Penguen
Penguenler uçamayan deniz kuşlarıdır. Pulsu tüylerle kaplı dar kanatları uçmak yerine yüzmeye uyarlanmıştır ve fokların ya da balinaların yüzgeç ayaklarına benzer. Gövdelerinin iyice gerisine yerleşmiş geniş perdeli ayakları üzerinde dimdik dururlarken hizmete hazır garsonları andırırlar. Salıntılı yürüyüşleri de dikkat çekicidir.
Penguenlerin tümü güney yarıkürede yaşayan birçok türü vardır. İçlerinden önemli bir bölümü Antarktika’da ve en güneydeki adalarda yaşar. En kuzeyde rastlanan penguenler ise tam ekvatorda yer alan Galâpagos Adaları’nda bulunur.
Penguenler birey sayısı yüz binlere ulaşabilen büyük topluluklar halinde yaşar ve ürerler. Karada tüm beceriksizliklerine karşılık, suyun yüzeyinde ve altında hem çok hızlı, hem de uçan bir kuşun zarif görünüşünü andırır güzellikte yüzerler. Keskin ve sivri gagaları peşlerine düştükleri balıkları kolayca yakalayabilmelerini sağlar. Karada dik bir eğimle karşılaşınca kârınlarının üstüne yatıp ayaklarıyla yeri iterek kaymalarına oldukça sık rastlanır. Penguenlerin doğal düşmanı pek yoktur. Ama bazen suda yüzerken yırtıcı pars foklarına yem olurlar.
En iri penguen türü olan imparator penguenin (Aptenodytes forsteri) boyu 120 santimetreye ulaşabilir. Öbür penguenler gibi sırtı, başı ve kanatları siyah, göğsü ve karnı beyazdır. Boynunun yanlarında, ensesine doğru geniş birer yarım daire biçiminde turuncu sarı lekeler bulunur. İmparator penguenler Antarktika’nın içlerinde yaşar.
İmparator penguenden sonra en iri tür olan kral penguen (Aptenodytes patagonica) daha kuzeye yayılmıştır. Boynundaki lekenin biçimiyle önceki türden ayırt edilebilir.
İmparator ve kral penguenlerin üreme davranışları son derece ilginçtir. Üreme döneminde dişinin yumurtladığı tek yumurtayı nöbetleşerek ayakları üzerinde tutan eşler, aynı zamanda karınlarından sarkan deri uzantısıyla da örterek sıcak tutarlar. Yumurtadan çıkan yavru da bir süre erişkinlerin ayaklarının üzerinde kalarak soğuktan korunur.
Öbür penguenler kayalık adalarda üreyip yumurtalarını yerdeki ya da kayaların arasındaki oyuklara bırakırlar. Ya ot parçalarından kaba bir yuva yapar ya da yuvayı küçük taşlarla döşerler.
Tepeli penguenler (Eudyptes cinsi) Antarktika kıyılarından Güney Afrika, Avustralya, Yeni Zelanda ve Güney Amerika'da Patagonya kıyılarına kadar, ayrıca Hint Okyanusu ile Atlas Okyanusu’nun güneyindeki adalara yayılmıştır. Bu grubu oluşturan penguenler tepelerinin iki yanındaki sarı tüylü sorguçlarıyla dikkat çeker. Sakallı penguen (Pygosce-Us antarctica) Antarktika çevresindeki denizlerde ve Büyük Okyanus’un güneyinde yaşar. Adını, kulaklarından başlayıp çenesinin altından geçen siyah ince bir çizgiden alır.
Güney Afrika kıyılarında bulunan gözlüklü penguenin (Spheniscus demersus) göğsünden başlayıp gözlerini aşarak gagasına uzanan beyaz bir çift şeridi vardır. Karadayken çıkardığı anırmayı andıran sesinden ötürü “eşek pengueni” olarak da bilinir. Bu penguenler yumurtalarını açtıkları uzun tünellere bırakırlar. Gözlüklü penguenlere benzer birkaç tür Güney Amerika’nın batı kıyılarında ve Galâpagos
Adaları’nda yaşar. En küçük penguen türü olan küçük mavi penguen (Eudyptula minör) Avustralya ve Yeni Zelanda çevresindeki denizlere yayılmıştır. Bu türün boyu yaklaşık 40 santimetredir.
Adelie pengueni (Pygoscelis adeliae) Antarktika’da yaygın biçimde görülen küçük yapılı türler arasındadır. Yalnız Adelie pengueni ile imparator penguen Güney Kutbu’na ulaşabilen türlerdir.