Kooperatif
Kooperatif, belirli bir ekonomik amaç için bir araya gelmiş kişilerin karşılıklı yardım ve dayanışma temelinde kurduğu ortaklıktır. Tarım, üretim, alım satım, kredi, konut yapımı gibi çeşitli alanlarda kurulan kooperatiflerde ortaklar birlikte çalışarak gelir ve maddi çıkar sağlarlar. Bu nedenle kooperatifler öncelikle ekonomik kuruluşlardır. Ama, kişilerin sermayelerini birleştirerek oluşturdukları ve temel amacı daha fazla kâr etmek olan şirketlerden farklı bir yapıları vardır. Kooperatiflerde eşitlik esastır. Her bireyin ortaklık payı ne olursa olsun bir oyu vardır. Ortaklar yönetim ve denetimde eşit haklara sahiptir.
Kooperatifler, üyelerinin gereksindiği ürün ve girdileri en düşük fiyattan satın alır ve üretilen malları, en uygun fiyattan satar. Bunu yapabilmek için aracıları ortadan kaldırmaya ve pazara doğrudan girmeye çalışır.
Toplumsal bir yönü de olan kooperatiflerin, görevleri arasında ortaklarıyla dayanışmak ve onlara yardım etmek de vardır.
Kooperatif Ortaklıklar
Kooperatifler örgütlendikleri alana göre adlandırılır.
Üretim kooperatifleri, aynı işi yapan üreticilerin bir araya gelerek kurdukları ortaklıktır. İşverenin olmadığı bu ortaklıkta eşit hak ve yetkiye sahip üreticiler, kooperatifin yönetiminden ve kararların alınmasından sorumludur. Kooperatife dış kaynak gerektiğinde ortaklar kendi tasarruflarıyla katkıda bulunur ve karşılığında faiz alırlar. Sonunda elde edilen kâr üyeler arasında paylaştırılır.
Tarım kooperatifleri tarım alanında örgütlenir. Çiftçilerin daha nitelikli tohumluk, gübre, ilaç, tarım aletleri gibi girdilerini daha düşük fiyattan sağlayarak üretim maliyetlerini düşüren tarım alım kooperatifleri ve ortaklarının ürünlerini aracısız olarak pazarlayarak daha fazla gelir elde etmelerini sağlayan tarım satış kooperatifleri vardır. Ayrıca, köylülere ucuz ve yeterli kredi veren tarım kredi kooperatifleri de kurulmuştur.
Tüketim kooperatifleri, tüketicilerin birleşmesiyle kurulan kooperatiflerdir. Yiyecek, giyim eşyası gibi tüketim mallarını pazarlayan bu örgütler, piyasa fiyatlarının altında satış yapar. Dönem dönem yapay olarak yükselen bazı ürünlerin fiyatlarını daha önceden edindiği büyük mal stoklarıyla denetlemeye çalışır. Amacı kâr etmekten çok, üyelerine daha nitelikli ve ucuz mal sağlamaktır. Kârının bir bölümü üyeleri arasında paylaştırılırken, kalan bölümü tüketicinin eğitimine ve ortaklarına yönelik toplumsal hizmetlere ayrılır.
Kredi kooperatifleri, ortağı olan küçük esnaf, çiftçi, üretici gibi sermayesi fazla olmayan kesimlere yeterli ve düşük faizli kredi sağlamak için kurulur. Bu kredileri ortaklarının tasarruflarından sağlamaya çalışır. Kaynakları yeterli olmadığı durumlarda ya kendi kurduğu bankaya ya da devlet bankalarına başvurur.
Yapı kooperatifleri, genellikle ortaklarına konut yapmak için kurulur. Ayrıca kendi konutunu yapmak isteyen üyelerine gerekli krediyi sağlamak için kurulan yapı kooperatifleri de vardır.
