Larva
Pek çok hayvan erişkin biçimlerini almadan önce değişik evrelerden geçer; bunlardan biri de larva evresidir. Latince bir sözcük olan larva, ‘'maske" anlamına gelir. Büyürken biçimlerinin yanı sıra yapılarını bile değiştirebilen hayvanların yavruyken erişkin yapılarını maskelediği söylenebilir. Larva dendiğinde öncelikle belirtilmek istenen, erişkin evresinden tümüyle ya da büyük ölçüde farklı bir yaşam evresidir. Ama günümüzde bu sözcük birçok hayvanın yavruyken geçirdiği hemen hemen her evre için kullanılmaktadır. Örneğin böcekler yumurtadan çıktıktan sonra deri değiştirerek birçok evreden geçer ve sonunda erişkin biçimini alır. Bu evreler, böceğin erişkin biçiminden az ya da çok farklılık göstermesi dikkate alınmadan birinci, ikinci, üçüncü larva evreleri olarak adlandırılır.
Tırtıllar
Tırtıl büyüdüğünde kelebek olacağını gösteren hiçbir ipucu vermediğinden, larvaya iyi bir örnektir. Çoğu tırtılın uzun gövdesi 13 bölütten oluşur. Başın ardındaki ilk üç bölüt, kelebeğin kanatlarının ve bacakların bağlandığı göğüs bölümüne dönüşecektir. Bu bölütlerdeki bacaklar sert ve parlaktır. Etli, yumuşak ve küt uçları yüzeylere tutunmayı sağlayan küçük kancalarla donanmış öbür bacaklar, tırtıl kelebek olduğunda kaybolur. Tırtılların kancalı bacakları beş çiftten az olabilir; ama hiçbirinde beş çifti aşmaz. Eğer bacak sayısı beş çifti aşan bir tırtıl bulursanız, bu bir yaprakarısının kurtçuğudur.
Tırtılın gövdesindeki çoğu bölütün yanlarında soluk borularıyla bağlantılı delikler bulunur. Sırtın ortası boyunca uzanan kalbin atışları, ince derili bazı türlerde gözle görülebilir. İnce bir boruyu andıran kalp, içindeki renksiz kanı midenin dış çevresine ve gövdenin öbür bölümlerine pompalar. Bir tırtılın 900 dolayında kası vardır.
Tırtılın tek sert bölümü baş, başın da en sert yeri güçlü çenelerdir. Çenelerin yanlarında tırtılın besinleri bulmasını ve seçmesini sağlayan küçük dokunaçlar yer alır. Çenelerin hemen altında koza yaparken kullanılan ipeğin çıktığı küçük delikler bulunur. Başın ön yanlarındaki sayıları altıya kadar ulaşan bir grup basit göz, mat cam parçacıklarını andırır.
Kurtçuklar
Bazı böceklerin larvaları kurtçuk adıyla tanınır. Örneğin karasinek yumurtadan çıktıktan sonra yaşamının bir bölümünü kurtçuk olarak geçirir. Kurtçuk daha sonra pupa ya da krizalit denen evreye girer ve sonunda pupa derisi yırtılarak içinden erişkin biçimini almış sinek çıkar.
Sürekli kıvrılıp bükülerek hareket eden bu kurtçukların bir ucu sivrilerek çene yerine bir ya da bir çift ağız kancası biçimini alır. Gövdenin geniş olan öbür ucunda göze benzer iki küçük siyah benek bulunur. Bu benekler gerçekte kurtçuğun solumasını sağlayan deliklerdir.
Karasineklerin kurtçukları genellikle dışkılar ya da öbür çürüyen maddelerin içinde
bulunur. Bazı kurtçuklar leşlerin yanı sıra canlı dokularla bile beslenebilir. Çeneleri olmadığından, ağızlarından akıttıkları bir sıvıyla besinleri emilebilecek hale getirirler. Sap ve meyve gibi bitkilerin yumuşak bölümleriyle beslenen birçok kurtçuk ise tarım ürünlerinde önemli ölçüde zarara yol açar.
Çeşitli Larva Tipleri
Birçok tür böcek larvasının kendine özgü adı vardır. Çoğu sineğin larvasına kurtçuk denmekle birlikte, etsineğininkiler vidalıkurt ya da burgukurdu adıyla tanınır. Ekin ve sebze köklerini kemirerek büyük zararlara yol açan kınkanatlılardan taklaböceğinin larvalarına telkurdu, keseğen, kökkurdu gibi adlar verilir. Eğer yavru böcekler tahtakurularında olduğu gibi erişkinlerden çok farklı değilse, genellikle nemf olarak adlandırılır.
Geniş gövdeli, küçük ağızlı, uzun kuyruklu olan iribaşlar, kurbağaların suda yaşayan larvalarıdır ve hayvanlar âleminde en köklü değişime uğrayan canlılar arasında yer alırlar.
Birçok deniz hayvanının serbestçe yüzdüğü bir larva evresi vardır. Bunlar arasında denizanaları, yumuşakçalar (midyeler, istiridyeler, deniz salyangozları), denizyıldızları ve denizkestaneleri sayılabilir. Denizsolucanlarının da yüzen larvaları vardır. Bazı larvalar erişkinlerden öylesine farklıdır ki, eskiden bilim adamları onları başka türden canlılar sanmışlardı.