Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Sinek

  • Okunma : 325
Sinek Resim

Bilim adamlarının çiftkanatlılar (Diptera) takımı içinde sınıflandırdığı sinekler en geniş böcek gruplarından birini oluşturur.

    Uzun yıllardan beri sürdürülen araştırmalar sonucu belirlenen 85 bini aşkın sinek türüne her geçen gün yenileri eklenmektedir. Bir sineği arılar ve kınkanatlılar gibi uçabilen küçük böceklerden ayırt etmek oldukça kolaydır. Çünkü gerçek sineklerin yalnız iki kanadı vardır. Oysa bütün öbür uçucu böceklerin, hatta günsinekleri ve gagalısinekler gibi sinek adı taşıyan, ama gerçek sineklerle aynı takımda yer almayan böceklerin iki çift kanadı bulunur. Gerçek sineklerin uçmayı sağlayan
kanat çiftinin gerisinde, ikinci bir kanat çifti yerine, uçuşta denge işlevi gören tokmak biçimli yapılar oluşmuştur. Sinek bu denge tokmaklarından yoksun kaldığında istediği yöne gitme yeteneğini yitirmekle kalmaz, çok hızlı kanat hareketlerinin vücutta yarattığı gerinimi karşılayamadığından neredeyse hiç uçamaz. Bazı sineklerin ne kanatları ne de denge tokmakları vardır. Bu sinekler genellikle başka canlıların üstünde yaşayan asalaklardır. Daha küçük bir bölümü ise rüzgârların çok güçlü olduğu ve uçabilseler ancak sürüklenmek zorunda kalacakları yerlerde yaşar.

    Sürü sinekleri gibi çok küçük sinekler son derece kötü uçuculardır. Öbürleri kolibri kadar iyi uçsalar bile saatte 50 kilometreyi aşacak bir hıza ulaşamazlar.

    Çoğu sineğin göğüs bölümü bacak ve kanatları hareket ettiren güçlü kasların bulunması nedeniyle kalınlaşmıştır. Yüzlerce küçük merceği içeren iri bileşik gözleri ise başın en dikkat çekici bölgesini oluşturur. Gene başta yer alan duyargalar dokunma değil, koku alma organlarıdır. Dokunaçlar sivrisinek ve bostan sineği gibi birçok türde oldukça uzun, karasinek ve etsineği gibi türlerde ise çok
kısadır.

    Tüm sineklerin ağzı emmeye ya da yalamaya uygun yapıdadır. Deriyi kamaya benzeyen bir ağız parçasıyla deler, kanı boru biçimindeki başka bir ağız parçasıyla emerler. Altı yapışkan yastıkçıklarla donanmış tırnaklarının üstünde yürüdüklerinden camda ya da tavanda bile dolaşmaları güç değildir.

    En küçük sineklerin uzunluğu 0,5 milimetreye bile ulaşmaz. En iri türlerin ise kanatları bir uçtan öbür uca 5 santimetreye yaklaşır. Bu boyut farkı çok çarpıcı görünmeyebilir. Ama aralarındaki oran bozulmadan bu boyutları büyütürsek fil ile fare arasındaki büyük farka ulaşırız.

Sineklerin Yaşamı

Sineklerin yaşam çevrimi kelebeklerin, kınkanatlıların ve arılarınkiyle aynıdır. Bu çevrim temel olarak yumurta, larva ya da kurtçuk, pupa ve erişkin evrelerini içerir. Yumurtadan çıkan larvalar pupa evresinde başkalaşmaya uğrayarak üreme yeteneği kazanmış erişkinlere dönüşürler.

    Larvaların kolayca besin bulabilecekleri yerlere tek ya da kümeler halinde bırakılan yumurtalar yuvarlak, oval, yassı ve kıvrık biçimde olabilir. Bazı sivrisinek türlerinin, yumurtaların suda yüzmesini sağlayan, sala benzer yapıları vardır. Larvalar yumurtadan çıktıktan sonra bu salların üzerinde yaşar.
Bazı yumurtalar kuru ortamlarda aylar boyunca bir değişikliğe uğramadan canlılığını korur ve yağmurla ıslandıktan kısa bir süre sonra larvalar ortaya çıkar. Genellikle larvalarda başın gerisinde bulunan bir çıkıntı, civcivlerin gagasındaki yumurta dişi gibi, yumurta kabuğunun kırılmasında kullanılır.

