Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Mısır

  • Okunma : 326
Mısır Resim

Mısır, Afrika’nın kuzeydoğu köşesinde Nil Irmağı’nın kuzeye, Akdeniz’e doğru aktığı bölgede yer alan bir ülkedir. Batısında Libya, güneyinde Sudan ve kuzeyinde Akdeniz bulunur. Doğu sınırında Kızıldeniz, ülkeyi Ürdün ve Suudi Arabistan’dan ayıran Akabe Körfezi ve İsrail yer alır. Avrupa ile doğu arasındaki deniz ulaşımında yaşamsal bir önemi olan Süveyş Kanalı Mısır’ın toprakları içindedir. Süveyş Kanalı’nın öbür yakasında, Mısır’ın büyük bölümünden kanalla ayrılmış Sina Yarımadası uzanır. Yaklaşık 61.000 km2’lik bir alanı kaplayan Sina Yarımadası bir üçgene benzer. Bu üçgenin sivri ucu güneyde Süveyş ve Akabe körfezlerinin birleştikleri noktadadır. Yarımadaya adını veren Sina Dağı ve 2.642 metreyle ülkenin en yüksek dağı olan Katrina Dağı, Sina Yarımadası’mn güneyinde yer alır.

    Eski Yunanlı tarihçi Herodot’un “Mısır Nil’in armağanıdır” sözünü anlayabilmek için, Nil Irmağı'nın bu ülke için ne büyük bir önem taşıdığını bilmek gerekir. Ülke topraklarının ancak yüzde 4’ünde tarım yapılabilir. Tarım yapılabilen bu toprakların büyük bölümü Nil Irmağı'nın suladığı vadi ve deltadadır. Nüfusunun hemen hemen tamamı bu verimli bölgede oturur. Ülkenin geri kalan bölümleri birkaç vaha dışında çöllerle kaplıdır ve buralarda yalnızca göçebe kabileler yaşar.

    Tarihöncesi dönemlerden beri Nil vadisi, Yukarı ve Aşağı Mısır olmak üzere iki bölüme ayrılmıştır. Yukarı Mısır başkent Kahire’nin güneyinden Sudan sınırındaki Vadi Halfa’ya kadar uzanır. Bu bölgede Nil vadisi çok dardır ve her iki yanında çölü sınırlayan alçak tepeler yükselir. Kahire ile Akdeniz arasında kalan üçgen biçimli Nil deltası Aşağı Mısır’ı oluşturur. Düz bir ova görünümünde olan bu bölgede toprak çok verimlidir ve hemen her yerinde tarım yapılır. Ovanın içinde Nil birçok kola ayrılarak denize ulaşır. Kıyıda Akdeniz’den yalnızca ince bir toprak parçasıyla ayrılmış en büyüğü Manzala Gölü olan büyük, sığ göller vardır.

    Kanal boyunca Süveyş’ten Port Said’e kadar yaklaşık 160 km boyunca uzanan topraklar, Kanal Bölgesi olarak adlandırılır. Bu bölgede insanların yaşayabilme ve toprağı işleyebilme olanağı ancak geçtiğimiz yüzyılın içinde doğmuştur. Mısır’ın öteki bölümlerinde olduğu gibi, bu bölgede de yaşam Nil’e bağlıdır. Bölgenin su gereksinimi, Kahire’nin hemen kuzeyinde ırmaktan ayrılan tatlı su kanalı ile karşılanır.

    Nil deltasının kıyı kesimleri ekim-nisan arası serindir ve genellikle orta derecede yağış alır. Yazlar çok sıcak ve nemlidir. Nisan ve mayısta güneyden hamsin denen sıcak fırtınalar eser. Bu rüzgârlar büyük miktarda ince kum tozu taşır. Yaz mevsiminin ilk ayları kuru ve çok sıcaktır. Daha sonra, eylülde Nil’in taşkın suları bölgeye ulaşır ve bunu altı hafta süren nemli hava ve sabah sisleri izler. Daha güneyde, Yukarı Mısır’da, aralık, ocak ve şubatta hava serin, açık ve güneşlidir. Bu dönemi izleyen üç ay süresince hamsinler eser ve hemen ardından çok sıcak yaz günleri başlar; gölgede 41°C sıcaklık mevsim normallerine uygundur. Mısır için dünyanın en kurak ülkelerinden biridir denilebilir.

