Kaçakçılık
Kaçakçılık yüzyıllardan beri süregelen yasadışı bir ticaret biçimidir. Birçok ülkede satışı yasaklanan silahlar ve uyuşturucu maddeler, bazı ülkelerde ağır gümrük vergileri yüzünden fiyatı artan çay, kahve, tütün ya da ipek gibi mallar, alım satımı yasalarla belirlenen döviz ve altın kaçak olarak satılabilmektedir. Bunlar gümrük denetimine takılmayacak bir yoldan ülke sınırından geçirilmeye çalışılır. Mallar akla gelmeyecek değişik yöntemlerle gizlenmeye çalışılır; araba lastikleri, özel bavul bölmeleri bu iş için kullanılan en bilinen gizleme yerleridir. Gümrüklerde, özellikle uyuşturucu maddeleri ortaya çıkarmak üzere, eğitilmiş köpekler vardır. Kaçakçılık cezalarının çok ağır olması kaçakçılığı engellemeye yetmemektedir. Elde edilen kârların büyüklüğü ve bu tür mallara olan talebin yüksekliği kaçakçılığı körükler.
Yasadışı yollardan giren malların, bazen miktar olarak yasal yollardan girenleri kat kat aştiği görülmüştür. 18. yüzyılda İngiltere’de çay, kahve, tütün ve ipek gibi mallarda böyle bir durum söz konusuydu. 19. yüzyılın başında İngiliz tüccarlar Çin’e yasadışı yollardan afyon sokmaya başladılar. Afyon kaçakçılığına karşı önlem almaya çalışan Çin ile İngiltere arasında başlayan savaş İngilizler’in bazı ayrıcalıklar elde etmesiyle sonuçlandı. Daha sonra İngilizler, Fransızlar’ la birlikte Çin’e saldırdılar. Tarihe Afyon Savaşı olarak geçen bu savaşlardan yenilgiyle çıkan Çin’de afyon satışı yasallaştı.
19. yüzyılda İngiltere’nin egemenliğindeki Hindistan’da tuza konan verginin eyaletten eyalete değişiklik göstermesi nedeniyle yaygın bir tuz kaçakçılığı baş gösterdi. Gene aynı yüzyılda Afrika’daki Fransız ve Portekiz sömürgelerinde içki kaçakçılığı yapılıyordu.
Amerika’daki koloniler henüz İngiltere’ye bağımlıyken, İngiltere’den başka ülkelerle ticaret yapmaları yasaklanmıştı. Oysa Amerikan gemileri yasağa karşın İspanya ile kaçak bir ticaret sürdürüyordu. Amerikan kolonilerinin bağımsızlık savaşma yol açan isteklerinden biri de ticaret özgürlüğüne sahip olmaktı.
Uyuşturucu Madde Kaçakçılığı
Günümüzün en önemli sorunlarından birisi uyuşturucu madde kaçakçılığıdır. Uzakdoğu, Ortadoğu ve Güney Amerika’da üretilen uyuşturucu maddeler, çok yüksek fiyatlarla Avrupa ile ABD’de kaçak olarak satılmaktadır. Özellikle gençliğin sağlığını ve yaşamını tehdit eden uyuşturucuların ülkesine girişini önlemeye çalışan ABD, 1989’un son günlerinde uyuşturucu kaçakçılarının izlenmesi ve yakalanması amacıyla Panama’ya askeri birliklerini gönderdi ve Panama Devlet Başkanı Noriega’yı teslim alarak, yargılanmak üzere ABD’ye götürdü. Aynı planın devamı olarak da Ocak 1990’da uyuşturucu kaçakçılığını denizden engellemek gerekçesiyle Kolombiya açıklarına iki savaş gemisi gönderdi.
Uyuşturucu ve silah kaçakçılığına karşı imzalanan çok sayıda uluslararası sözleşmeye karşın insan yaşamını tehlikeye atan bu kaçakçılık sürmektedir.
Eski Eser Kaçakçılığı
Eski uygarlıklara beşiklik etmiş Türkiye gibi doğal bir müze durumundaki ülkeler, son yüzyıllarda “eski eser kaçakçılığı” olarak nitelenen, kültürel varlıklarına yönelik bir talanla karşı karşıya kaldılar. Kaçakçılığa konu olan eski eserler yasadışı yollarla Avrupa ve ABD’deki büyük müzelere ya da koleksiyonculara satılıyor. Yakın geçmişte Kumluca ve Elmalı defineleri böyle bir yazgıyla karşılaştı. Maddi değeri çok yüksek olan bu defineleri geri almak için ABD’deki ilgili müzelerle yapılan görüşmelerden henüz bir sonuç alınmış değil.
Kaçakçıların aranması ve yakalanması konusunda üye ülkeler arasında bağlantı sağlayan uluslararası polis örgütü İnterpol ülkeler arasında dayanışmayı sağlamaya çalışır. Altın, uyuşturucu madde, eski eser kaçakçılığı gibi işler yapanlarla ilgilenir. Yakalanan kaçakçıyı ilgili ülkeye teslim eder. Merkezi Paris’te bulunan İnterpol’ün arşivinde uluslararası suçluların tüm özellikleri, çalışma yöntemleri, ilişkide bulundukları kişiler ve şirketler kayıtlıdır. İnterpol’e Türkiye de içinde olmak üzere 125’in üstünde ülke üyedir.