    Karasineğin kurtçukları en iyi bilinen sinek larvaları arasındadır. Bazı sürü sineklerinin larvaları lağımlarda ve pis sularda yaşar. Bu larvaların kuyruğa benzer uzantısı gerçekte yüzeyden hava almalarını sağlayan bir solunum borusudur. Sürü sineklerinin yumuşak ve genellikle kırmızı gövdeli larvaları su birikintilerinde yaşar. Kıvrıla kıvrıla yüzen bu larvalar ince ve küçük yapılı bir solucanı andırır.

    Soğan ve lahana sinekleri gibi bazı türlerin larvaları bitkilerin köklerine üşüşerek, meyve sinekleri çeşitli meyveleri kurtlandırarak, mazı sinekleri tahıl bitkilerinin özsuyunu emerek büyük zararlara yol açar. Ur sineklerinin larvaları hem tarım bitkileri, hem de orman ağaçlarının yaprak, çiçek, dal gibi çeşitli bölümlerinde doku şişkinlikleri yaratır. Sinek larvaları karada, suda ve hatta denizde yaşayabilir. Ama içlerinde belki de en ilginci, yaşama ortamı olarak petrol sızıntılarını seçen petrol sineğidir. Ham petrol gölcüklerinde yaşayan bu sineklerin larvaları yüzeye uzattıkları bir borucukla nefes alır ve gölcüğe düşen öbür böceklerle beslenir.

    Birçok sinek türünün larvası böcek yiyen birer etçildir. Örneğin birçok süprüntü sineğinin larvası yaprakbitlerini tüketerek tarımla uğraşanlara yardımcı olur. Yassı ve yeşilimsi olan bu larvalar bitkilerin üstündeki yaprakbitlerine saldırarak oburca beslenirler. Bazı türlerin larvaları ise arı kovanlarında “mezarlık” olarak kullanılan bölmelere  yerleşerek buralara bırakılan ölmüş arılarla beslenir.

    Süprüntüsineklerinin erişkinleri görülemeyecek ölçüde hızlı çırptıkları kanatları sayesinde havada asılı kalmışçasına durabilir, her yöne doğru uçabilirler. Birçoğu sarı ve siyah çizgili gövdesinden ötürü arılara benzerse de, iğnesi olmadığından zararsızdır. Kanatlarını hemen hemen hiç ses çıkartmadan çırpmaları da arılardan kolayca ayırt edilmelerini sağlar. Ama hayvanların çoğu bu ayrımları belirleyemez ve arıların uyarı renkleri zararsız süprüntüsineklerinin de yırtıcılardan korunmasına yol açar.

    Süprüntüsineklerinden ayrı bir familya (Bombyliidae) altında toplanan bir grup sineğe, gene arılara benzemeleri ve genellikle çiçeklerden balözü toplayarak beslenmeleri nedeniyle arısineği adı verilmiştir. Sinekler arasında asalak yaşayan birçok tür vardır. Kelebek koleksiyoncuları pupa evresinde topladıkları kelebeklerin pupa kılıflarından kelebek yerine karasineğe benzer iri ve tüylü bir
sineğin çıkmasıyla düş kırıklığına uğramışlardır. Bu şaşırtıcı durumun açıklaması oldukça basittir. Asalak bir sinek tırtılın üzerine yumurtasını bırakır. Yumurtadan çıkan larva tırtılı öldürmeden içine yerleşir, gelişimini sürdürür ve tırtılla birlikte pupa evresine girer.