    Mısırlılar tarım yapılabilecek en küçük toprak parçasını bile ekip biçtikleri için, ülkede kır çiçekleri fazla değildir. Ancak, yağmurun nemlendirdiği topraklarda ya da çöldeki vahalarda, süsen, mimoza
ve papatya gibi kır çiçekleri açar. Pek çok bahçede söğüt, karaağaç, servi ve okaliptüs gibi ağaçların gölgesinde zambak, gül, yasemin, nergis ve daha birçok çiçek yetiştirilir.

    Mısır’da aralarında çeşitli kartal türleri, yalıçapkını, yağmurcun, çaylak gibi kuşlar bulunan 300’den fazla kuş türü yaşar. Ayrıca flamingo, pelikan, leylek ve turna gibi pek çok su kuşu da vardır. Yabanıl memelilerin sayısı ise pek fazla değildir. Çölde sırtlan, çakal, tilki, ceylan, dağkeçisi ve tavşanlar; Nil deltasında vaşaklar. ırmakta timsahlar yaşar. Mısır'da artık, suaygırı, aslan ve zürafa gibi daha büyük hayvanlar kalmamıştır. Yük hayvanı olarak kullanılan eşek, Mısır'da her zaman yaşamıştır, ama deve eskiçağlarda başka ülkelerden getirilmiştir. Öteki evcil hayvanlar at, manda, öküz, keçi ve koyundur.

Tarım ve Sanayi

Mısır halkının yarısından çoğu geçimini topraktan sağlar. Nil Irmağı, yıllar boyunca taşıdığı mil ya da balçıkla bu verimli, koyu kahverengi toprakları oluşturmuştur. Nil’in kollarından, Mavi Nil (Bahrülazrak) ve Atbara'nın temmuz-ekim arasında yoğun yağmurlarla yükselen suları, Etiyopya’nın topraklarını Nil’e ve Mısır’a kadar ulaştırır. Milin birikerek toprak düzeyini 9 metre kadar yükselttiği Nil deltasındaki verimli ova böyle oluşmuştur.

    Bir zamanlar Nil vadisinin bataklıklarında kimse yaşayamıyordu. Buraya ilk yerleşenlerin Kızıldeniz kıyılarından göç ederek bu toprakları tarım yapılabilir duruma getirdikleri sanılmaktadır. Bu insanlar, ırmağın her iki kıyısında delikler açarak ve kanallar kazarak fazla suları çevredeki daha alçak düzeyli topraklara taşımış ve böylece Nil'in yıllık taşkınlarını denetim altına almayı başarmışlardır. Bu sulama sistemi yılda bir kez ürün alabilmeyi sağladı ve zamanla bölgede yaşayan, fellah denen küçük köylüler gerektiğinde suyu denetlemeyi neredeyse içgüdüsel olarak öğrendiler.

    19. yüzyılda Nil'in üzerinde, taşkın dönemindeki (temmuz-ekim arası) fazla suları biriktirmek ve kanallarla tarlaları sulamak amacıyla barajlar kuruldu. 1902'de tamamlanan ilk Assuan Barajı uzun
süre ülkenin en büyük barajı oldu. 1960'larda SSCB'nin yardımıyla, eski barajın 7 km güneyinde,
bugünkü Assuan Barajı yapıldı. 3 kilometreden uzun ve 110 metre yüksekliğindeki bu baraj, ırmağın üst bölümünde Nâsır Gölü adı verilen büyük bir yapay göl oluşturdu. Barajdan elektrik enerjisi sağlandığı gibi daha geniş alanların sulamasında da yararlanıldı.

    Sulama sistemi, yapay gübrelerin de yardımıyla, bu bölgede yılda iki hatta üç kez hasat yapılabilmesini sağlamıştır. Bazı fellahlar hâlâ ilkel araçlarla tarım yapar, ama artık, Mısır'da traktörler ya da başka tarım makineleri yaygın bir biçimde kullanılmaktadır.

    En önemli ürün, yazın yetiştirilen yüksek nitelikli pamuktur. Başlıca pamuk üretim alanı deltadır. Burada taşkın döneminde bol miktarda mısır da yetiştirilir. Yukarı Mısır'da geniş alanlarda şekerkamışı plantasyonları (büyük çiftlikler) kurulmuştur. Öbür ürünler, buğday, arpa, pirinç, çeşitli sebzeler ve özellikle de soğandır. Hurma halkın başlıca gıdalarından biridir. Zeytin vahalarda ve başka bazı yerlerde üretilir. Üzüm, portakal, kayısı, şeftali ve muz ülkede yetişen öbür meyvelerdir.

