Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Üniversite ve Yüksekokullar

  • Okunma : 394
Üniversite ve Yüksekokullar Resim

Eğitim sürecinde ortaöğrenimden bir sonraki basamak üniversite ya da yüksekokuldur. Çeşitli dallarda yükseköğretim derslerinin izlenebildiği bu kurumlardan mezun olanlar, diplomalarını aldıktan sonra seçtikleri dalda lisansüstü programlarına devam edebilir ve bunları bitirince akademik unvanlar kazanırlar.

    Modern üniversitenin kökeni yüzyıllar öncesine, ortaçağa dayanır. O çağda üniversiteler, karşılıklı dayanışma ve işbirliği amacıyla oluşturulan öğrenci ya da öğretmen loncalarıydı ve kendilerine ait bir binaları yoktu. Bu kuruluşlar giderek büyüdü ve sonunda öğretmenlerin barınması ve ders vermesi için binalar yapıldı. Belli yasal haklar ve ayrıcalıklar elde eden üniversiteler, sürekli kurumlar durumuna geldi. İtalya’da, Salerno’da kurulan ilk ortaçağ “üniversitesi” ancak 1231’de resmi bir kuruluş haline gelmekle birlikte, 9. yüzyılda bir tıp okulu olarak tüm Avrupa’da tanınıyordu.

    11. yüzyılın sonlarına doğru, Bologna’da bir başka İtalyan “üniversitesi” gelişti. Salerno yalnızca bir tıp okulu olduğu halde, Bologna başka dallarda da eğitim veriyordu. Önceleri hukuk okulu olarak ün kazandı ve yıllar geçtikçe tıp, sanat ve ilahiyat bölümleri de eklendi. Tıpkı öğrenciler gibi, öğretmenler de college (Latince collegium) adı verilen topluluklar oluşturdular. Öğretim kadrosuna kabul edilmek için gerekli sertifika ya da lisanslar ise ilk akademik unvanları temsil ediyordu. Öğrenciler, ileride öğretim kadrosuna katılmasalar da, öğrenim düzeylerini belgelemek amacıyla profesörlük lisansı almak istiyorlardı.

    Ortaçağdaki yükseköğretim kuruluşlarının en ünlüsü olan Paris Üniversitesi 12. yüzyılın ikinci yarısında kuruldu. Bu üniversite, Avrupa’nın kuzeyinde kurulan ilk üniversiteler gibi, katedral okullarının devamı niteliğindeydi. Nötre Dame Katedrali’ne bağlı olan Paris Üniversitesi de, bir ilahiyat eğitimi merkezi olarak ün kazandı. Bir süre sonra kilise hukuku, tıp ve sanat bölümleri de eklendi. Paris Üniversitesi, Avrupa’nın kuzeyinde daha sonra kurulan tüm üniversitelere örnek oldu.

    Paris aynı zamanda ilk İngiliz üniversiteleri olan Oxford ve Cambridge’e de örnek oldu. 13. yüzyılda devletçe tanınan bu üniversitelerin ikisi de yönetim bakımından özerk yüksekokullardan (college) oluşuyordu. Oxford ve Cambridge’deki college sistemi günümüzde hâlâ varlığını korumaktadır.

    12. ve 14. yüzyıllarda Avrupa’da birçok üniversite kuruldu. Bunlar arasında Fransa’da Toulouse (1229-30), M ontpellier (1220) ve Sorbonne (1257); İspanya’da Salamanca (1218); Portekiz’de Coimbra (1290); Alm anca konuşulan ülkelerde Viyana (1365), Heidelberg (1386) ve Köln (1388); Avrupa’nın doğusunda da Prag’daki Karlova (1348) ve Krakövv’daki Jagiello (1364) üniversiteleri sayılabilir.

    14. yüzyılın sonlarına doğru insanı temel alan bir dünya görüşünü yansıtan Hümanizm Akımı’nın doğması ve Avrupa’da Rönesans döneminin başlamasıyla kilisenin gücü giderek azaldı. Ticaretin ve kent yaşamının gelişmesi sonucunda toplumun yapısı da köklü bir değişime uğradı. Yerel diller gelişme gösterdi. Ortaçağ üniversiteleriyle yetinemeyecek olan bu yeni toplum değişik bir eğitime gereksinim duyuyordu. Dolayısıyla, eğitimde ilahiyat konusunun önemi azalarak insanı ele alan tarih ve felsefe gibi konulara büyük ölçüde yer verilmeye başlandı.

    17. yüzyıl sonlarında Almanya’da Halle Üniversitesi (1694) gibi ilk modern üniversiteler kuruldu. ABD’deki Harvard (1636) ve Yale (1701) üniversiteleri yüksekokul (ıcollege) statüsündeydi. Günümüzde ABD' de college sözcüğü, ortaöğrenimi tamamlayan öğrencilerin devam ettikleri ve yalnızca bir dalda genel eğitim veren kurumlar için kullanılır. Bu kurumlar bağımsız olabildiği gibi, bir üniversiteye bağlı da olabilir.

    19. yüzyılda ulusal devletlerin kurulmasıyla üniversiteler ulusal kurumlar haline dönüştü. Modern çağda bilimin ve tekniğin gelişmesi üniversitelerde yeni bölümlerin açılmasına yol açtı.

Türkiye'de Üniversiteler ve Yüksekokullar

Osmanlılar döneminde gerek orta, gerekse yükseköğretim düzeyinde eğitim veren temel kurum medreseydi. 16.-17. yüzyıllardan sonra, dünyada hızla gelişen fen ve teknoloji bilgisini eğitim programlarına aktarmada başarılı olamayan medreseler, özellikle fen dallarında yetersiz kaldı.

