Yatırım
Her hasat zamanı tarlalarda çiftçinin ürününü toplayan traktörler ve biçerdöverler görülür. Toplanan saman, buğday ve öbür tahıllar ambar ve silolarda depolanır. Bu işte kullanılan makineler ve yapılar çiftçilerin sermaye'sidir. Sermaye ile ilgili önemli bir nokta, sermaye malının kendisi için değil, başka malların üretiminde gerekli olduğu için edinilmesidir. Zaman zaman bir traktör daha almak, bir yapıyı geliştirmek ya da başka bir yapı daha yaptırmak gerekir. Sermayeye yapılan bu eklemeler yatırım olarak adlandırılır.
Yatırım yalnızca çiftliklerde değil, bizi çevreleyen her alanda yapılır. Ford ve General Motors gibi otomobil ve kamyon üreten dev firmalar, fabrikalarında büyük preslere, boyama fırınlarına ve montaj hatlarına büyük miktarlarda yatırım yapar. Bu firmalar ayrıca, araştırma ve geliştirme yatırımları da yaparak gelecekte üretecekleri motorlu araçların güvenli ve insanların satın almak isteyecekleri türden araçlar olmasını sağlamaya çalışır.
İnsanlar evlerine yeni oda eklemek, garaj yaptırmak ya da merkezi ısıtma sistemi kurmak biçiminde daha küçük ölçekli yatırımlara da girişirler. Bütün bu örneklerde sermaye miktarı artar, böylece çiftçi gelecekte daha fazla buğday, motorlu araç firması da daha fazla araba üretebilir. Ev sahibi ise daha rahat bir yaşam sürer.
Yeni bir traktöre, bir fabrikaya ya da merkezi ısıtma sistemine yatırım yapmak oldukça pahalıdır. Bazen firma ya da aile bu amaç için para biriktirir. İnsanlar gelirlerinin tümünü harcamayarak, bir bölümünü daha sonra kullanmak üzere biriktirirlerse tasarruf etmiş olurlar. Firmalar da kârlarının bir bölümünü alıkoyarak tasarruf ederler. Tasarruf eden tek canlı insan değildir. Örneğin sincap, yazın topladığı fındıklardan bazılarını kışın yemek üzere saklar. Köpekler kemiklerini başka bir gün yemek için gömer. Ama insanlar ile hayvanların davranışları arasında önemli bir fark vardır. İnsanlar kendilerine mal olandan daha fazla kazanç sağlayacağını düşündükleri fabrika ve makinelere yatırım yapmak için tasarruf ederler. İnsanların yatırım yapmaktaki temel nedeni budur ve bu fazlalık sermayenin getirisi olarak bilinir. Bir sincap ise yalnızca sakladığı kadar fındığı geri alabilir.
Hemen yatırım yapmak isteyen bazı kişiler ya da firmalar yeterli tasarrufa sahip olmayabilir. Öte yanda, başka kişi ve firmaların elinde gelecekteki yatırımları için tasarruf ettikleri ve o anda kullanmadıkları para olabilir. Bu noktada bankalar önemli bir rol oynar. Uzun dönemde yatırım yapmayı tasarlayanların tasarruflarım toplayarak, hemen yatırım yapmak isteyen ama yeterli parası olmayanlara borç verirler. Tasarruflarını bankaya yatıranların uzun dönemdeki yatırım planlarını tamamlamaları için, borçluların aldıkları borcu zamanında ödemeleri gerekir. Aslında tasarrufçuların ve yatırımcıların sayısı çok fazladır ve dikkatli bir banka ivedi ödemeleri karşılamaya yetecek kadar parayı rezervlerinde bulundurur.
Tasarrufçuların paralarını bankaya yatırmalarını özendirmek için mevduat sahiplerine (para yatıranlara) bir miktar ek para ya da faiz ödenir. Bankaların henüz gelişmediği eski günlerde insanlar tasarruflarını evlerinde saklardı. Günümüzde ise, bankalar faiz ödeyerek, yatırımcılara aktarabilecekleri parayı kendilerine çeker. Yatırım yapmak amacıyla bankadan borç alan kişi ve firmalar, aldıkları para karşılığında bankaya faiz öderler. Bu faiz mevduatlara ödenen faizin biraz üzerindedir. Faizin farklı oranlarda alınması, bir yandan bankanın giderlerini karşılamasını sağlarken, öte yandan da yatırımcıları borçlandıkları parayı akıllıca kullanmaya yöneltir. Faiz ödemek zorunda olan borçlular, en çok kâr elde edebilecekleri yatırımı seçme konusunda dikkatli olacaklardır.
Tasarruf edenlerin ellerindeki parayı yatırıma çekebilmenin bir başka yolu da borsalardır. Firmalar çıkardıkları hisse senetleri ve tahvilleri borsalar aracılığıyla satarlar. Burada da, tasarruf sahiplerinin paralarını kullanmanın karşılığı olan yıllık faizi şirketler öder. (Bu konuya ilişkin daha ayrıntılı açıklamayı BORSA VE KAMBİYO sayfasında bulabilirsiniz.)
Devletler de halka ulaşım, eğitim ve sağlık hizmetlerini verebilmek için yol, okul, hastane yapımı gibi yatırımlar yapar ve bu yatırımlar için gereken harcamaları, topladığı vergilerden karşılar. Ama devletlerin de, tıpkı sanayiciler ve çiftçiler gibi tasarruf sahiplerinden borç aldığı olur. Devletler borçlanmak için özel şirketlerce çıkartılan tahvil ve hisse senedine benzer biçimde tahvil basar ve bazı ülkelerde devlet bankaları özel bankaların yanında bankacılık hizmetleri yürütür.