    Mısır’da hâlâ birçok kişinin geçim kaynağı toprak olmakla birlikte, sanayi de gelişmektedir. Ülkenin güneyinde, neredeyse 100 yıldan beri var olan şeker fabrikaları ile Mısır pamuğundan daha çok yurtdışına satılmak üzere kumaş dokuyan büyük atölyeler vardır. Günümüzde, Mısır’da demir-çelik, alüminyum ve gübre üretilmektedir. Ayrıca gıda sanayisi ve kimyasal madde üretimi de gelişmiştir. İplik eğirme, dokuma, fildişi ve tahta oymacılığı, altın, gümüş, bakır ve pirinçten süs eşyası yapımı gibi geleneksel sanayilerde de önemli gelişmeler görülmektedir.

    Kızıldeniz kıyılarında kalsiyum fosfat ve Sina’da manganez cevheri bulunmasına karşılık, madencilik çok gelişmiş değildir. Öteki bazı Arap ülkeleri kadar büyük bir petrol üreticisi olmayan Mısır'ın batısındaki çöllerden petrol elde edilir. Ayrıca Nil deltasında, Sina’da ve Süveyş Kanalı’nın altında deniz dibinde petrol rezervleri vardır. Kızıldeniz kıyılarında tuz çıkarılır; Port Said’de ise tuz deniz suyu buharlaştırılarak elde edilir.

    Mısır'da ulaşım, demiryolu ya da sısyoluyla sağlanır. Nil’in Mısır sınırları içinde kalan bölümünde gemiler işleyebilir. Havayolu ulaşımı da vardır. Kahire Havaalanı Avrupa, Afrika ve Asya arasında uçan uçakların başlıca durak yerlerinden biridir. Turizm önemlidir. Yılda 1 milyonun üzerinde turist Mısır Piramitleri’ni, Luksor'daki tapınakları ve başka tarihi yerleri görmek amacıyla Mısır'a gelir. En büyük limanı, Port Said gibi Akdeniz kıyısında olan İskenderiye'dir; Süveyş kenti, Port Said'den başlayan kanalın öbür ucunda yer alır. Deltada kurulu Tanta da önemli bir kentidir. En büyük ve en önemli kenti ise Kahire'dir

Mısır Halkı

Mısır'da yaşayan insanlar başlıca üç grup altında toplanabilir. En büyük grup, toprağı işleyen fellahlardır. Çölde Bedeviler bulunur. Araplar ile Siyah Afrikalılar’ın melezleri olan Nübyeliler Assuan’ın güneyinde Nil vadisinde yaşarlar. Arapça anadildir.

    Erkekler geleneksel olarak öteki giysilerinin üzerine geniş kollu ve ayak bileklerine kadar uzanan beli kemerle toplanmış bir giysi giyerler. Kadınlar ise çarşafa bürünürler. Günümüzde halk arasında modern giysiler giderek yaygınlaşmaktadır. Kırlık, yörelerde, halk genellikle güneşte kurutulmuş çamur tuğlalardan yapılma evlerde yaşar ve kullandıkları eşyalar oldukça basittir.

    Köylüler kendi tarlalarında çalışırlar. Başlıca yiyecekleri sebze, özellikle fasulye, et, börek ve tatlıdır. Her köyün bir camisi vardır.

    Kentte yaşayanların modern su, kanalizasyon ve telefon hizmetlerinden yararlanma olanağı daha fazladır. Kentlerde modern dükkânların yanı sıra pek çok insan alışverişini açık pazarlardan yapar.

    Mısırlılar'ın büyük çoğunluğu Müslüman'dır. Ayrıca, ülkede Kopt Kilisesi'ne bağlı küçük bir Hıristiyan azınlık da yaşar.

    En zengin Arap ülkelerinden biri olan Mısır, bölgedeki ticaretin büyük bölümünü düzenler ve yurtdışına satacak kadar büyük miktarda pamuk, şeker ve tahıl üretir. Ülkede ilk ve ortaöğretim okullarının yanı sıra beş üniversite ve birçok yüksekokul vardır. Mısır gazeteleri başka Arap ülkelerinde de satılır. Arapça kitap basım ve satımı yaygındır. Kahire'deki tiyatro toplulukları, komşu ülkelerde de temsiller verir. Sinemanın da oldukça eskiye dayanan bir geçmişi vardır ve Arap
dünyasında yaygın olarak Mısır filmleri izlenir. Kahire radyosu tüm Ortadoğu'ya yayın yapar.

