı aydınların Ahmed Rıza Bey’e katılması Terakki ve İttihat Cemiyeti’ni yeniden canlandırdı. Yurtiçinde özellikle Rumeli’deki asker-sivil aydınlara yönelik propagandalar yoğunlaştı. 1906’da Selanik’te kurulmuş gizli bir dernek olan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti de 1907’de Terakki ve İttihat Cemiyeti ile birleşti. Aynı yıl gene Paris’te toplanan bir kongrede eylemlerin hızlandırılması kararı alındı.

    Haziran 1908’de Rus çarı ile İngiliz kralının Reval’de (bugün Estonya’da Tallinn) yaptıkları görüşmede Osmanlı Devleti’nin parçalanması konusunu görüştükleri yolundaki haberler özellikle askerler arasında tepki uyandırdı. Cemiyet de bu tepkinin eyleme dönüşmesi için çaba harcadı. Temmuz 1908 başında Yüzbaşı Niyazi Bey ile Binbaşı Enver Bey asker ve sivillerden çeteler oluşturarak Rumeli’de ayaklanıp dağa çıktılar. Bunu Rumeli’nin çeşitli yerlerinden meşrutiyet ilanı isteğiyle saraya çekilen telgraflar izledi. II. Abdülhamid’in olayları asker kullanarak bastırma girişimi başarısızlığa uğradı. Sonunda 23 Temmuz’da Manastır kentini ele geçiren ayaklanmacılar meşrutiyeti ilan ettiler. Gelişmelerden ürken II. Abdülhamid de 24 Temmuz 1908’de bütün ülkede meşrutiyeti ilan etmek zorunda kaldı.

    Yurda dönen Ahmed Rıza Bey ve arkadaşları büyük gösterilerle karşılandılar. Ülkedeki tek örgütlü siyasal güç durumuna gelen ve yeniden İttihat ve Terakki adını alarak partileşen cemiyet 1908’de yapılan seçimleri her yerde kazandı. Bu arada ülkede farklı görüşleri savunan başka siyasal partiler de kuruldu. Kısa sürede iktidardaki İttihat ve Terakki ile muhalefet partileri arasında sert bir siyasal mücadele başladı. 1908-13 arasındaki yoğun iç ve dış gelişmeler sonucunda İttihat ve Terakki birkaç kez yönetimden uzaklaşmak durumunda kaldı. Balkan Savaşı yenilgisi üzerine bir grup İttihat ve Terakki üyesi Ocak 1913’te Babıâli’yi basarak hükümeti devirdi ve yönetime el koydu. Muhalefet partileri kapatıldı. 1913-18 arasında İttihat ve Terakki ülkeyi tek başına yönetti. Bu dönemde Cemal Paşa, Enver Paşa ve Talat Paşa önde gelen yöneticiler olarak sivrildiler. Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı’nda yenilgiye uğrayınca İttihat ve Terakki de dağıldı. Önderleri yurtdışına kaçtılar. İleri gelen üyelerinden bir bölümü mütareke döneminde İstanbul’u işgal eden İngilizler’ce Malta Adası’na sürüldü. Anadolu’da kalanların çoğu da Kurtuluş Savaşı’nın siyasal örgütlenmesinde görev aldı.

    İttihat ve Terakki başlangıçta yalnızca meşrutiyetin yeniden ilanını gerçekleştirmek amacıyla kurulmuşken, II. Meşrutiyet döneminde bir siyasal parti durumuna gelince ülkenin toplumsal, ekonomik, kültürel sorunlarına ilişkin programlar oluşturdu. Parti içinde bulunan İslamcılık, Osmanlıcılık, Türkçülük gibi akımlara bağlı gruplar arasındaki mücadelede zamanla, özellikle Ziya Gökalp’ in etkisiyle Türkçülük ağır bastı; İttihat ve Terakki’nin programı da Türkçü bir nitelik kazandı.

İttihat Ve Terakki Cemiyeti Resimleri