Kara Kuvvetleri
Kara kuvvetlerinin başlıca görevi bir düşman saldırısına karşı, hava ve deniz kuvvetleriyle işbirliği içinde ülkeyi savunmaktır. Kara kuvvetlerinden barış zamanında çıkan bazı ayaklanmaların bastırılmasında ya da deprem gibi doğal afetlerden sonraki kurtarma çalışmalarında da yararlanılır. Hava ve deniz kuvvetlerindeki gibi kara kuvvetlerinde de muharip (savaşçı) birliklerden başka onlara destek hizmetleri veren birlikler vardır.
Tarih boyunca zorlu savaşların çoğu piyade adı verilen yaya askerlerce gerçekleştirilmiştir. Atlı askerler ya da süvariler daha çok ani baskınlarda ve vurucu saldırılarda kullanılırdı. Hedefe büyük bir hızla ulaşan ateşli silahların gelişmesinden önce, süvari birliklerin katılması çoğu kez savaşın akışını değiştirirdi. Bugün süvarilerin yerini tankların kullanıldığı zırhlı birlikler almış bulunuyor.
Barut bulunmadan önce düşmanın üzerine mancınık, yay ve sapanlarla kızgın katran, ok ve taş atılırdı. Ateşli silahların ilki olan top 1300’lerde ortaya çıktı. Ne var ki, çok battal olduğu için başlangıçta pek işe yaramadı. At arabalarıyla çekilen toplar işi kolaylaştırdı. Topların savaşlarda kullanılmasına 1600’lerde başlandı.
Kara kuvvetlerinde öteden beri yol ve köprü yapımında askeri mühendis de denen istihkâmcılara gerek duyuldu. Romalılar, zafer kazanmakta büyük payı olan istihkâmcılara çok güvenirdi. Özellikle kuşatmalarda yararlı olan istihkâmcılar, böyle bir durumda surları temelden yıkmak için tüneller kazar, topa tutmak için çevreye büyük mancınıklar ve toplar yerleştirir, rampalar ve yürüyen kuleler yaparlardı.
Eski savaşlarda genellikle göğüs göğüse çarpışıldığı için düşmanların silahlarından korunmak amacıyla zırh giyilirdi. 1700’lerden sonra yaygınlaşan ateşli silahların mermilerinin çelik zırhı bile delip geçmesi zırhları işlevsizleştirdi. Gene de, günümüzde askerler korunmak için çelik miğfer ve koruyucu yelek giyer, zırhlı araçlar kullanırlar.
Eskiçağ
Asur ve Eski Mısır imparatorluklarının savaşlardaki başarıları büyük ve çok iyi örgütlenmiş ordulara bağlıydı. Mısır Firavunu II. Ramses tarlalarda çalışan 400 bini aşkın insanı kısa bir zamanda bir orduya dönüştürebiliyordu. Pers ordusu ise ok ve mızrakla silahlanmış süvarilere dayalıydı.
Çok sıkı bir disiplinle yetiştirilen Spartalı askerler savaştan sonra kalkanlarını komutanlarına göstermek zorundaydı. Çünkü savaşta kalkanını yitirmek onurunu yitirmek demekti. Eski Yunan ordusunda uzun mızraklar taşıyan ağır silahlı piyadeler ve kısa mızraklarla silahlanmış hafif piyadeler bulunurdu. Ordunun geri kalanı ok ve sapan kullanan ve çoğunlukla Yunanlı olmayan yardımcı birliklerden oluşurdu.
Roma ordusunun temelini oluşturan piyadelerin başlıca silahı kısa bir kılıçtı. Roma ordusu lejyon adı verilen kalabalık birlikler halinde örgütlenmişti.
Ortaçağ
Binicinin at üzerinde durmasını kolaylaştıran üzenginin bulunması ve ağır savaş atlarının kullanılmasıyla birlikte piyadelerin yanında süvariler de savaşın vazgeçilmez bir öğesi durumuna geldi. 5. yüzyıldan sonra Avrupa’ daki savaş alanlarında etkin rol oynayanlar piyadeler değil süvariler oldu.
11. yüzyılda İngiltere’yi istila eden Normanlar’ın atlı ve zırhlı usta askerleri vardı. Bu şövalyelerin çoğu paralı askerdi ve kendilerine kim maaş verirse onun için savaşırlardı. Feodal toplum düzeninde toprak sahiplerinin kendilerine bağlı serflerden ve özgür insanlardan oluşan özel orduları vardı.