Tarih

Dünyada var olan en eski uygarlıklardan biri Mısır'da kurulmuştur. Mısır'ın İÖ 1. yüzyılda Roma egemenliğine girinceye kadar olan tarihi ESKİ MISIR maddesinde anlatılmıştır.

    Mısır, büyük tahıl stoklarından dolayı Romalılar için büyük önem taşıyordu. Bu dönemde kullanılmayan bazı kanalları temizleyen Romalılar, sulama sisteminin gelişmesine katkıda bulundular, ama öbür yandan da Mısırlılar'ı ağır biçimde vergilendirdiler. Hıristiyanlık Mısır'a oldukça erken bir tarihte girdi. İmparator I. Constantinus'un Hıristiyanlık'ı Roma İmparatorluğu'nun resmi dini olarak onaylamasından sonra, Mısır Kilisesi' nin kendi patrik ya da piskoposu olmasına izin verdi. Roma İmparatorluğu'nun ikiye bölündüğü 395'ten sonra İskenderiye, Bizans İmparatorluğu'na (Doğu Roma) bağlandı. 451‘de Kopt (Mısır) Kilisesi Roma'dan ayrıldı, ama dünyanın en büyük kentlerinden biri olmayı sürdüren İskenderiye Bizans İmparatorluğu'nun sınırları içinde kaldı.

    642'de İskenderiye, Müslümanlık'ı yayma fetihlerine girişen Arap ordularına teslim oldu. Arap egemenliğine girdikten sonra ülkeyi uzun süre Şam ya da Bağdat’ta bulunan Emevi ve Abbasi halifelerin atadığı valiler yönetti. 969'da Fatımiler'in Mısır’ı ele geçirmesinden sonra Kahire başkent ilan edildi. Bugün hâlâ eğitim vermeyi sürdüren ve dünyanın en eski eğitim kumrularından biri olan
El-Azhar, bu dönemde Kahire’de kuruldu. Bu kurumun Mısır’da bilimin gelişmesine büyük katkısı oldu. 1171’de Selahaddin Eyyubi’nin Fatımi yönetimine son vermesiyle ülke Eyyubiler’in yönetimine girdi. Selahaddin’in ardından gelen kötü yönetimler Mısır’ın hemen tüm zenginliğini tüketti.

    1250’de yönetim Memlûklar’ın eline geçti. 1260’ta bir darbe yaparak tahtı ele geçiren I.Baybars, Çerkez kökenli Memlûklar’ın güçlü bir devlet kurmasına ön ayak oldu. Bu arada Abbasi hanedanından birini Kahire’de halife ilan ederek Mısır'ın İslam ülkeleri arasındaki gücünü perçinledi. Memlûklar döneminde Mısır'ın Arap kültürünün egemenliğine girme süreci de tamamlandı.

    Yavuz Sultan Selim 1517'de Ridaniye Savaşı sonunda Mısır'ı Osmanlı topraklarına kattı. Bu seferle halifelik de Osmanlı padişahlarına geçti ve Mısır Osmanlı İmparatorluğu'nun bir eyaleti oldu. Ama Memlûk beyleri zamanla yeniden güçlendiler ve 18. yüzyılda yönetimi ele geçirdiler.

    Fransa İmparatoru Napolyon, 1798'de Piramitler Çarpışması'nda Memlûkları yendi ve Mısır'a girdi. Ama Fransız donanması İskenderiye yakınlarında yapılan Nil Savaşı’nda Amiral Horatio Nelson komutasındaki İngiliz deniz gücü tarafından yok edildi. Ardından Osmanlılar'ın da Fransa’ya savaş açması üzerine Fransız ordusu Mısır'dan çıkarıldı.

Kavalalı Mehmed Ali Paşa

Fransızlar’a karşı çarpışmak üzere Mısır’a gönderilen Osmanlı birliklerinin komutanlarından Kavalalı Mehmed Ali Paşa, Kahire’de çok güçlenince, Osmanlı padişahı tarafından Mısır'a vali olarak atandı. Mehmed Ali Paşa Memlûklar'ın etkisini yok etti ve izleyen 10 yıl boyunca orduları, Osmanlı Devleti adına Arabistan, Sudan ve Yunanistan’da savaştı. Sonunda 1831’de Suriye’ye bir sefer düzenleyince, Osmanlılar Mehmed Ali Paşa’ya karşı harekete geçtiler, ama orduları yenilerek çekilmek zorunda kaldılar. Daha sonra Osmanlılar’ı bir kez daha yenen Mısır güçlerinin Suriye’yi almasına Avrupa devletleri engel oldu, ama bu savaş sonunda, Mehmed Ali Paşa Mısır’ın ve Sudan'ın büyük bölümünün gerçek hükümdarı olarak tanındı.

