Samuray
Samuray, Japonya’da 1871 ’de son bulan feodal dönemde Japon savaşçı kastının üyelerine verilen addır. 11. ve 12. yüzyıllarda ilk samuraylar soylu sınıftan gelirdi. Daha sonra tüm savaşçı sınıf samuray olarak kabul edildi. İlk samuraylar at sırtında savaşır, kılıç, ok ve yay taşır, hafif bir zırh giyerlerdi. 12. Yüzyıldan sonra yayan savaşmaya ve iki kılıç taşımaya başladılar.
Samuray, buşido (savaşçının yolu) olarak bilinen katı davranış kurallarına uyardı. Bu kurallar yiğitlik, dürüstlük, basit yaşam ve onurun önemini vurgulardı. En önemli görevin efendiye sadakat ve kişisel bağlılık olduğu Japon feodal toplumunun temelini de bu ilkeler oluştururdu. Tokugava dönemi (1603-1867) Japonya’nın barışçı dönemlerinden biri oldu. Şogun olarak bilinen askeri şeflerin toplumsal değişmelere karşı çıktığı bu dönemde samuraylık kapalı bir kasta dönüştürüldü. Dışarıdan herhangi birinin içlerine girmesi neredeyse olanaksızlaştı. Samuraylar, kan bağıyla belirlenen sınıflara bölünmüştü. Şogundan sonraki en yüksek sınıf daimyo ya da feodal beydi; en altta ise piyade askerler bulunurdu. Her sınıf gelir olarak belirli bir miktar pirinç alırdı.
Bu barış döneminde samuraylar memurluk, tüccarlık, öğretmenlik ya da esnaflık gibi işlerle uğraşmaya başladılar. Ama, her zaman iyi ahlaklı olmaları ve kurallara uygun davranmaları beklendi. Görev aile sevgisinden, hatta ülke yasalarından bile önce gelirdi. Aşağılanan ya da onuru zedelenen bir samurayın harakiri yaparak, yani karnını bir kamayla deşerek canına kıyması beklenirdi.
Samuraylar nüfusun yüzde 5’inden fazlasını oluştururdu. Tokugava döneminde samurayların alt sınıfları yoksullaştı. Çoğu, Japonya’da feodalizme son veren eylemlerde yer aldı. Şogunluk yönetimi ve feodal sistem yıkılınca ayrıcalıklarını yitirdiler ve bir sınıf olarak resmen ortadan kaldırıldılar. Bazıları yeni ulusal yönetime karşı başarısız ayaklanmalara katıldı, ama çoğu çağdaş Japonya’nın yaratılışın da öncü bir rol oynadı.