Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Topkapı Sarayı

  • Okunma : 338
Topkapı Sarayı Resim

Topkapı Sarayı, İstanbul ’da tarihi yarımadanın Marmara Denizi’ne ve İstanbul Boğazı’na bakan ucunda yer alır. Saray alanını çevreleyen surlar, kara tarafındaki ana kapı ve ilk yapılar Fatih Sultan Mehmed döneminde (1451-81) yapılmıştır. Sonraki yüzyıllarda eklenen yeni yapılarla saray bugünkü görünümünü almıştır. Topkapı Sarayı Fatih Sultan Mehmed’den Abdülmecid’in Dolmabahçe Sarayı’na taşındığı 1856’ya kadar Osmanlı padişahlarının resmi konutu olmuş, aynı zamanda devletin yönetim merkezi işlevini de görmüştür. Enderun bölümü de okul olarak önem kazanmıştır.

    Topkapı Sarayı’nın ana dış kapısı, Ayasofya Meydanı’na açılan Bab-ı Hümayun’dur. Bu kapıdan Birinci Avlu denen bahçeye girilir. Birinci Avlu’da bir zamanlar silah hane olarak kullanılan Aya İrini Kilisesi, onun arkasında da darphane yer alır. Birinci Avlu’da eskiden sarayın çeşitli hizmetlerini gören ocaklar bulunuyordu. Sonraları bunların yerine çeşitli kamu yapıları ve okullar yapılmıştır. Bunların bir bölümü bugün de ayaktadır. Birinci Avlu’nun kuzeybatı yönündeki geniş bahçeye de 19. yüzyıl sonlarında Arkeoloji Müzesi ile Sanayi-i Nefise Mektebi (bugün Eski Şark Eserleri Müzesi) binaları yapılmıştır. Burada yer alan en eski yapı Fatih’in yaptırdığı ve günümüzde Türk Çini ve Seramikleri Müzesi’ni barındıran Çinili Köşk’tür. Ayrıca bu dış bahçenin Babıâli’ye bakan suru üzerinde, padişahların geçit törenlerini izlediği Alay Köşkü yer alır. Dış bahçenin bir bölümü 20. yüzyılın başında belediye eliyle düzenlenip halka açılmıştır. Bugün Gülhane Parkı olarak anılan bu bölümün girişinde sarayın büyük dış kapılarından biri bulunur.

    Birinci Avlu’dan sonra sarayın yapılarının bulunduğu İkinci Avlu’ya Babü’s-Selam denen anıtsal bir kapıdan girilir. Bu avluda yer alan yapılar sarayın Birun adı verilen dış bölümünü oluşturur. Sağda kubbeleri ve bacalarıyla hemen fark edilen saray mutfakları ve burada çalışan görevlilerin kaldığı koğuşlar vardır. İkinci Avlu’nun sol yanında yer alan yapıların en önemlileri, divan toplantılarının yapıldığı Kubbealtı ile İç Hazine’dir. Kubbealtı’nın arkasında, Topkapı Sarayı’nın simgelerinden olan ve Adalet Kasrı denen kule yükselir. Bu yapıların arkasına kadar taşan Harem bölümüne ise Üçüncü Avlu’dan girilir. Üçüncü Avlu’ya Babü’s-Saade adı verilen kapıdan geçilir. Sarayın Enderun denen bu iç bölümü padişahların geniş aileleriyle birlikte yaşadıkları dairedir. Bu bakımdan özel olarak korunmuştur. Babü’s-Saade’yi bekleyen Akağalar’ın koğuşları kapının iki yanında yer alır. Üçüncü Avlu’nun ortasında iki yapı bulunur. Babü’s-Saade’nin hemen karşısına düşen ilk yapı Arz Odası’dır. Padişahlar burada elçileri ve sadrazam, vezir gibi yüksek devlet görevlilerini kabul ederlerdi. Arz Odası’nm arkasında da III. Ahm ed’in (1703-30) yaptırdığı kütüphane vardır. Üçüncü Avlu’nun sağ yanında Enderun’un Seferli Koğuşu ve Fatih Köşkü de denen Hazine-i Hassa bulunur. Dördüncü Avlu’ya bakan cephede Enderun’un Kiler Koğuşu, Hazine Odası ve Emanet Hâzinesi vardır. Sol yan ise Harem’le başlar. Sarayın büyük bölümünü kaplayan Harem irili ufaklı 60 kadar mekândan oluşur. Haremin önünde yer alan ve Üçüncü Avlu’ya bakan başlıca yapılar Akağalar Camisi, Sultan Ahmed Camisi, Has Oda Koğuşu ile Hırka-i Saadet Dairesi’dir. Burada Yavuz Sultan Selim’in 1517’de Mısır’dan getirdiği kutsal emanetler saklanır. Dördüncü Avlu’ya Hazine Odası’nın iki yanındaki üstü kapalı yollardan geçilir. Buradaki yapılar farklı yükseklikte iki bölümden oluşan avlunun birinci bölümünde yer alır. Lala Bahçesi ya da Lale Bahçesi denen bu bölümün sol yanında, Harem’in bahçeye çıkışının başlangıcını oluşturan Mabeyn, Harem kadınlarının dolaşması için sökülüp takılabilen camekânlı taraça, Sünnet Odası, Sultan İbrahim Taşlığı ile gene Topkapı Sarayı’nın simgelerinden olan İftariye (ya da Kameriye) ve Bağdat Köşkü sıralanır. Bu köşkü IV. Murad 1640’ta Bağdat Seferi’nin anısına yaptırmıştır. Dördüncü Avlu’ nun ilk bölümünün ortasında Büyük Havuz, yanında da Revan Köşkü vardır. Bu köşkü de IV. Murad 1629'da Revan Seferi’nin anısına yaptırmıştır. İkinci bölüme bakan cephede Sofa Köşkü (Koca Mustafa Paşa Köşkü) ile Başlala Kulesi ve Hekimbaşı Odası yer alır.

    Dördüncü Avlu’nun sağ yanında ise Sofa Camisi ve Esvap Odası ile en son yapılan Mecidiye köşkü vardır. Marmara Denizi kıyısındaki köşklerden ise yalnızca Sepetçiler Kasrı günümüze ulaşmıştır.

    Topkapı Sarayı son biçimini aldığı 18. yüzyılda dış (Birun), iç (Enderun) ve Harem bölümlerinde 10 bini aşkın bir nüfusu barındırmıştır. Her dönemde gereksinime göre yeni yapılar eklendiğinden mimarlık bakımından bütünlük taşımaz. Bu yönüyle Osmanlı mimarlığının 15. yüzyıldan 19. yüzyıl ortalarına kadar geçirdiği evreleri Topkapı Sarayı’nda izlemek olanaklıdır. 15.-17. yüzyıl yapılan daha yalın, 18.-19. yüzyıl yapıları ise özellikle iç ve dış süslemeler bakımından daha karmaşıktır.

    Topkapı Sarayı 1924’te müze haline getirilmiştir. Sarayın Harem, Bağdat Köşkü, Revan Köşkü, Sofa Köşkü, Arz Odası gibi yapıları mimarlık değerleriyle öne çıkmakta, öteki bölümlerde de saray yaşamını yansıtan eşyalar sergilenmektedir. Müzede ayrıca çeşitli bağışlardan oluşan koleksiyonlar ile bir de kütüphane vardır.

Topkapı Sarayı Resimleri