Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

AMERİKA YERLİLERİ

  • Okunma : 352
AMERİKA YERLİLERİ Resim

AvrupalIlar batı yarıküresine ya da Yenidünya’ya ayak bastıkları zaman orada yüzyıllardan beri yaşamakta olan Yerli kabilelerle karşılaştılar. Kristof Kolomb onlara los Indos ya da Hintli demişti, çünkü 1492’de ulaştığı o toprakların Hindistan’ın doğusu olduğunu sanıyordu. Daha sonra, İsveçli biyoloji bilgini Linnaeus dünyadaki insanları ırklarına göre sınıflandırırken, derilerinin kızılımsı renginden ötürü onları “kızıl ırk” ya da “Amerikan ırkı” olarak niteledi. Bu yüzden Amerika’nın Yerli halkı uzun süre “Kızılderili” olarak anıldı. Ama insan ırklarını derilerinin rengine göre ayırmak bilimsel olmadığından bu ad bugün kullanılmıyor. Üstelik Amerika Yerlileri’nin hepsi, örneğin Eskimolar ve Aleutlar Kızılderili değildir.

    Amerika Yerlileri ilk kez sınıflandırılırken, değişik diller konuşan, kültürleri birbirlerinden farklı, fiziksel özellikleri bile birbirine benzemeyen 2.000’den çok grup tek bir halk sayılmıştı. Oysa Kuzey Kutup Dairesi’nden Güney Amerika’nın en güney ucuna kadar dağılmış olan Amerika Yerlileri gerçekte Asya’da ya da Avrupa’da yaşayan halklar kadar birbirlerinden farklıdır.

    Amerika Yerlileri’nin atalarının bugün Amerika olarak bilinen kıtaya 20 bin ile 40 bin yıl önce geldikleri sanılıyor. Asya’dan gelen Amerika Yerlileri ile Asya halkları arasında belirli kültürel ve fiziksel benzerlikler vardır. O zamanlar belki de bir deniz geçidi olmayan Bering Boğazı’ndan Amerika’ya geçerek zamanla güneye doğru inen Amerika Yerlileri 17 bin yıl önce Kuzey Amerika’nın her yanına yayılmış, 12 bin yıl önce de Güney Amerika’nın güneydeki en uç noktasına varmışlardır.

Amerika Yerlileri'nin Yaşamı

İlk Amerika Yerlileri avcılıkla, kök ve yemiş toplayıcılığıyla yaşamlarını sürdürüyorlardı. Yaklaşık 9.000 yıl önce toprağı işlemeye başladılar ve barınaklar yaptılar. Orta Amerika’nın bazı yörelerinde tarım teknikleri çok geliştiği için büyük kentler kurabildiler; buralarda yaşayanları besleyebildiler. Orta Amerika’nın bu ilk büyük uygarlıklarıyla ilgili bilgileri Aztekler, İnkalar ve Mayalar maddelerinde bulabilirsiniz.

    Arkeolojik bulgulara göre Amerika Yerlileri 2.000 yıl önce mısır, fasulye, kabak ve benzeri tarım ürünleri yetiştiriyorlardı. Bazı gruplar akarsuları yönlendirerek ekinlerini sulamayı öğrendiler. Taş ve çamurdan ev yapma tekniğini geliştirdiler; kumaş dokudukları pamuk ve benzeri ürünleri yetiştirmeye başladılar.

    Kuzey Amerika Yerlileri arasında konuşulan dillerin sayısı tüm Eskidünya’da konuşulan dillerden daha fazladır. Bazı araştırmacılara göre Avrupalılar, Amerika’ya ayak bastıkları zaman orada 2.000’den fazla dil konuşuluyordu, ama bunların çoğu sonradan yok oldu. Günümüzde o dillerden yaklaşık 500’ü konuşulur.

    Din, sanat, evlilik töreleri ve giyimde de Yerliler arasında büyük farklar vardı. Örneğin Amerika Yerlileri’nin simgesi sayılan kuyruklu tüylü başlık ortabatıdaki Büyük Ovalar’ da giyilirdi. Başa sarılan türban ise daha yaygındı. Günümüzde Pimeler, Papagolar, güneyde yaşayan kabileler ve Apaşlar türban kullanırlar.

    Amerika Yerlileri için toprak gökyüzü gibi sahipsiz ve herkesindi. Ailelerin işleyecekleri kadar toprağı olabilirdi. Ama toprağın özel mülkiyeti birçok Amerika Yerlisi için düşünülemez bir şeydi. Avrupalılar’ın toprağa sahip olma tutkusu, bir Yerli için birkaç dönüm güneş ışığına sahip olmayı istemek kadar anlamsızdı.