    Nokra sineği olarak da bilinen büvelekler (Hypoderma cinsinin üyeleri ve akrabaları) ile mide sinekleri (Gasterophilus cinsinin üyeleri ve akrabaları) en zararlı asalak sinekler arasındadır. Büveleklerin larvaları koyun ve sığırların derileri altına geçerek nokra denen yumrular oluşturur. Yumrular üstünde larvaların soluk almasına yarayan delikler bu derilerin ticari değerini düşürür. Özellikle atlara zarar verdiği bilinen mide sinekleri yumurta evresinde ağızdan sindirim kanalına girer. Yumurtadan çıkan larvalar mide ve bağırsak duvarlarına tutunarak tüm besin ve oksijen gereksinimlerini atın sindirim kanalından alır. Erişkinleri kasapsinek, halka biçiminde dizilmiş kısa dikenler taşıyan larvaları vidalıkurt ya da burgukurdu adıyla tanınan etsinekleri (Cochliomyia ve Callitroga cinslerinin üyeleri) evcil hayvanların ve insanların açık yaralarına üşüşür. Aşırı kurtlanan yaralar hayvanın ölümüne yol açabilir. Etsinekleri yumurtalarını genellikle türlere göre değişen hayvanların üstüne bırakır. Örneğin Protocalliphora cinsinin larvaları yumurtadan yeni çıkmış kuşların kanını emer. Avrasya’da yaşayan solucan etsineğinin (Pollenia rudis) larvaları yersolucanlarıyla beslenir.

    Tırtıllar pupa evresine girerken son larva derilerini atmakla birlikte, birçok sinek larvası pupa evresine son larva derisiyle girer. Bu deri daha sonra şişip sertleşerek pupa için koruyucu bir kılıf oluşturur. Başkalaşımını tamamlayan sinek sert pupa kılıfını çatlatana kadar başından çıkan, balona benzer zarsı yapıyı şişirir. Pupa evresinde sinekler hareketsizdir; ama toprağa, gübre ya da çöp yığınlarına gömülü olduklarından yırtıcılara karşı önemli ölçüde korunmuşlardır.

    Sinek pupa kılıfından ve bir yere gömülüyse bulunduğu yerden çıktıktan sonra balon gibi şişirdiği zarsı yapı sönerek içeri çekilir. Sineğin başında bu balondan geriye yalnız bir iz kalır.

    Kuşların telekleri ve memelilerin kılları arasında yaşayan kan emici bir asalak sinek grubu daha vardır. Bunların bazıları kısa süreli uçabilmekle birlikte, birçoğu kanatsızdır ve güçlü tırnaklarıyla üstünde yaşadıkları hayvanlara tutunur. Bu sineklerin ilginç bir özelliği de yumurta bırakmadan üremeleridir. Larvalar dişinin içinde gelişir ve pupa evresine yakın bir dönemde ortaya çıkarlar.

    Aralarında sığırsineklerinin de bulunduğu kan emici sinekler aynı zamanda insandan insana ya da hayvanlardan insana birçok tehlikeli hastalığı taşır. Örneğin çeçe sineği ölümlere yol açan uyku hastalığının yayılmasından sorumludur. Sıtma ve sarıhumma sivrisineklerin bulaştırdığı başlıca hastalıklardır. Larvaları bataklıklarda ya da pis sularda yaşayan tatarcıklar (Phlebotomidae familyasının üyeleri) sivrisineğe benzer çok zararlı böceklerdir. Tatarcık humması, şark çıbanı ve kalaazar gibi hastalıkları bulaştırırlar. Etsinekleri ise dizanteri, şarbon ve sarılık gibi hastalıkların taşıyıcısıdır. Sinekler pis yerlerde beslenerek ağız parçalarına ve tüylü bacaklarına bulaşan mikropları yayarlar. Bunlar arasında kolera ve dizanteriye yol açan mikroplar sayılabilir. Bu nedenle sineklerin besinlerden uzak tutulması büyük önem taşır.

    Sinekleri tümüyle zararlı böcekler arasında saymak yanlıştır. Üstelik yararları da bazı zararlı böcekleri yemekle sınırlı kalmaz. Sirke sineği kalıtımın anlaşılmasına yardımcı olmuştur. Birçok sinek bitkiler arasında mekik dokuyarak çiçektozlarını taşır. Ayrıca öbür hayvanlara av olarak beslenme ağında yer alır, gübre ve çürüyen etle beslenerek bu maddelerin aşırı birikmesini engellerler.

Sinek Resimleri