Karakoyunlular
Karakoyunlular (1380-1468), Güneydoğu Anadolu, Irak ve Azerbaycan’da egemenlik kurmuş bir Türkmen hanedanıdır.
Oğuzlar’ın Yıva boyundan oldukları sanılan Karakoyunlular 13. yüzyıl başlarında Cengiz Han’ın Türkistan’ı istilası sırasında Güneydoğu Anadolu’ya göç etmek zorunda kalmışlardı. Uzunca bir süre dağınık halde yaşayan Karakoyunlular, İlhanlı egemenliğinin çöküşü döneminde (1335-53) bölgenin yönetiminde söz sahibi oldular.
Karakoyunlu önderlerinden Bayram Hoca, Irak’taki Celayirliler’e bağlı olarak Diyarbakır- Musul yöresinde hüküm sürmeye başladı. Bayram Hoca’nın 1380’de ölmesinden sonra Karakoyunlular’ın başına geçen kardeşinin oğlu Kara Mehmed, Celayirliler’in güçsüzleşmesinden de yararlanarak egemenlik sınırlarını genişletmeye çalıştı. 1387’de Tebriz’i ele geçirdiyse de yaklaşan Timur orduları karşısında kenti terk etmek zorunda kaldı. Kara Mehmed 1389’da Türkmen beylerinden Pir Hasan’a karşı giriştiği savaşta ölünce yerini oğlu Kara Yusuf aldı.
Karakoyunlu Devleti’nin asıl kurucusu sayılan Kara Yusuf tahta çıktığında bütün Ortadoğu Timur ordularının tehdidi altındaydı. Kara Yusuf bu tehlikeye karşı Mısır’daki güçlü Memlûk Devleti’ne bağlanarak karşı koymaya çalıştı. Ama Timur 1393’te Bağdat’ı alıp kuzeye, Güneydoğu Anadolu’ya yönelince Kara Yusuf kendisine bağlı göçebe Türkmenlerle birlikte sürekli yer değiştirerek yakalanmamaya çalıştı. Timur Anadolu’da fazla kalmayıp Kafkasya’ya geçince de yeniden Güneydoğu Anadolu’ya döndü.
Timur 1399’da yeniden Azerbaycan’a gelince Kara Yusuf Bağdat’a gitti. Timur’un güneye yönelmesi karşısında daha fazla tutunamayacağım anlayarak Memlûklar’a sığınmak istediyse de Memlûklar Timur’dan çekindiklerinden bu isteği geri çevirdiler. Kara Yusuf bunun üzerine Osmanlı Hükümdarı Yıldırım Bayezid’den yardım istedi ve Anadolu’ya geçti. Timur 1402’de Anadolu içlerine kadar ilerleyince Kara Yusuf yeniden Irak’a döndü. Ama burada Timur’un torunu Ebubekir Mirza’nın ordusuna yenilerek Memlûklar’a sığınmak zorunda kaldı. Memlûklar Timur’la iyi geçinmek için Kara Yusuf’u Şam’da hapsettiler. Kara Yusuf iki yıla yakın hapiste kaldıktan sonra 1405 başlannda salıverildi ve hemen harekete geçerek Bağdat’ı geri aldı. 1407 ve 1408’de iki kez Ebubekir Mirza’yı yendi ve İran Azerbaycam’nı ele geçirdi.
Tebriz’i başkent yapan Kara Yusuf hızla egemenlik sınırlarını genişletmeye girişti. Bu yüzden de en çok Doğu Anadolu’da yeni bir güç olarak beliren Akkoyunlular’la çatıştı. Kara Yusuf 1420’de ölünce yerine oğlu İskender geçti. İskender 10 yıl kadar kardeşleriyle arasında çıkan taht kavgalarıyla, Akkoyunlular ve Timurlular’la uğraştı. Bu yüzden oldukça yıpranmış durumdayken Timurlu Hükümdarı Şahruh 1435’te Karakoyunlular’a karşı giriştiği seferde hızla hareket ederek İskender’i bozguna uğrattı. İskender Osmanlılar’a sığınmak zorunda kalınca kardeşi Cihanşah, Şahruh’a bağlı olarak tahta geçti. Şahruh’un geri çekilmesinden sonra İskender kardeşiyle uzun süren bir taht kavgasına girişti ve birkaç kez yenilgiye uğradıktan sonra 1438’de öldürüldü.
Cihanşah döneminde Karakoyunlular en geniş sınırlarına ulaştılar. Şahruh’un 1447’de ölümünden sonra İran’ın büyük bölümünü topraklarına kattılar. Ama Karakoyunlular’ı tehdit eden asıl güç batıdaki Akkoyunlular’dı. Nitekim Cihanşah 1468’de Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’a karşı giriştiği sefer sırasında öldürüldü. Akkoyunlular kısa sürede Tebriz’i de ele geçirerek Karakoyunlu hanedanına son verdiler.
Karakoyunlular Devleti göçebe Türkmenler’in kurduğu en güçlü devletlerden biridir. Göçebe boyların birliğine dayanan bu devlet Türkmenler’in savaşçı özelliklerini değerlendirip, iyi örgütlenerek varlığını sürdürmüştür. Ama aynı özelliklere sahip başka boylardan daha güçlü bir birlik oluşturan Akkoyunlular karşısında tutunamamışlardır. Karakoyunlular devlet örgütlenmesinde Anadolu Selçuklularını örnek almışlardı. Kültür bakımından ise zamanla İran etkisi güçlenmişti. Örneğin, Cihanşah Farsça şiirler yazmıştır. Karakoyunlu mimarlığının en önemli yapıtı Tebriz’deki Gök Medrese olarak da anılan Muzafferiye Medresesi’dir.