Alkol kullanımı
Alkol kullanımı, Bilinen en eski uyuşturucu ölen alkol, bilinen en eski toplumlardan bu yana kullanılmaktadır. Çeşitli alkoller içinde etil alkol, içkilerde tüketilir. Saf haldeyken az kokulu saydam bir maddedir. İnsanlar üç ana çeşit içecekle alkol alırlar: % 3 - % 8 arası alkol içeren, mayalandırma yoluyla tahıllardan yapılan bira; genellikle % 8 - % 12 alkol içeren, üzüm gibi meyvelerden mayalandırma yoluyla yapılan şarap; % 40 - % 50 alkol içeren ve damıtılarak yapılan viski, cin, votka,t rakı gibi "sert"; içkiler. İnsanlar bu içkilerin herhagi birine düşkün olabilirler.
Alkolün bedensel etkileri: Alkolün insan bedeni üstündeki etkileri, kandaki alkol miktarına bağlıdır. Kandaki alkol miktarı da, alkol alma hızına ve içicinin bedensel sisteminin alkolü emip metabolizmasının yakması hızına bağlıdır. İçkinin alkol miktarı ne kadar fazlaysa, kana da o kadar çok alkol karışır. Midedeki alkolün tipi ve miktarı da emilme hızını etkiler; mide doluyken içki içmek, daha az sarhoş edicidir; çünkü besinler alkolün emilmesini geciktirir. Bir başka etmen de beden ağırlıdır; bir insan ne kadar ağırsa, alkolün emilmesi de o kadar yavaş olur. Son araştırmalar cinsiyetin de bir etmen olduğunu ortaya koymuştur: Kadınların midesindeki alkolü parçalayan enzim miktarı, erkeklerin midesindekinden daha azdır. Bu yüzden, kadınlarda daha fazla miktarda alkol kan dolaşımına girer.
Alkol mideden geçtikten sonra, bağırsak iç çeperlerinden hızlıca kan dolaşımına geçer ve bedenin çeşitli organlarına taşınır. Az miktarda alkolün böbrekler tarafından işlenip dışarı atılmasına, bir biçiminin de akciğerlerden geçip solukla dışarı atılmasına karşın, alınan alkolün çoğu karaciğerde işlenir. Bu işlem sırasında dışarı ısı verilir. Beden, saatte ortalama 25-30 gr viski ya da benzer sert içki yakabilir. Teknik anlamda, alkolün bedenden atılma hızıyla aynı hızda içmek olanağı vardır. Ama insanların çoğu, daha hızlı içer.
Kan-alkol yoğunluğu (BAC) % 0,05'e ulaştığında, alkol, beynin çalışma yeteneğini zayıflatmaya başlar. % 0,05, her 100 cm³ kanda 0,05 grj alkol olması anlamına gelir. Birçok ülkede yasalar BAC oranı % 0,10 olan sürücünün sarhoş olduğunu varsayar. % 0,20 BAC oranında (ortalama 300 gr ve sık sık içki içmekle elde edilen oran) bir insan, duygularını denetlemekte ve yürümekte güçlük çeker. BAC oranı % 0,30'a ulaştığında, yani yarım litre sert içki (rakı, viski, vb.) içildiğinde, insan söyleneni anlamakta güçlük çeker ve bilincini yitirebilir. % 0,35 - %0,50 düzeyinde, beynin soluk alıp vermeyi ve kalbin çalışmasını denetleyen bölümleri etkilenir; % 0,50'nin üstüyse ölüme yol açabilir.
Ortalama ve ölçülü alkol kullanımı zararlı değildir; ama fazla ve sık sık içki içmek alkoliklik, vb. sağlık sorunlarına neden olabilir. Fazla alkol tüketiminin insan bedeninin ana organ sistemlerine etkisi birikim sonucu oluşur ve çok miktarda alkol alma sürecinden sonra ortaya çıkar. 5 - 30 yıl süreli arada sırada alkol tüketimi de, bedende zararlı etkilere yol açabilir.) Bedenin alkolden en çok etkilenen bölümleri sindirim ve sinir sistemleridir. Fazla alkol tüketimine bağlı sindirim sistemi hastalıkları ağız, boğaz ve yemek borusu kanserleri, gastrit, ülser, siroz ve pankreas iltihaplanmasıdır. Aynı nedenli sinir sistemi hastalıkları arasındaysa çeşitli sinir bozuklukları, bellek yitimi, sanrılar ve fazla alkol tüketiminden sonra bırakma durumunda görülen aşırı titremeler sayılabilir. Alkol, Korsakoff psikozu ve Wernicke hastalığı gibi beyne ve merkez sinir sistemine kalıcı zararlar da verebilir. Alkol alan hamile kadınlar, alkol sendromu bulunan bebekler doğurabilirler.
Alkol ve sakinleştirici, yatıştırıcı denilen ilaçların bir arada alınması, tek başlarına alındıklarında öldürücü olmayan dozlarda bile öldürücü olabilir. Alkolün etkilerini alt eden uyuşturucular da araştırılmıştır. 1970'lerde geliştirilen RÖ15-4 593 adlı bir uyuşturucu, metabolizmayı değiştirmeden ya da kandaki alkol düzeyini düşürmeden alkolün davranışla etkilerini durdurabilmekteyken, birlikte getireceği ahlaksal sorunlar nedeniyle, ticari kullanım amacıyla üretilmesine izin verilmemiştir.
Alkol kullanımı ve toplum
Her uygarlığın, kendi toplumsal yapısı içinde, alkolün rolü ve kullanımıyla ilgili kuralları vardır. Bazı toplumlarda alkol kullanımı ya yasak ya da ayıplanan bir davranıştır: Kuran'da alkol kullanımı yasaklanmıştır ve özellikle Arap ülkelerinde müslümanların alkollü içecekler satması ya da ikram etmesi yasaktır. Hintliler de alkol kullanımına olumsuz bakarlar: Hindistan anayasası her eyaletin alkolü tıbbi amaçlar için kullanılması dışında yasaklamasını istemiştir. Avrupa ve ABD'de, içki karşıtı gruplar alkollü içeceklerin yasaklanması için savaşım vermektedirler.
ABD ve İrlanda gibi karışık kültürlerde, alkol tüketimine karşı olan grupların değerleriyle, normal miktarda içmeyi konuksever ve sosyal davranmanın bir yolu görenlerin değerleri çelişmektedir. Bazı ruh hekimleri, toplumlardaki bu karmaşıklığın, bazı insanların içki içmeye karşı oturmuş bir yaklaşım geliştirmesini güçleştirdiğini savunmaktadırlar.
İspanya, Portekiz, İtalya, Japonya ve İsrail'in de içinde bulunduğu bazı ülkelerde, içki içmeye karşı olumlu bir yaklaşım vardır. Bu ülkelerde alkol kullananlar yüzde olarak daha fazladır; ancak alkoliklik oranı İrlanda ve İskandinavya'ya göre daha düşüktür. Fransızlarda olduğu gibi bazı toplumlardaysa, alkol kullanımına gereğinden çok iyi bakılmaktadır. Fransa'daki fazla alkol tüketimi, çok sayıda insanın şarap ve öbür alkollü içeceklerin üretimi ve dağıtımı işlerinde çalışıyor olmasıyla yakından ilgilidir. İçki içme davranışları, farklı yaşlara, cinsiyete, toplumsal sınıfa, ırka, etnik kökene, meslek durumuna, dini inanışlara ve yöreye göre önemli derecede değişiklik gösterir.