Yamyamlık
Yamyamlık insan eti yemeye denir.Antropologlara göre, yamyamlığın üç türü vardır. Birincisinde, yaşamı tehdit altındaki insan ölmemek için insan eti yemek zorunda kalır. Örneğin 1970’lerin sonunda bir uçak kazasından kurtulanlar, kazada ölenlerin etini yiyerek sağ kalabilmişlerdi. İkincisinde, insan etine önemli bir yiyecek gözüyle bakılır. Ne var ki, bunu kanıtlayıcı veriler elde yoktur. Üçüncüsü ise dinsel törenler ya da geleneklerle ilgilidir. Öldürülen bir düşmanın ya da ölen bir akrabanın eti, çoğunlukla ölünün güçlerine sahip olmak ya da onu yüceltmek için yenir.
Eskiden, yamyamlığın tarihöncesi çağlarda yaygın olduğuna inanılıyordu. Ne var ki, eskiçağlarda böyle bir alışkanlığın sürdüğüne ilişkin yeterli kanıt yoktur. Düşmanlıktan kaynaklanan yamyamlık suçlamaları tarih boyunca süregelmiştir. Avrupalılar Siyah Afrikalılar’ı, Afrikalılar da Avrupalılar’ı yamyamlıkla suçlar. Romalılar ilk Hıristiyanların insan eti yediklerini söylüyorlardı. Daha sonra Hıristiyanlar Yahudiler’i aynı davranışla suçladılar. Yamyamlığın yanı sıra, başkalarını yamyamlıkla suçlamanın da uzun bir geçmişi olduğu görülmektedir. Böylesi suçlamalar düşmanlara ya da bütünüyle farklı olan topluluklara karşı etkili bir saldırı taktiği olmuştur. Kanıt bulunmadan bu türden savlara kuşkuyla bakmak gerekir.
Hayvanların kendi türlerini yemesi genellikle aşırı çoğalmayı engellemeye yönelik olarak ortaya çıkar. Yeterli besin bulunmadığı dönemlerde baş gösterdiği de görülür. Örneğin bir kolonideki karıncalar genellikle yaralı larvaları yerler. Çok az yiyecek kaldığı zaman da, yaralı olsun olmasın, bütün yavrular yok edilir. Ada tavşanı ve keseğen gibi kafeste beslenen av hayvanları da rahatsız edildiklerinde yavrularını yer. Bu yüzden, yavrular yuvadan çıkana kadar hayvanları rahatsız etmemek gerekir.