Peribacaları
Peribacaları, kuleyi andıran ilginç görünüşleriyle dikkati çeken yüzey şekilleridir, insan peribacalarının bulunduğu bir alana uzaktan baktığında kulelerden oluşmuş bir masal kentiyle karşı karşıya olduğu duygusuna kapılır. Bu yüzden, bu çok ilginç yüzey şekillerine ülkemizde peribacaları adı verilmiştir. Peribacalarına başta ülkemiz olmak üzere, genellikle Akdeniz çevresindeki yörelerde
rastlanır. Çünkü peribacaları, etkinliği son jeolojik döneme kadar süren yanardağların bulunduğu çevrede oluşmuştur.
Peribacalarının oluşabilmesi için öncelikle arazinin yanardağ etkinlikleri sırasında püskürtülmüş lav ve tüflerin katmanlar halinde üst üste yığıldığı bir yapıya sahip olması gerekir. Bunun yanı sıra, arazinin yüzeyi aşınmaya elverişli olmalıdır. Yüzeyi koruyan bitki örtüsünün olmaması ve bu alanın sağanak halinde yağış alan yarı kurak bir bölgede yer alması da gerekli bir koşuldur.
Tüf, eski jeolojik dönemlerde yanardağların püskürttüğü küçük katı maddelerin üst üste yığılarak oluşturduğu, yumuşak ve kolayca aşınabilen bir katmandır. Yanardağların başka bir püskürme aşamasında çıkarttığı akışkan lavın soğuyarak katılaşmasıyla sert bir katman oluşur. Bu sert katman alttaki yumuşak tüf katmanının aşınmasını önler. Ama bu sert katman bile doğa olayları karşısında uzun süre durumunu koruyamaz ve aşınır. Çatlayıp parçalanan sert lav kütlelerinin çevresindeki tüf katmanı zaman içinde sel sularıyla aşınır ve arazi yüzeyi alçalır. Sonunda, tepesinde şapkayı andıran sert lav kütlesiyle altında sütun biçimli bir kütle ortaya çıkar. Böylece peribacası oluşur. Kuleyi andıran ve tüften oluşan peribacasını aşınmaya karşı koruyan sert kütle bazen dengesini yitirerek düşer. O zaman bu koruyucu şapkanın düştüğü yerde yeni bir peribacası oluşur. Koruyucusundan yoksun kalan öteki peribacası ise aşınmaya başlar.
Peribacalarının bazıları silindir biçimli sütunlar halindedir; bazıları ise konik birer kuleye ya da küçük bir piramide benzer. Biçimlerinin yanı sıra yükseklikleri de farklıdır. 1 metreden küçük peribacaları olduğu gibi, yüksekliği 35 metreyi bulan peribacalarına da rastlanır.
Dünyada en ilginç görünümlü peribacaları ülkemizin İç Anadolu Bölgesi’ndedir. Eskiden Kayseri, Nevşehir ve Aksaray yörelerinde yaşayan insanlar, Hıristiyanlık’ın ilk dönemlerinde ve daha sonraları düşmanlarından korunmak için peribacalarının yoğun olarak bulunduğu kuytu ve korunaklı alanlara sığınmışlardı. Bu insanların yerleştiği alanlar, son jeolojik dönemde Erciyas ve Melendiz dağlarının püskürttüğü lav ve tüflerin yığılmasıyla oluşmuştur. Günümüzde Göreme, Zelve ve Ihlara vadilerinde eskiden yaşayanların yumuşak tüflü arazi ile peribacalarını oyarak yaptıkları birçok barınak ve kilise turizm açısından büyük önem taşımaktadır. Bazılarında iki ya da üç katlı eski konutlar ve dış kesimlerinde de güvercinlikler olan peribacaları günümüzde turistik lokanta ve otel olarak da kullanılmaktadır.