13. yüzyılda Cengiz Han’ın Türk ve Moğol savaşçıları Asya’dan Avrupa’nın doğusuna kadar yayıldı. Bu savaşçılar binicilikte ve okçulukta çok ustaydı. Savaş alanında komutları anında iletmek için işaret flamaları kullanır, hızla hareket ederek, kendilerine göre yavaş olan düşmanlarını şaşkına çevirirlerdi.
Atın savaş alanındaki yararına karşın, AvrupalI süvarilerin ve atlarının zırhları ağırlaştıkça, hareketleri yavaşladı. Ortaçağda okla saldırı hâlâ etkili olabiliyordu. Disiplinli piyadelerin kullandığı uzun mızraklar da aynı ölçüde etkiliydi. 1500’lerde İspanyol ordusunda tüfek kullanılmaya başlandı.
Modern Ordular
17. yüzyılda ilk modern ordular kurulmaya başlandı. Barış zamanlarında yeni askerlerin de katılmasıyla bu ordular yavaş yavaş düzenli ordulara dönüştü.
17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa’da savaşlar belli kurallara uygun olarak yapılırdı. Savaşan birlikler, bando eşliğinde flamalarını dalgalandırarak saflar halinde ilerlerdi. Her yaylım ateşinden sonra askerler ateşi durdurarak tüfeklerini yeniden doldurmak zorundaydı.
Kötü havalar savaşı daha da zorlaştırdığından ordular genellikle kışın kamplarına çekilirdi. Askerler, düşman saflarındaki askerleri değil, bayrakları hedef alacak biçimde eğitilirdi. Savaş alanındaki toz duman içinde tarafların birbirinden ayırt edilebilmesi için askerler parlak renkli üniformalar giyerdi.
Fransız Devrimi sırasında Fransız ordusu aşırı derecede büyüdü. Fransızlar, hafif silahlı birlikleri batarya denen gruplar halinde birleştirerek, topçu birliklerini güçlendirdiler. Daha sonra Napolyon Bonapart, Fransız ordusunu tek bir birlikmiş gibi davranan büyük bir güç durumuna getirdi.
1800’lerde ortaya yeni ve daha güçlü silahlar çıktı. Demiryolu ve telgraf, ulaşım ve iletişimi hızlandırdı.
Orduların yönetimi için kurallar geliştirildi. Teknolojik ilerlemeler sonucu motorlu taşıtlar, zırhlı araçlar ve yeni silahlar üretildi. Bu yeniliklere uyum sağlamak için askerlerin eğitimine daha çok önem verildi. İstihkâm, muhabere (haberleşme), sağlık ve ulaştırmanın yanı sıra öbür alanlardaki uzmanların da önemi gittikçe arttı.
Modern ordularda radar, güdümlü füzeler, makineli tüfekler ve zırhlı helikopterler gibi çok gelişmiş araç ve silahlar bulunmasına karşın, zaferin her zaman güçlü silahlarla sağlanamadığı da bir gerçektir. II. Dünya Savaşı sırasında Alman ve İtalyan kuvvetlerine karşı gerilla taktikleri uygulayan direniş savaşçıları çok başarılı oldular. Vietnam’da ABD’nin düzenli ordusuyla çarpışan Vietnamlı gerillalar da sonunda savaşı kazandılar.
Bugünün piyade askeri, olabildiğince hafif yükle hızlı hareket eder. Otomatik ya da yarı otomatik silah taşır ve tanksavar silahlarla donatılmış zırhlı taşıyıcılara biner. Biyolojik ve kimyasal silahlardan korunmak için özel
giysisi ve gaz maskesi vardır. Telsiz ve silahlardan başka yiyecek, su ve sağlık gereçleri de taşıyan piyadeler gerektiğinde bağımsız gruplar halinde hızla yer değiştirebilmektedir.
Modern kara kuvvetlerinde standart savaş birimi tümendir. Piyade, tankçı, topçu, istihkâm, sıhhiye gibi çeşitli muharip ve destek birliklerini içinde barındıran tümen kendi kendine yeterli bir askeri birimdir. Tümenler, motorize piyade tümeni, hava indirme tümeni ya da tank tümeni gibi adlar alır.