Karahindiba
Karahindiba sapsarı çiçekleriyle yaz boyunca kırları olduğu kadar en bakımlı park ve bahçe çimlerini bile kaplayan yabani bir bitkidir. Anayurdu Avrasya olmasına karşın dünyanın başka yerlerine de dağılmış olan bu bitki (Taraxacum officinale) bileşikgiller familyasında yer alır. İlk bakışta tek bir çiçek gibi görünse de gerçekte çok sayıda küçük çiçekten oluşan sarı renkli çiçek başları (kömeçleri) karahindibanın bileşikgillerden olduğunun en iyi göstergesidir.
Karahindiba serin ve ılıman yöreleri seven çokyıllık bir bitkidir. Topraküstü bölümleri solup yok olsa bile toprağın oldukça derinlerine inen uzun ve kalın kökü sayesinde her yıl yeniden yaprak ve çiçek verir. Bu yüzden de bakımlı alanlarda karahindibanın yok edilebilmesi için yalnızca topraküstü bölümlerinin kesilmesi ya da biçilmesi yetmez, köklerinin de tümüyle çıkarılması gerekir. Karahindibanın yaprakları çoğu bitkide olduğu gibi gövdeden değil doğrudan köklerden çıkarak toprağın yüzeyinde demetler oluşturur. Aynı bir yırtıcı hayvan dişini andıran bu derin oyuklu yapraklar bitkiye “aslandişi” de denmesine yol açmıştır. Dümdüz ve içi boş sapların ucunda açan çiçek kömeçleri sonbaharda tüyden bir küreye döner. Bu küre aslında çok sayıda, bir ucu tüylü küçük meyveden oluşmuş bir meyve kümesidir. Hafif bir esintide bile parçalanarak çevreye yayılan bu tüy yumağını görmeyen yok gibidir. Bunları üfleyerek tüylü meyvelerin havada bir paraşüt gibi süzülmesini izlemek çocukların en büyük eğlencesi olagelmiştir.
Karahindibanın yaprak, çiçek sapı ve köklerinde sütsü bir sıvı bulunur. Bu beyaz sıvıdan halk arasında siğilleri tedavi etmek için yararlanılır. Körpe yaprakları ise yurdumuzda özellikle Ege Bölgesi’nde ve İstanbul’daki pazarlarda radika adıyla satılmakta ve sebze olarak tüketilmektedir.
