Nilüfer
Doğada göllerde ve tatlı su birikintilerinde yabani olarak yetişen, park ve bahçe havuzlarında ise süs bitkisi olarak yetiştirilen nilüferler gösterişli su bitkileridir. Yaz ortasına doğru açan iri çiçeklerinden
ötürü “sugülü” de denen bu bitkilerin birçok türü vardır. Bunların en yaygınlarından biri beyaz nilüfer (Nymphaea alba), öbürü ise sarı nilüferdir (Nuphar luteum). Nilüferlerin suyun dibindeki çamur katmanına gömülü sürünücü ve uzun köklerinden çok uzun saplı, iri yapraklar çıkar. Hepsi bir araya gelerek suyun yüzeyinde sık bir örtü oluşturan bu kalp biçimli ya da yuvarlak yapraklar 25 cm genişlikte, düz kenarlı ve parlaktır. Suyun tam yüzeyinde açan ya da sudan yukarıya doğru uzanan çiçekleri çok sayıda taçyapraktan oluşmuştur ve tam ortasında erkekorgan demeti bulunur. Meyveleri fındıksı ya da üzümsü tiptedir. Meyvelerin bir bölümü suyun içinde gelişir ve olgunlaştığında tohumları su akıntılarıyla çevreye yayılır.
Nilüferler dünyanın ılıman ve tropik yörelerinde yetişir. Tropik kökenli olanların çoğu pembe, mavi, mor, kırmızı ya da sarı gibi göz alıcı parlak renkli ve genellikle hoş kokuludur. İklimin uygun olduğu yerlerde yaygın biçimde süs bitkisi olarak yetiştirilen nilüferlerin pek çok melez çeşidi geliştirilmiştir.
Nilüferler gibi nilüfergiller (Nymphaeaceae) familyasında yer alan bir başka su bitkisi ise 60-180 cm çapındaki dev yapraklarıyla dikkat çeker. Amazon ya da kraliçe nilüferi (Victoria amazonica) denen bu bitki adını, yabani olarak yetiştiği Amazon Irmağı’ndan alır. Yukarı doğru kıvrık kenarlarıyla bir tepsiyi andıran dev yapraklarının altı kalın, ağsı damarlarla bezenmiştir. Su üzerinde yüzen bu tepsi demetinin arasından yaklaşık 30 cm çapında, ortası mor, ama kenarlara doğru beyazlaşan çiçekler açar. Gene nilüferlere çok yakın akraba olan bir grup su bitkisi ise lotus adıyla anılır.