    Mehmed Ali Paşa, 1848’de valiliği, oğlu İbrahim Paşa’ya bırakana kadar Mısır’da birçok yeniliğe ve gelişmeye ön ayak oldu. Nil vadisinde modern sulama yöntemlerinin kullanılması ve pamuk tarımı ilk kez onun döneminde başladı.

    Mehmed Ali Paşa’nın ardıllarından olan Said Paşa, Fransızlar’a Süveyş Kanalı’nı açma iznini verdi. Kanal, 1869’da İsmail Paşa’nın valiliği sırasında tamamlandı. Mısır’da bu dönemde demiryolları, telgraf, deniz fenerleri ve limanlar gibi başka ilerlemeler de sağlandı ve şekerkamışı ekimine başlandı. Osmanlı Sultanı Abdülaziz, İsmail Paşa’ya “hıdiv” unvanını vererek Mısır’a içişlerinde daha fazla bağımsızlık tanıdı. Bu dönemdeki aşırı harcamalar Mısır’ın borçlarının giderek büyümesine yol açtı. Sonunda, Süveyş Kanalı hisseleri İngiltere’ye satıldı. İsmail Paşa 1876’da Mısır’ın mali işlerinin Fransızlar ve İngilizler tarafından denetlenmesini kabul etmek zorunda kaldı.
İki yıl sonra da Osmanlı sultanı onu görevden aldı ve yönetim en büyük oğlu Tevfik Paşa’ya geçti.

İngilizler Mısır'da

19. yüzyılda Mısırlı albay Arabi Paşa önderliğinde halk ayaklandı ve 1852’de milliyetçi bir hükümet kuruldu. Ayaklanmalar başlayınca İngiliz donanması İskenderiye’yi bombalayarak işgal etti; ayrıca İsmailiye’ye de çıkarma yaptı. Arabi Paşa’yı yenen İngiliz ordusu Kahire’yi aldı.

    Ülke, bundan sonra, görünüşte Osmanlı İmparatorluğu, ama gerçekte İngiltere tarafından yönetildi. Çoğunluğu İngiliz olan subayların komutanlık yaptığı yeni bir Mısır ordusu kuruldu. İngiliz yönetimi altında Fransa’ya olan borçlar ödendi.

    1914’te Osmanlı Devleti ile İngiltere karşı taraflarda savaşmaya başlayınca, İngilizler Mısır’ı resmen koruma altına aldıklarını açıkladılar. Savaştan sonra Mısır milliyetçiliği daha da güçlendi. Çıkan ayaklanmalar ve kitle gösterileri sonunda İngilizler Mısırlılar’a kendi kendilerini yönetme hakkını tanımak zorunda kaldılar.

Mısır'ın Bağımsızlığı

1922’de Kral Fuad yönetiminde bağımsız bir Mısır Krallığı kuruldu. 1923’te yapılan anayasayla Mısır’ın iki meclisli bir parlamentoya dayanan anayasal bir krallık olmasına karar verildi. Ama İngilizler Mısır’ın Sudan üzerinde tam denetim kurmasına izin vermedikleri gibi, özellikle Süveyş Kanalı’nı korumak üzere, Mısır’da askeri birlikler bulundurmayı sürdürdüler. İki yıl sonra Mısır halkı ilk kez bir parlamento seçiminde oy kullandı. Saad Zaglul’ün başbakanlığında kurulan hükümet, İngiltere ve kralla ters düşünce birkaç ay içinde istifa etti. İngiltere, kral ve parlamento arasındaki
sürtüşmeler nedeniyle ülke uzun süre siyasal dengesine kavuşamadı. Kral Faruk’un tahta geçmesinden sonra 1936’da, İngiltere ile Mısır önemli bir antlaşma imzaladı. Bu antlaşma ile İngilizler 1956’ya kadar Süveyş Kanalı’nın savunmasını yürütecek birlikler dışında Mısır’dan askerlerini çekmeyi kabul etti. Buna karşılık Mısır, Sudan’ın yönetimini İngilizlerce paylaşmayı ve savaş çıkması durumunda İngiliz ordusunun Mısır’ı üs olarak kullanmasını onayladı. II. Dünya Savaşı’nda, Alman ve İtalyan orduları batıdan Mısır’a girdiler; ama 1942’de General Montgomery komutasındaki kuvvetlere el-Alameyn’de yenilerek çekildiler.

