Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Yorgo Seferis

  • Okunma : 402
Yorgo Seferis Resim

(1900-1971). Asıl adı Georgios Seferiades olan Yorgo Seferis, çağdaş Yunan edebiyatında Sembolizm (Simgecilik) Akımı’nın önde gelen şairlerinden biridir. Diplomatlık mesleğini seçmiş olan Seferis dememeleriyle de tanınır. Babası, şiirle uğraşan bir hukukçuydu. Seferis 20. yüzyılın başlarında oldukça geniş bir Rum topluluğunun oturduğu İzmir’de doğdu. 14 yaşına kadar bu kentte yaşadı ve ilköğrenimini burada gördü. Ailesiyle birlikte yaz tatillerini geçirdiği, İzmir’in İskele diye anılan sayfiye yerinde Rum balıkçıların ezbere okuduğu eski Girit destanlarını dinleyerek büyüdü. I. Dünya Savaşı (1914-18) çıkınca ailesiyle birlikte Atina’ya göç etti.

    Ortaöğrenimini burada tamamlayan Seferis 1918’de, babasının avukatlık yapmakta olduğu Paris’e hukuk okumak üzere gitti. İlk şiirlerini de hukuk öğrencisi olduğu bu yıllarda yazdı. 1924’te dil öğrenmek amacıyla İngiltere’ye gitti. Bir yıl sonra Atina’ya dönerek dışişleri bakanlığında göreve başladı. Bu arada şiir, eleştiri ve çeviri çalışmalarını sürdürüyordu. 1931’de Yunanistan’ın Londra konsolosluğuna atandı. Dışişlerindeki hizmetini Arnavutluk, Güney Afrika, Mısır ve Türkiye’de müsteşarlık ve konsolosluk görevlerinde bulunarak sürdürdü. II. Dünya Savaşı (1939-45) sırasında sürgündeki Yunan hükümetinde görev alan Seferis daha sonra Beyrut, ardından da 1957-62 arasında Londra’da büyükelçi olarak görev yaptıktan sonra emekliye ayrıldı. Seferis’e 1963’te Nobel Edebiyat Ödülü verildi.

    Seferis’in yaşamını etkileyen en önemli olay, 1922’de Anadolu’da Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan kuvvetlerinin bozguna uğraması ve İzmir’in yakılmasıdır. Doğduğu ve çocukluğunu geçirdiği kentin bir yangın yeri haline gelmesi o yıllarda Paris’te yaşayan Seferis’in kendini geçmişinden, anılarından birdenbire kopmuş ve sürgünde hissetmesine yol açmış, görevi gereği yurdundan sık sık uzaklaşması da sürgünlük duygusunu ayrıca yoğunlaştırmıştır. Doğduğu yerden zorunlu olarak uzak kalması, yaşamı boyunca sanatını etkileyen önemli bir özellik olmuştur. Şiirlerinde sıkça geçen “öteki kıyı”, “öteki dünya”, “öteki yaşam” sözleri, yitirdiği anılarına düş gücüyle ulaşma çabalarını simgeleyen deyişlerdir. Şair yeni kökler bulmak, yitirdiği anayurduna düş gücüyle yeniden erişmek için uzun süren büyük bir çaba içine girmiştir. Seferis için geçmiş, bugünkü duyarlılığını yoğunlaştıracak ve bütünleyecek bir araştırma alanıdır. Şiirlerinde o yıllarda edebiyat dünyasında yaygınlık kazanan, ezgisel yanı ağır basan, abartmalı nitelemelerle, benzetmelerle dolu coşkulu anlatıma ağırlık veren anlayışa uzak kalır. I strofî (1931; “Dönüm Noktası”) adını taşıyan ilk kitabındaki uyaklı dörtlüklerden oluşan aşk şiirlerinde o yıllardaki kalıpları kullanmış, ama dile çok daha belirgin bir düzen kazandırmış, kullanıla kullanıla etkisini yitirmiş sıfatlar ile uyaklardan kurtulmayı başarmıştır. Seferis’in bu yeniliği o günlerin tutucu Yunan eleştirmenlerinin tepkisini çekmiştir. 1932’de yayımladığı I sterna (“Sarnıç”) adlı yapıtta ölçülü uyaklı, ama daha yoğun bir şiir dilini deneyen şair, 1935’te yayımlanan Destansı Öykü’de (Mithistörima) şiir dilini ve tekniğini tam bir olgunluğa eriştirmiştir. Yunan şiirinin evriminde bir dönüm noktası kabul edilen bu yapıt 24 şiirden oluşur. Seferis’in özgür koşukla yazdığı bu şiirler içerikle biçim arasındaki uyumla dikkati çeker.

    Seferis, 1940-55 yıllan arasında üç kitap olarak yayımlanan İmerolöyion kataströmâtos (“Seyir Defteri”) ile Kikhli (1947; “Ardıç Kuşu”) gibi kitaplarının yanı sıra, Dokim.es (1944; “Denemeler”) adı altında eleştiri ve denemelerini de yayımladı. Seferis denemelerinde yalnız edebiyatla değil, tarih, eğitim, felsefe ve güzel sanatların öbür kollarıyla ilgili görüşlerini de dile getirdi. Dilimize Destansı Öykü adıyla çevrilen şiir kitabından başka şiirlerinden, denemelerinden ve anılarından yapılan seçmelerden oluşan bir yapıt da Üç Kırmızı Güvercin adıyla çevrildi.

Yorgo Seferis Resimleri