Kitap
Edebiyat, bilim, tarih ya da öbür bilgi alanlarındaki yapıtlar okuyucuya yararlı ve çekici bir biçimde kitaplarla sunulur. İnsanların çağlar boyunca edindikleri bilgiler, geliştirdikleri düşünceler ve edebi yapıtlar, kitaplar aracılığıyla günümüze ulaşmıştır.
Kitapların önemi yalnızca kitap okumanın bize verdiği tat ve doyumdan ileri gelmez; kitaplar aynı zamanda insanlara gerekli olan bilgileri de verir. Okullarda öğretilen konuların çoğu kitaplarda yer alır. Doktor ya da hukukçu olmak, belirli bir alanda uzmanlaşmak bu konulara ilişkin çeşitli kitapları okumaktan geçer. Eğer bir bisikletin nasıl onarılacağını, bir model uçağın nasıl yapılacağını ya da bir giysinin nasıl dikileceğini bize öğretecek biri yoksa, bu konulardaki kitapları okuyarak gerekli bilgileri edinebiliriz.
Yeni ilaçlar bulan, yeni makineler yapan ya da atom enerjisiyle buhar ve elektrik üretmenin yollarını keşfeden bilginler, bu buluşlarını yazdıkları kitaplarda açıklarlar. Dünyanın her yerindeki insanlar bu kitapları okuyarak, bilginlerin buluşlarından yararlanır. Daha önce iyileştirilemeyen hastalıkların nasıl iyileştirileceği, yeni motor türlerinin nasıl yapılacağı ya da bazı yararlı bitkilerin eskiden yetişmediği yerlerde nasıl yetiştirilebileceği türünden bilgileri öğrenirler. Kitaplar olmasa, yeni düşünceler ve buluşlar zamanla unutulup giderdi. Oysa kitaplar tekrar tekrar basılabilir böylece bilgiler ve düşünceler, canlılığını yitirmeden gelecek kuşaklara aktarılır.
Bilinen en eski kitaplar İÖ 2500’lerde Mısırlılar’ın kullandığı papirüs rulolardır. Bunlar, papirüs adlı bir bitkinin yapraklarından uzun şeritler biçiminde yapılan bir tür kâğıda yazılırdı ve okunmadığı zaman bir sopanın çevresine sarılarak saklanırdı. Eski Mısırlılar’ın etkinliklerini, dinsel inançlarını ve tarihlerini sonraki kuşaklar bu “kitaplar” dan okuyup öğrendiler. Ama papirüs, kuruyunca kolayca kırılabilen bir kâğıttı. Günümüzde kullanılanlara benzeyen, katlanmış yapraklardan oluşan kitapları ilk kez Romalılar yapmıştır. Onların kitapları da hayvan derisinden yapılan parşömen üzerine elle yazılıyordu. 15. yüzyıl ortalarında basım yöntemi geliştirilene kadar yüzyıllar boyunca kitaplar elle tek tek yazıldı.
Bir Kitap Nasıl Yayımlanır?
Yazdığı bir kitabın yayımlanmasını isteyen bir kişi, bunu bir yayınevine gönderir. Kitabın basılıp basılmayacağına yayımcı karar verir. Eğer kitabın değerli olmadığı ya da iyi satış yapmayacağı kanısına varırsa kitabı yayımlamaz, yazarına geri verir. Yazar, kitabını yayımlayacak bir yayınevi bulmak için başka yayımcılara başvurur. Hiçbir yayımcının kitabı yayımlamayı kabul etmemesi durumunda, kitap ya yayımlanmadan kalır ya da kişi kendi maddi olanaklarıyla kitabı yayımlar. Okul kitapları ve bilimsel kitaplar ise devlet ya da üniversiteler eliyle yayımlanır.
Yayımlanacak metni dikkatle okuyarak yayıma hazırlayan kişiye yayın yönetmeni (editör) denir. Metin daha sonra basımevine gönderilir. Kitabın biçimini, boyutlarını, ne tür harflerin kullanılacağını, kaç tane basılacağını ve kullanılacak kâğıdın niteliğini yayınevi belirler.
Mekanik dizgi makinelerinin icadına kadar, harfler elle tek tek dizilerek sözcükler ve satırlar oluşturulur, bundan sonra satırlar, sayfalar biçiminde düzenlenerek sayfa kalıpları hazırlanırdı. Mekanik dizgi makinelerinde ise, yazılar satır olarak dizilir ve makineden çıkan dökme kurşun satırlar bir araya getirilerek sayfalar oluşturulur. Günümüzde fotodizgi yöntemiyle ve genellikle bilgisayarlar kullanılarak dizgi yapılır. Çağdaş elektronik yöntemler, basım sanayisinde tam anlamıyla bir devrim yapmıştır.
Kitap baskıya hazırlanırken yayımcı basılacak kitap sayısına göre, istenen boyut ve nitelikte kâğıt satın alarak basımevine gönderir. Bu arada basımevinde dizilmiş olan kitabın “prova” adı verilen ilk baskıları yapılır. Kitabın yazarı provaları okuyarak dizgi yanlışlarını düzeltir; bazen gerekli gördüğü değişiklikleri ve eklemeleri de provalar üzerinde yapar. Düzeltilmiş provalar yeniden basımevine gönderilir. Provalardaki düzeltmelere uygun olarak sayfa kalıplarında düzeltmeler yapılır. Bir kez daha prova baskıdan sonra yayımcı ve yazar kitabın yanlışsız olduğu kanısına varırsa baskıya geçilir.
Genellikle bir tabaka kâğıdın bir yüzüne kitabın 8 sayfası birden basılır. Aynı tabaka basım makinesinden ikinci kez geçirilerek, kâğıdın öteki yüzüne 8 sayfa daha basılır ve 16 sayfalık bir forma elde edilir. Daha büyük makinelerde 16’nın katları olarak 32 ve 64 sayfa basılabilir. Baskıdan çıkan kâğıt tabakasının katlanarak forma yapılmasına “kırma” denir. Kırma ve sonraki işlemler ciltçide yapılır. Sırayla üst üste konarak dikilen formalara yayımcının seçmiş olduğu renk ve biçimdeki kapaklar takılarak kitap tamamlanır. (Basımı tamamlanan kâğıt tabakalarının ciltlenerek kitap yapılması CİLTÇİLİK maddesinde ayrıntılı olarak anlatılmıştır.) Ders kitapları dışındaki kitapların çoğunun üzerine hem cildi korumak, hem de kitaba çekici bir görünüm vermek amacıyla renkli kâğıt ceketler geçirilir. Günümüzdeki çağdaş basım teknikleriyle bir kitabın tamamı kesintiye uğramadan bir defada basılabilir ve baştan sona otomatik ciltleme makinelerinde ciltlenebilir.
Ciltçiden yayımcının deposuna götürülen kitaplar sonunda satışa hazırdır. Kitapların kitapçılara gönderilmesini genellikle dağıtım şirketleri yapar. Bu şirketler, satabileceklerini düşündükleri sayıda kitabı yayınevinden alır ve ilişkide oldukları kitapçılara gönderir.