Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

AKAÇLAMA

  • Okunma : 440
AKAÇLAMA Resim

Topraktaki fazla suları akıtmak için açılan kanallara ya da yeraltına döşenen borulara akaç denir. Akaçlama ya da Fransızca’dan dilimize geçen eşanlamıyla drenaj da, nemli topraklardaki fazla suların akaçlar yardımıyla boşaltılmasıdır. Bir yörede birikmiş yağmur ve kar sularını toplayarak daha büyük bir ırmağa ya da denize akıtan akarsular en önemli doğal akaçlama kanalları sayılır. Sularını bir akarsuya boşaltan bölgeye de o akarsuyun akaçlama havzası denir. Ama bazı bölgelerin, sularını doğal bir akaçla dışarıya akıtma olanağı yoktur. Bu tür akışsız ya da kapalı havzalarda, çok geçirimsiz (yüzeydeki suları derine sızdıramayan) killi topraklarda ve kuraklık nedeniyle sulama yapıldığı için suya boğulma tehlikesi olan tarım alanlarında (bak. Sulama) yapay akaçlama uygulamak gerekir. Burada anlatılan bu tür akaçlamadır.

    Akaçlama yapılmadığında alçak alanların çoğu bataklığa dönüşeceğinden, bu alanlarda ne yerleşme yerleri kurulabilir, ne de tarım yapılabilir. Hollanda’da, İngiltere’nin doğu bölümünde, Mısır’daki Nil ve İtalya’daki Po vadilerinde, A B D ’nin Atlas Okyanusu kıyılarındaki bataklık bölgede ve aşağı Mississippi vadisinde, sular altındaki toprakların kazanılarak tarım alanlarına dönüştürülmesi geniş çaplı akaçlama çalışmalarının sonucudur. (Ayrıca bak. Toprak KAZANIMI.)

    Eğimli toprakların akaçlanması düzlüklere oranla daha kolaydır. Bir akarsuya ya da denize ulaşan kanallar açıldığında, emilmeyen fazla sular toprağın doğal eğimini izleyerek bu kanallardan akabilir. Düz alanlarda, eğer toprak kumluysa sular derine sızarak yeraltı sularına karışabileceği için yüzeyde birikmez. Buna karşılık killi topraklardan oluşan geçirimsiz düzlüklerde, yüzey sularının akıtılabilmesi için toprağın altına “balık kılçığı” biçiminde yerleştirilmiş akaçlar döşemek gerekir. Balık kılçığının “omurga”sı, uç uca eklenen ve çevresi çakıl taşlarıyla pekiştirilen borulardan oluşur. Bu borular, içinden akan suyu dışarıya sızdırabilecek gözenekli bir malzemeden yapılmıştır. Daha kısa borular, ana boru hattına iki yandan ve belirli aralıklarla verevlemesine bağlandığında, gerçekten balık kılçığını andıran bir akaçlama sistemi ortaya çıkar. Bu sistemin tarla sürülürken zarar görmemesi için, boruların yüzeyden 45 cm kadar derine döşenmesi gerekir.

    Akaçlama kanallarına belirli bir eğim verilmedikçe sular düzenli biçimde akamaz. Bu nedenle, düz arazilerde su kanallarının ya da akarsu yataklarının yer yer kazılarak derinleştirilmesi gerekebilir. Bazı yörelerde toprağın hemen altında ince bir kil katmanı, onun altında da kum ya da çakıl bulunabilir. Böyle durumlarda, tarlanın ana akaçlama yolu üzerinde bir çukur kazılarak içine çakıl doldurulur ve suların akaçlama kuyusu denen bu çukurda emilerek yeraltına sızması sağlanır.

    Gelgit sırasında yükselen deniz ya da akarsu düzeylerinin sık sık toprak düzeyini aştığı yerlerde, ana akaçlama borusunun denize ya da akarsuya açılan ağzına, üstten menteşelenen kapaklar koymak gerekir. Böylece, deniz ya da akarsu alçaldığında borudaki sular kapağı iterek rahatça dışarı akabilir; buna karşılık kabarma anında akarsu ya da denizin suları borulardan içeri giremez. Hollanda’da, akaçlanarak denizden kazanılmış polder denen geniş alanlarda ve İngiltere’nin doğusunda, kurutulmuş eski bir bataklık olan Fens bölgesinde bu yöntem uygulanır. Ana akaçlama borusunun boşaltım ağzının her zaman deniz ya da akarsu düzeyinin altında kaldığı alçak düzlüklerde ise, akaçlama kuyusuyla emdirilemeyen fazla suları boşaltmanın tek yolu pompalamaktır. Toprakları engebeli ve eğimli olmayan yörelerdeki yel değirmenlerinin çoğu bu boşaltma pompalarını çalıştırmak için kurulmuştur.

