Tebriz
İran'ın kuzeybatısında, Tahran’dan 515 km uzaklıktaki Sahend Tepesi’nin eteklerinde kurulmuş olan Tebriz, ülkenin dördüncü büyük kentidir. Tebriz, Farsça’da “ateş akıtan” anlamına gelir. Kentin bu adı, çevresindeki ünlü kaplıcalardan aldığı sanılmaktadır.
Deprem kuşağında bulunan Tebriz tarihte birçok kez şiddetli depremler sonucu yıkılmıştır. Kentte sert bir kara iklimi hüküm sürer. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar çok soğuk geçer. 13. yüzyılda Moğollar ve 16. yüzyılda Safeviler döneminde başkent olan Tebriz, bugün Doğu Azerbaycan ilinin merkezi ve Meşhed Müslümanlarının kutsal kentidir. 15. yüzyıldan kalma çinileriyle ünlü Mavi Cami, kentteki önemli tarihsel yapıların başında gelir. Tebriz ayrıca, kendi adıyla anılan halılarıyla da ünlüdür. Bölgenin önemli bir ticaret merkezi olan kentte halının yanı sıra dokuma, çimento, tarım makineleri ve ev eşyaları üretilir. Nüfusu 971.482’dir (1986).
Tebriz ya da o dönemdeki adıyla Gazaka, İÖ 4. yüzyılda Büyük İskender’in komutanlarından Atropates tarafından kurulan Atropaten Krallığı’nın başkentiydi. Kent 11. yüzyılın başında Büyük Selçuklu Devleti’nin kurucusu Tuğrul Bey’in eline geçtikten sonra önem kazandı.. 1230’da Moğol yönetimine giren kent, ardından kurulan İlhanlı Devleti’nin başkenti oldu. 1392’de Timur’un eline geçti. Safeviler döneminde de İran’ın başkenti olan kent, Çaldıran Savaşı’ndan (1514) sonra Osmanlı egemenliğine girdi. Tebriz daha sonra İran ile Osmanlı Devleti arasında sürekli el değiştirdi. İran yönetimindeyken 1828 ve 1909’da Rus işgaline uğradı. I. Dünya Savaşı’nda (1914-18) Osmanlı ve Rus orduları arasında el değiştiren Tebriz, 1917 Ekim Devrimi’nden sonra Osmanlı birliklerince alındı. Mondros Mütarekesi’nden (1918) sonra yeniden İran'a verildi. II. Dünya Savaşı’nda (1939-45), SSCB ordusunca işgal edilen Tebriz, kurulan Azerbaycan Cumhuriyeti’nin başkenti oldu. 1946’da Şah Muhammed Rıza Pehlevi döneminde İran ordusu bu cumhuriyete son vererek Tebriz’i İran topraklarına kattı.