Santiago
Santiago, Şili’nin başkentidir. And Dağları’nın karla kaplı dorukları ile yaklaşık 80 km batıdaki Büyük Okyanus kıyısında yer alan daha alçak dağ sıralarının arasında, verimli bir ovada kurulmuştur. Altın arayan İspanyol serüvenciler 1541 ’de And Dağları’nı aşarak bu düzlüğe ulaştılar. Yerliler’le yaptıkları zorlu bir savaştan sonra, İspanyol önder Pedro de Valdivia bir tepede kale yaptırdı ve buraya Santiago del Nuevo Extremo (Yeni Sınırların Santiago’su) adını verdi.
Santiago bu tepenin çevresinde gelişti. Kent ilk günlerde Yerliler ile sorunların sürmesi ve gerekli erzağın olmayışı yüzünden hemen hemen terk edilmiş durumdaydı. Ama burada kalmaya kararlı olan Valdivia, Peru’ya haberciler yollayarak bölgede altın bulunduğu yolunda yanlış söylentiler çıkardı. Bu duyulunca başka serüvenciler yanlarında erzak ve gereçlerle geldiler. Santiago sık sık deprem, sel ve siyasal karışıklıklara sahne oldu, ama var olmayı sürdürdü.
Santiago 4.858.342’ye ulaşan nüfusuyla Güney Amerika’nın en büyük kentlerinden biridir. Kentte Eski İspanyol mimarisi ile modern mimarinin çeşitli örnekleri vardır. Santiago’da eski dönemden kalma birçok kamu yapısı ve “Şili ulusunun babası” olarak bilinen Bernardo O’Higgins’in adını taşıyan bir bulvar vardır. Kuzeydoğudaki dinlence alanı San Cristöbal Tepesi’nde Hz. Meryem’in 22 metre boyunda bir heykeli bulunur.
Kentin arkasında, And Dağları’nın eteklerindeki villalarda pek çok insan yaşar. Kentin yakınında kayak merkezleri vardır. Vadilerde üzüm ve şeftali yetişir.
Santiago 1818’de Şili’nin başkenti olduktan sonra ülkenin başlıca sanayi merkezi konumuna da gelmiştir. Kentte gıda maddeleri, dokuma, ayakkabı ve giyim eşyası üretilir. Kültür ve eğitim alanında da önemli gelişmelerin görüldüğü kentte birçok müze, kütüphane ve üç üniversite vardır. Şili’nin öteki kentleriyle bağlantısı gelişmiş bir demiryolu ağı, karayolu ve havayoluyla sağlanır.