İznik Gölü
Marmara Bölgesi’nin en büyük gölüdür. Görünümü bir elipsi andıran göl, bölgenin Güney Marmara bölümünde yer alır. Uzunluğu 30 kilometreyi, genişliği ise 10 kilometreyi aşan gölün yüzölçümü 298 km2’dir. En çukur yerinin derinliği ise 65 metredir.
İznik Gölü yerkabuğunun çökmesi sonucunda ortaya çıkan çukurlardan birinin sularla dolmasıyla oluşmuştur. Kuzeyinde Samanlı Dağları, güneyinde ise Avdan Dağı’nın yükseldiği göl, yağmur ve kaynak suları ile Karadere ve Kocadere (Sölöz Deresi) tarafından beslenir. Deniz düzeyinden 85 metre yüksekliğinde olan gölün batı kesiminden sızan suların oluşturduğu Garsak (Karsak) Suyu, Gemlik Körfezi’ne dökülür.
Suları tatlı olan İznik Gölü ile çevresi doğal güzellikleri ve tarihsel zenginlikleriyle ilgi çekici bir yöremizdir. Gölde balık ve kerevit avcılığı yapılır. İznik Gölü’nde avlanan kerevitler yurtdışına satılır. Göl kıyıları bağlar, bahçeler ve zeytinliklerle çevrilidir. Yazın sularının sıcaklığı 25°C’yi bulan göl kıyılarında turistik tesisler vardır.
Gölün doğu kıyısında 14.-17. yüzyıllar arasında önemli bir çinicilik merkezi olan İznik kenti yer alır. Göle adını veren bu kentin İÖ 4. yüzyıl sonlarında kurulduğu sanılmaktadır. Kurucusu olan Antigonos’un adıyla Antigoneia diye anılan kente, daha sonra yöreyi ele geçiren Lysimakhos, karısının Nikaia olan adını verdi. Nikaia, Roma döneminde önemli bir yerleşim yeriydi. Bu dönemde yapılan ve uzunluğu 4 kilometreyi aşan surlar ile üç kapısı bugün hâlâ ayaktadır.
Nikaia, Roma ve Bizans dönemlerinde Hıristiyanlar’ın önemli bir dinsel merkeziydi. 11. yüzyılda Türkler’in akınlarına uğrayan İznik’i 1075’te Kutalmışoğlu Süleyman Şah alarak, kurduğu Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkenti yaptı. Kent 1097’de Haçlılar’ca geri alınarak Bizans’a verildi. 13. yüzyıl başında Konstantinopolis (İstanbul) Haçlılar’ca ele geçirilince buraya gelen BizanslIlar İznik (Nikaia) Rum İmparatorluğu’nu kurdular. Birçok kilise ile sukemerleri ve bugün gölün suları altında kalmış bir saray kentteki başlıca Bizans yapılarıdır.
1331’de İznik, Orhan Bey tarafından OsmanlI topraklarına katıldı. Osmanlı Beyliği’ nin başkenti bir süre için Bursa’dan buraya taşındı. Osmanlı döneminde de İznik’de birçok medrese, cami, hamam ve türbe yapıldı. İstanbul’dan Anadolu’ya uzanan yol üzerinde bulunan İznik uzun süre bir konaklama yeri olarak önemini korudu. İznik 17. yüzyıl sonunda çini imalathaneleri kapanıncaya kadar Osmanlı çiniciliğinin de önde gelen merkezlerinden biriydi. Kent ile çevresinde yapılan kazı ve araştırmalar sonucunda ele geçen çeşitli buluntular İznik Müzesi’nde sergilenmektedir.
Yörenin doğal ve tarihsel zenginliklerini geniş çapta duyurup tanıtmak amacıyla 1989’da “İznik ve Çinicilik Yılı” etkinlikleri düzenlenmiştir.