Zatürre
Zatürre ya da pnömoni, akciğer dokusundaki yaygın iltihaplanmayla tanımlanan bir grup hastalığın ortak adıdır. Arapça’dan dilimize geçen zatürree sözcüğü de akciğer iltihabı anlamına gelir. Solunum yoluna kaçan yabancı maddeler ve doku yıkımıyla sonuçlanan ağır kazalar da akciğer iltihabına yol açabilir; ama bu ad altında toplanan hastalıkların etkeni genellikle mikroplardır. Zatürrenin başlıca sorumlusu olan çeşitli bakterilerin yanı sıra virüsler ve mantarlar da akciğer iltihabına neden olduğu için, hastalığın belirtileri de doğal olarak akciğerlere yerleşen mikrobun türüne göre değişir.
Zatürre çoğu zaman akut bir hastalık tablosu çizer; yani birdenbire başlar ve genellikle antibiyotik tedavisiyle, bazen de kendiliğinden hızla iyileşir. Hastalığın başlıca belirtileri yüksek ateş, titreme, iştahsızlık ve bitkinliktir. Ayrıca hastaların çoğu öksürükten yakınır, soluk almakta güçlük çeker ve soluk alıp verirken göğsünde şiddetli bir ağn duyar. Bakterilerden ileri gelen zatürreelerde antibiyotik tedavisiyle olumlu sonuç alınırken, virüslere bağlı akciğer iltihabında hastaya önerilebilecek tek şey istirahat ve iyi bakımdır.
Eğer hastalık pnömokok (Streptococcus pneumoniae) türü bakterilerden kaynaklanıyorsa mikroplar, dolayısıyla iltihap bir anda bütün akciğer lopuna yayılır. Vücudun bu saldırıya karşı geliştirdiği savunma tepkisi ise, bakterileri yok etmek üzere o loptaki bütün hava boşluklarını su ve akyuvarlarla doldurmaktır. Zatürreli hastalardaki öksürük nöbetleri de bundan kaynaklanır. Doktor hastanın solunum seslerini dinleyerek ya da parmaklarıyla göğsüne vurarak, akciğerlerin su topladığını ve alveol denen keseciklerde yeterince hava bulunmadığını kolayca anlayabilir.
Çekilen röntgen filminde de akciğerin hastalıklı lopu koyu bir gölge biçiminde görülür. Hastalığa tanı koyduktan ve akciğere yerleşmiş bakterilerin türünü saptadıktan sonra, o bakterilere karşı en etkili antibiyotiği seçerek hastalığın önünü almak kolaydır. Mikroplar ölür, akciğerlerde birikmiş olan irin öksürükle dışarı atılır ve organ eski sağlığına kavuşur. Nitekim bugün etkili antibiyotikler sayesinde zatürree eskisi gibi ölümcül ve ürkütücü bir hastalık olmaktan çıkmıştır.
Akciğer iltihabına yol açan öbür mikropların çoğu ancak kızamık ya da boğmaca gibi bazı hastalıklardan sonra etkin duruma geçebilir. Genellikle streptokok ve stafilokok cinsinden olan bu bakteriler akciğerin bütün bir lopunu sarmaz, yer yer iltihap odakları oluşturur. Ama gene de tehlikeli sonuçlar doğabilir. Eğer iltihap hem akciğer dokusunu, hem de bronşların duvarlarını tutmuşsa bu durumda hastalığa bronko-pnömoni denir. Verem basili de akciğerlerde yavaş yavaş gelişen ve yıllarca etkisini sürdüren kronik ya da süreğen bir iltihaplanmaya yol açar.