Kıyı
Kıyı, deniz, göl ve akarsuların karayla birleştiği yerdir. Deniz kıyılarının şekli, toprağın yapısı, dağ ve akarsuların konumu, denizin derinliği gibi çeşitli nedenlerle bölgeden bölgeye büyük değişiklikler gösterir.
Kıyılar, haritada değişmez ve kesin çizgilerle gösterilmiştir. Oysa deniz kıyısında yaşayanlar, kıyıların bu kadar düzgün olmadığını bilir. Gelgitle suların kabarıp alçaldığı kıyılarda deniz yükseldiği zaman, sular kıyıdaki toprakların bir bölümünü kaplar, alçalınca bu topraklar yeniden ortaya çıkar. Gözle görülür anlık ya da saatlik değişimlerin yanı sıra, insanın yaşamı boyunca ayrımına varmadığı yavaş değişimler de olur. Akdeniz’in bazı kıyılarında deniz durgun ve dibi görünecek kadar saydamken, suların altında kalmış eski yerleşimlerin ve tapınakların kalıntıları seçilir. Anadolu’da Ege Bölgesi kıyılarında ve özellikle Kaş’ta bu tür kalıntılar suyun yüzeyinden rahatça izlenebilmektedir. Kıyılardan uzak bazı yerlerde ise, toprak sürülürken ortaya çıkan deniz kabukları, o bölgenin bir zamanlar denizle örtülü olduğunu gösterir.
Bu yavaş değişimler kıyı şeridine bugünkü biçimini vermiştir. Tepelik bir yörenin deniz sularına gömülmesiyle vadiler ırmak ağızlarına ya da körfezlere, yüksek dağ sıralarıysa yarımada ya da dizi adalara dönüşmüştür. Örneğin, Manş Denizi tarihöncesinde İngiltere’yi Avrupa’ya bağlayan geniş bir vadiydi.
Buzulların aşındırdığı ve derinleştirdiği kıyı vadilerinin, daha sonra deniz sularıyla örtüldüğü de görülür. Batı Norveç’in sarp fiyortları böyle oluşmuştur.
Kıyıların genel çizgileri yerkabuğunun yükselmesi ya da çökmesi ile oluşur ama ayrıntıların biçimlenmesi başka doğa olaylarına bağlıdır. Dalgalar kıyıları sürekli döver ve aşındırır. Kayalara vuran dalgalar, kayanın tabanını oyar ve üstte kalan bölümün çökmesine neden olur. Bu düşen parçalar dalgaların etkisiyle yavaş yavaş küçük çakıllara ve kuma dönüşür. Biriken bu parçacıklar akıntı ve dalgalarla yayılarak kumsalları oluşturur.
Kıyı şekillerinin belirlenmesinde karadaki doğa olaylarının da payı vardır. Don ve yağmurla ufalanan toprak ırmaklarla, çakıl, kil ya da kum biçiminde denize taşınır. Suların getirdiği bu maddelere “alüvyon” adı verilir. Gelgit sırasında alüvyon katmanı kıyıdan uzaklaşır ve deniz yatağına çöker. Bir bölümü halicin ağzında suyun alçak olduğu kesime yayılır. Örneğin Kuzey Denizi kıyılarında su yükseldiği zaman denizin altındaki topraklar sular çekildiğinde ortaya çıkar. Gelgitin etkisi fazla değilse, alüvyonlar ırmak ağzında birikerek bir delta oluşturur. Hollanda’da Ren, Mısır’da Nil, ABD’de Mississippi ve Hindistan’da Ganj deltaları buna örnektir.