    Mühendislik, fizik, kimya ve tıp gibi alanlarda doğan eğitim boşluğunü doldurmak amacıyla 18. yüzyıldan başlayarak çeşitli çalışmalar yapıldı. Bu dönemde açılan yükseköğretim kurumlan arasında Deniz Mühendishanesi (1773), Kara Mühendishanesi (1793), Tıphane (1826) ve Harp Okulu (1834) sayılabilir.

    Bu dönemdeki en önemli gelişme, üniversite düzeyindeki ilk yükseköğretim kurumu olan Darülfünun’un kurulmasıdır. 1863'te İstanbul’da öğretime başlayan Darülfünun medreselerin ve dinci çevrelerin baskısıyla üç kez kapatıldı, ama her seferinde yeniden açıldı. Son olarak 1900’de Darülfünun-ı Şahane adıyla yeniden öğretime açılan bu kurum, çeşitli meslek okullarını ve yüksekokulları da içinde toplayarak gelişti. 1924’te de adı İstanbul Darülfünunu olarak değiştirildi.

    1933’te çıkanlan bir yasayla İstanbul Darülfünunu kaldırıldı ve yerine İstanbul Üniversitesi kuruldu. Aynı yıl yapılan Üniversite Reformu, yükseköğretim kurumlarının yeniden örgütlenmesinde ve eğitim düzeylerinin yükseltilmesinde önemli rol oynadı. 1944’te İstanbul Teknik Üniversitesi öğretime başladı.

    1946’da Üniversiteler Kanunu ile üniversite özerkliği, yani üniversitelere kendi kendilerini yönetme hakkı tanındı. Ankara Üniversitesi’nin de kurulduğu bu yasayla, üniversiteler ile yüksekokullar arasında işbirliğini ve eşgüdümü sağlamak için Üniversiteler Arası Kurul oluşturuldu. Bu dönemde yükseköğretim ülke çapında yaygınlaştı. İstanbul ve Ankara dışındaki kentlerde de üniversiteler ve yüksekokullar açıldı. Trabzon’da Karadeniz Teknik Üniversitesi, İzmir’de Ege Üniversitesi, Ankara’da Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Erzurum ’da Atatürk Üniversitesi kuruldu.

    1961 Anayasası, üniversite özerkliğini anayasal bir hak olarak güvence altına aldı. Üniversiteye girişte merkezi seçme sınavı uygulamasına geçildi. Özel üniversitelerin açılmasına izin verildiyse de Anayasa Mahkemesi bu yasayı 1971’de iptal etti.

    1981’de Yükseköğretim Kanunu kabul edildi. Bu yasayla yükseköğretim kurumlarının örgütlenmesi ve işleyişi yeniden düzenlendi. Tüm yüksekokullar üniversitelerin çatısı altında toplandı. Bu yasayla oluşturulan Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) üniversiteler üzerinde merkezi bir yönetim ve denetim organı olarak çalışmaya başladı. YÖK’e verilen yetkilerin üniversite özerkliğini ortadan kaldırdığı düşüncesi, önemli bir tartışma konusu olarak hâlâ güncelliğini korumaktadır.

    Bugün Türkiye’de toplam 29 üniversite vardır. Bu üniversiteler, kuruluş tarihlerini ve merkezlerinin bulunduğu kentleri de belirten bir tablo halinde verilmiştir. Tablo 2’de ise, başlıca bilim ve meslek dallarında hangi üniversitelerin ve bu üniversitelere bağlı hangi fakülte ya da yüksekokulların eğitim verdiği görülebilir. Eğitim süreleri 4-6 yıl arasında değişen bu fakülte ve yüksekokullar dışında, Anadolu Üniversitesine bağlı Açık Öğretim Fakültesi, iktisat ve iş idaresi konularında dört yıllık bir eğitim programı uygulamaktadır. Yaygın eğitimin yapıldığı bu fakültede dersler kitaplardan ve televizyondan izlenmektedir.

    Gene üniversiteler bünyesinde örgütlenmiş mesleki ve teknik eğitim fakülteleri ile meslek yüksekokullarında iki yıllık yükseköğrenim programları düzenlenmiştir. Mesleki ve teknik eğitim fakültelerinde belirli dallarda öğretm en yetiştirilmektedir. Bunlar arasında anaokulu öğretmenliği, giyim öğretmenliği, trikotaj öğretmenliği, elektrik işleri öğretmenliği, metal işleri öğretmenliği sayılabilir.

    Meslek yüksekokullarında ise ara kademede çalışacak insan gücünü yetiştirmeye yönelik eğitim programları sürdürülmektedir. Sosyal programlar izleyen meslek yüksekokulları iktisat, işletme, muhasebe, bankacılık, orta kademe yöneticiliği, sekreterlik, turizm ve otel işletmeciliği, pazarlama-satış yönetimi, turizm rehberliği gibi dallarda eğitim verir. Sağlık bilimlerine yönelik meslek yüksekokullarında anestezi, diş protezi, laboratuvar, radyoloji, ebelik ve hemşirelik gibi bölümler bulunmaktadır. Bu dallardaki eğitim, genellikle çeşitli üniversitelere bağlı Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokullarında verilmektedir. Ayrıca, iki yıllık teknik eğitim programları uygulayarak tekniker düzeyinde çalışacak kişileri eğiten meslek yüksekokulları da bulunmaktadır. Çok geniş bir alanda eğitim veren bu yüksekokullarda elektrik, elektronik, haberleşme, bilgisayar programcılığı, makine, motor, uçak elektroniği gibi dalların yanı sıra duvar süsleme sanatları, moda, konfeksiyon, süt ürünleri, bağcılık, arıcılık gibi konularda da öğretim yapılmaktadır.

Üniversite ve Yüksekokullar Resimleri