Kooperatiflerin Gelişimi
Kooperatifler 19. yüzyılda kapitalizmin yarattığı ekonomik ve toplumsal koşullara karşı, tüketiciler ve küçük üreticilerin kendilerini korumaya yönelik bir tepkisi olarak ortaya çıktı.
İlk başarılı tüketim kooperatifi İngiltere’de 1844’te kurulan Rochdale Eşitlikçi Öncüler Derneği’dir. Önce, 28 kişi arasında kurulan Rochdale Öncüleri yiyecek maddelerini, üyelerine elverişli fiyatlarla satmak için bir araya geldi. Bu derneğin ilkeleri, daha sonraları bütün dünyada yaygınlaştı ve genel olarak kooperatiflerin işleyiş kurallarını belirledi.
Rochdale ilkelerine göre depozit olarak küçük bir para yatıran herkes ortaklığa katılabiliyordu, ama üyeler de satın aldıkları mallar için para ödemek zorundaydı. Düzenli olarak buluşan üyeler, ortaklığı yönetmek üzere bir komite kurdular. Dernek başarılı oldu ve kâr etmeye başladı. Kazanılan paranın bir bölümü üyeler arasında paylaştırıldı. Bir üye kooperatiften ne kadar çok mal alırsa, kazançtan da o ölçüde pay aldı. Ortaklık kazancının bir bölümünü de üyeleri için açılan kulüplere, yetişkinlerin eğitimine ve kütüphanelere ayrılırdı.
Bir yıl sonra, Rochdale Öncüleri’nin üye sayısı 74 oldu. 50 yıl sonra bu sayı 12 bini aşmıştı.
Rochdale Öncüleri’nin bu başarısından sonra İngiltere’nin dört bir yanında benzer kooperatif ortaklıkları kuruldu. Kısa bir süre sonra, tüccarlar, kendi işleri için zararlı olduğu gerekçesiyle kooperatiflere karşı çıkarak onlara mal satılmasını engellediler. Bunun üzerine, toptan alım satım kooperatifleri kuruldu; bunlar üreticilerden toptan mal satın alarak kooperatiflere dağıtmaya başladı. 19. yüzyıldan başlayarak birçok ülkede kurulan tüketim kooperatifleri özellikle Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Norveç, İsveç ve İngiltere’de çok yaygınlaştı.
İngiltere’de Rochdale Öncüleri’yle aynı dönemde Avrupa anakarasında da kooperatifçilik hareketleri başlamıştı. 1830’larda Fransa’da, Paris’te, Marangozlar Derneği, Kuyumcular Derneği gibi üretim kooperatifleri kurulurken, Almanya kredi kooperatiflerine öncülük etti.
Tarım kooperatifleri 19. yüzyılın başında ABD ile Kanada’da gelişti. Çok sayıda küçük çiftçi, tarım araçlarını paylaşmak ve özellikle hasat zamanı gibi sıkışık dönemlerde, birbirlerine yardımcı olmak için bir araya geldi. Topraklar herkesin kendi malı olarak kaldı. Kooperatif ortakları üretim ve pazarlama giderleri ile kazancı paylaştı. Bu sistem, bugün de geçerlidir; Fransa, Hollanda ve İskandinav ülkelerinde yaygın bir biçimde uygulanır.
Sosyalist ülkelerdeki kooperatifçiliğin ise farklı bir yapısı vardır. Burada kooperatifler, devlet desteği ve denetiminde örgütlenir. SSCB’de kolhoz adı verilen tarım kooperatifleri, devlet mülkiyetindeki toprakları süresiz ve kira ödemeden kullanabilir. Kolhoz, üyelerine asgari bir ücret öder ve yıllık gelir üyeler arasında uzmanlık, çalışkanlık gibi ölçütler dikkate alınarak paylaştırılır. Tüketim kooperatifleri ise genellikle ülke çapındaki mal dağıtım ağının bir parçasıdır ve gene devlet gözetiminde çalışır.