    Günümüzde, akaçlama kazılarının büyük bölümü makinelerle yapılmaktadır. Küçük tarlalardaki akaçlama yollarının kazılmasında “köstebek tipi” kazıcılar kullanılır. İnce bir bıçak ve bu bıçağın ucuna takılmış yumurta büyüklüğünde çelik bir tokmaktan oluşan bu araç, bir traktörle çekilerek tarlada dolaştırıldığında, toprak yüzeyinin altında küçük akaçlama yolları açar. En az 45 cm genişliğinde ve 180 cm derinliğinde daha büyük hendekler açmak için en uygun yol kovalı tarak makineleri kullanmaktır (bak. Taraklama). Buhar ya. da motor gücüyle çalıştığı için tekerlekleri üzerinde kendiliğinden ilerleyebilen bu makineler, sonsuz bir zincirle döndürülen bir dizi kovayla donatılmıştır. Zincir döndükçe bu kovalar sırayla toprağı kazar; çıkarılan toprak kenarda bekleyen kamyonlara yüklenir ve kanal kazıldıkça makine kendiliğinden ilerler. Daha geniş kanallar açmak için, ileriye doğru uzanan hareketli bir kolu ve büyük bir kepçesi olan kazı makineleri (ekskavatörler) kullanılır. Bu makineler toprağı kepçeleyerek yukarıya kaldırır ve bir eksen çevresinde dönen kol, kepçedeki toprağı yanda bekleyen kamyonlara ya da demiryolu vagonlarına boşaltır. Kazı makinelerinin bazı tipleri toprak düzeyinde, bazıları kazılan kanalın dibinde çalışacak biçimde tasarlanmıştır. Vargel kepçeli kazı makinesi denen birinci tip makinelerde, kepçe ya da kova kablolarla aşağıya indirilir ve toprağı aldıktan sonra gene kablolarla yukarıya çekilir. Kanalın dibinde çalışan makinelerde ise, her iki yüzü de düz olduğu için aynı zamanda kanal duvarlarını düzleştirmeye yarayan kazıcı kürekler bulunur.

    Bataklıkların kurutulması ve tarlalardaki ürüne zarar verebilecek fazla suların akıtılması için, kırsal kesimdeki akaçlama çalışmaları çok önemlidir. Ama kentlerde de çatılardan, caddelerden ve yaya kaldırımlarından akan yağmur sulan aynı derecede sorun yaratır. Bunun için, yapıların saçaklarındaki oluklarda biriken yağmur suları, çatıdan aşağıya doğru inen borularla caddedeki ızgaralara, oradan da ana akaçlara boşaltılır. Eskiden hem yağmur suları, hem de evlerdeki lavabo, banyo ve tuvaletlerden gelen bütün pissu ve atıklar ortak bir kanalizasyon ağında toplanırdı (bak. Kanalizasyon). Oysa bugün birçok ülkede yağmur suları kanalizasyondan ayrı bir akaçlama sistemiyle toplanır. Böylece, antmaya gerek kalmadan doğrudan doğruya akarsu ya da denizlere boşaltılabilir. Ana akaçlarda toplanan yağmur sularının yapıların ve caddelerin altındaki toprağa sızmaması için, topraktan yapılan bu borulann ya da künklerin içi sırlanır. Ayrıca borulann iç içe geçirildiği bağlantı yerleri çimento ve kumla ya da ziftle sıvanarak sağlamlaştırılır. Borulann ana akaçla birleştiği yerlerde de tuğlayla örülmüş kuyular yapılır. Borularda bir tıkanıklık olduğunda, görevliler bu kuyuların içine inerek çubuklarla tıkanıklığı açabilirler.

AKAÇLAMA Resimleri