    II. Dünya Savaşı’nın ardından Mısırlılar İngiliz birliklerinin Kanal Bölgesi’ni terk etmesini ve Sudan’dan çekilmesini istedi. İstekleri İngilizler tarafından kabul edilmeyen Mısır hükümeti 1951’de, 1936 antlaşmasını geçersiz saydı.

    1948’de I. İsrail-Arap Savaşı’nda Mısır ordusunun yenilgisi ve güçlenen milliyetçilik hareketleri Kral Faruk yönetiminin yıpranmasına yol açtı. 1952 Temmuz’unda milliyetçi ve reform yanlısı bir grup subay yönetimi ele geçirdi. Kral ülkeyi terk etmeye zorlandı ve 1953’te General Muhammed Necib yönetiminde cumhuriyet kuruldu. Ertesi yıl, onun yerine Albay Cemal Nâsır geçti. Nâsır döneminde Mısır’ın SSCB ile ilişkileri gelişti ve bu ülkeden silah almaya başlandı. 1956’da başkan Nâsır’ın Süveyş Kanalı’m kamulaştıracağını açıklamasından sonra İsrail, İngiliz ve Fransız güçleri Kanal Bölgesi’ne asker çıkardılar. ABD ve SSCB’nin karşı çıkması üzerine savaş birkaç gün içinde sona erdi. İngilizler ve Fransızlar bölgeyi terk ettikten sonra kanal Mısır’ın elinde kaldı.

    1958’de Mısır, Suriye ile birleşerek, Birleşik Arap Cumhuriyeti’ni oluşturdu. 1961’de Suriye’nin birlikten ayrılmasına karşın, Mısır 197l ’e kadar Birleşik Arap Cumhuriyeti olarak tanındı. Bugün adı, Mısır Arap Cumhuriyeti’dir. 1962’den sonra SSCB ile daha yakın ilişkiler kuran Nâsır, bu ülkeden sağladığı teknik ve parasal yardımlarla Mısır’ın sanayileşmesinde önemli gelişmeler sağladı.

    1967’de Mısır’ın, İsrail’in Elat limanına uzanan Akabe Körfezi'ni kapatma girişimi, iki ülke arasında yeni bir savaşın çıkmasına yol açtı. Mısır ve Arap güçleri (Ürdün, Suriye ve Irak) yenildi, Süveyş Kanalı kapatıldı ve İsrail kanalın doğu kıyısının denetimini eline geçirdi. Kanal 1975'te yeniden hizmete açıldı.

    Başkan Nâsır'ın 1970'te ölmesinden sonra, Mısır'ın başına Enver Sedat geçti. Suriye ile ortak hareket eden Enver Sedat, İsrail'e karşı yeni bir savaş açtı. Bu dönemde SSCB-Mısır ilişkileri bozuldu. Ortadoğu'da İsrail'le ilişkileri düzeltmek için çaba harcayan Sedat, ABD'nin arabuluculuk yaptığı Camp David Antlaşması'm imzaladı. Bu antlaşma Arap ülkeleri arasında büyük tepki yarattı ve Mısır Arap Birliği'nden çıkarıldı. Ülke içinde de siyasal huzursuzluk baş göstermişti. 1981'de Başkan Sedat'ın öldürülmesinden sonra başa geçen Hüsnü Mübarek, Mısır'ın Arap komşuları ile bozulan ilişkilerini düzeltmeye çalıştı. 1982'de İsrail, savaş sırasında ele geçirdiği Mısır topraklarının sonuncusu olan Sina Yarımadasfndaki bölgeyi de Mısır'a geri verdi.

Mısır'a İlişkin Bilgiler

Yüzölçümü: 997.739 km2.

Nüfus: 51.748.000 (1988).

Başkent: Kahire.

Yönetim: Bağımsız cumhuriyet.

Doğal Yapı: Verimli topraklar toplam ülke topraklarının yüzde 4'ünü kaplar; geri kalan bölgeler çöldür.

Başlıca Ürünler: Mısır, domates, buğday, karpuz, patates, pamuk, sığır, keçi, koyun, demir cevheri, fosfat, çimento, pamuk ipliği, dokuma, petrol.

Önemli Kentler: Kahire, İskenderiye, Pprt Said, Gize Şibinü'l Kaym, Mahalla.

Eğitim: 6-12 yaş arasındaki çocukların okula gitmesi zorunludur.

Mısır Resimleri