Bir başka sistem de İsrail’de tarım alanındaki kibutz uygulamasıdır. Burada toprak çalışanların ortak mülkiyetidir. Kibutz üyelerine bir ödeme yapılmaz. Çalışanların yiyecek, giyecek ve başka gereksinimleri parasız olarak kibutz tarafından sağlanır. Elde edilen kazançlar, üyelerce verilen kararlara uyularak harcanır.
Kooperatifçilik Afrika, Asya ve Güney Amerika’da da yaygınlaşmaktadır. Tarım alanlarının küçük çiftçiler arasında bölündüğü yerlerde, bu sistem üretimi artırmak için iyi bir yöntemdir. Böylece, insanlar toplu olarak araç gereçlerden yararlanabilir ve ürünlerini satabilirler. Ayrıca bu sistem çiftçilerin üretimlerini geliştirmek için borç para almalarını da kolaylaştırır.
Türkiye'de Kooperatifçilik
Türkiye’de ilk kooperatif 1863’de Midhat Paşa’nın öncülüğünde kurulan Memleket Sandıklarıdır. Tarım kredi kooperatiflerine yakın olan bu kuruluşlar 1883’de Menafi Sandıklarına dönüştürüldü ve doğrudan devlet denetimine girdi. 1888’de ise Ziraat Bankası’na devredildi.
Kooperatifçiliğin önem kazanması cumhuriyet sonrasına rastlar. İlk kooperatifler tarım kredi kooperatifleri olarak kuruldu. 1935’te çıkarılan ve tarım satış ile tarım kredi kooperatiflerini düzenleyen iki yasayla, tarım kooperatiflerinin kuruluş ve işleyiş kuralları belirlendi. 1969’da çıkarılan Kooperatifler Kanunu ise tüm kooperatiflere ilişkin kuralları düzenledi.
Türkiye’de en yaygın kooperatifçilik tarım alanındadır. Tarım satış ve tarım kredi kooperatifleri devlet eliyle geliştirilmiş ve denetlenmiştir. Ama daha sonra kurulan köy kalkınma kooperatifleri, halkın kendi isteğiyle bir araya gelerek örgütlendiği bağımsız kuruluşlardır. Sayıları hızla artan bu kooperatifler, 1971’de Ankara’da Köy Kalkınma Kooperatifleri Merkez Birliği’ni (Köy-Koop) kurmuştur. Köy kalkınma kooperatiflerinin günümüzde 630 bin dolayında ortağı bulunmaktadır.
İlk yapı kooperatifi 1934’te Ankara’da örgütlenen Bahçelievler Yapı Kooperatifi’dir. Kişi ve kooperatiflere kredi sağlamak amacıyla 1946’da Türkiye Emlak Kredi Bankası kuruldu. Kente göçlerin artmasıyla birlikte yapı kooperatifi sayısı da hızla arttı. Ama bunların konut üretimindeki payı yeterince yükselemedi. 1978-82 arasında konutların yalnızca yüzde 10,8’i kooperatiflerce yapıldı. 1988’de konut kooperatiflerinin sayısı 30 bini, üye sayısı ise 400 bini geçti.
Tüketim kooperatifleri daha çok 1970’lerden sonra büyük kentlerde gelişmeye başladı. 1983’te üye sayısı 400 bini bulan tüketim kooperatifleri Halk-Koop adlı bir üst birlik kurdu. Türkiye’de bu kooperatifler dışında balıkçılık, taşımacılık gibi alanlarda örgütlenmiş kooperatifler ile esnaf ve zanaatkârların örgütlendiği kefalet kooperatifleri de çalışmalarını sürdürmektedir.
Başka Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında 5,5 milyonu aşkın üye sayısı ve 40 binin üzerindeki kooperatif sayısına karşın Türkiye’de kooperatifçiliğin genel gelişmenin gerisinde kaldığı görülür. Bugün, dünyada 250 milyon dolayındaki kooperatif üyesinin hemen hemen yarısı Avrupa’dadır.