    Avrupa uygarlığı ile Yerliler’in uygarlığı arasındaki öteki farklar kullanılan teknolojiden kaynaklanıyordu. Avrupa uygarlığı tekerlek, saban ve ata dayanıyordu. Bunları, AvrupalIlar Yenidünya’ya getirdi. Yenidünya’nın aletleri ve kap kaçaklan ise taş, kemik, kil ve tahtadan yapılırdı. Süs eşyası olarak kullanılan altın ve gümüşten başka madenler çok az biliniyordu. Teleskoplar, pusulalar, saatler, makaralar ve makineler onlara yabancıydı.

    Ne var ki, Yenidünya, Eskidünya’ya kinin gibi çok önemli ilaç hammaddelerinin yanı sıra, kauçuk, mısır, beyaz patates, çikolata, yerfıstığı, kabak, sakız, tütün, hindi, akçaağaç şekeri, yeni bir pamuk türü, domates diye uzayıp giden koca bir listedeki tarım ürünlerini kazandırdı. Çağdaş dünyada kullanılan ürünlerin yarıdan fazlası Amerika Yerlileri’nce tanıtılmıştır.

Amerika Yerlileri'nin Bölgesel Özellikleri

Soğuk ve yaşamaya elverişsiz Kuzey Kutup Bölgesi’nde Eskimolar, Aleut Adaları’nda Aleutlar yaşardı (bak. ESKİMOLAR). Doğuda Grönland’a kadar uzanan geniş alanda tek dil, tek kültür egemendi. Eskimolar’ın Kuzey Amerika’ya en son göçen grup olduğu sanılmaktadır. Bu yöre Yerliler’inin yaşamı tümüyle avcılık ve balıkçılığa bağlıydı.

    Kuzey Kutbu’na yakın yörelerde iki ayrı dil grubuna bağlı kabileler yaşardı. Atabask dillerini konuşanlar Kanada’nın batısı ve Alaska’nın içlerine yerleşmişti. Aralarında Mikmekler ve Ocibualar’ın da bulunduğu Algonkin dillerini konuşanlar ise Kanada’nın doğusu ve Amerika’nın kuzeydoğusuna yerleşmişti. Nüfus yoğunluğunun sık olduğu bu bölgede savaşlar hiç bitmezdi. Ocibualar sonunda pirinç yetişen göllere ve bataklıklara egemen oldular. Avrupalılar’dan elde ettikleri silahlarla Büyük Ovalar’a ve güneye inmeyi başardılar. Bizon avladıkları bu bölgelerde başka gruplar ile sürekli çatıştılar. 16.-17. yüzyıllardaki kürk ticareti ise bölgedeki bazı Yerli grupların dağılmasına neden oldu.

    Bugünkü Kanada’nın Büyük Okyanus kıyılarında, Alaska’nın bir bölümünde ve ABD’ nin Washington eyaletini içine alan yörelerde yaşayan Kuzeybatı Kıyısı Yerlileri’nin yaşamı Avrupalılar’ın ve Amerikalı tüccarların getirdiği alet ve eşyalarla yeni bir biçim kazandı. Ama 19. yüzyılın sonuna doğru gene Avrupalılaşın getirdiği yeni hastalıklar, alkollü içkiler ve savaşlar sonucu Yerliler’in sayısı azaldı.

    Kuzeybatı Kıyısı halkı çok güzel sanat ürünleri yarattı. Amerika Yerlileri’nin ortak mülkiyet geleneğinin tersine, Kuzeybatı Yerlileri kişi olarak mal-mülk edinmeyi severlerdi. Kabile üyelerinin kilimleri, kanoları ve köleleri vardı. Bunlara, öbür kabile üyelerine gösteriş yapmak için önem verirlerdi. Örneğin Kuvakiyutlar arasında zengin kişilerin saygınlığını göstermek amacıyla düzenlenen bir törende, ya sahip olunan özel eşyalar başkalarına verilir ya da yok edilirdi. 19. yüzyılın sonunda geleneksel kuzeybatı kültüründen geriye çok az iz kalmıştı.

    California’da ve Büyük Havza’da Komançiler, Kılamatlar ve Payuteler yaşarlardı. 1680’de bölgeye atların gelmesiyle bunların birçoğu bizon avlamak için doğuya, Büyük Ovalar’a akın ettiler. Geride kalanlar ise en sonunda topraklarını Avrupalılar’a kaptırdılar.

    California yöresinde, aralarında Modoklar, Pomolar ve Çumaşlar’ın da bulunduğu yaklaşık 200 bin insan yaşıyor ve 200 ayrı dil konuşuluyordu. İspanyollar bölgeye ilk olarak 1542’de geldiler. Bölge halkının geleneksel yaşam biçimi son darbeyi altına hücum döneminde yedi. 1900 yılına gelindiğinde acımasızca katledilen yerli halktan geriye 15 bin kişi bile kalmamıştı (bak. ALTINA HÜCUM).

    Batıdaki Büyük Ovalar’da yaşayan Yerliler, Avrupalılar’ın gelişinden, özellikle de 17. yüzyılda atların yaşamlarına girmesinden çok etkilendiler. Atların kullanılmasından önce yük taşımak için köpeklerden yararlanılırdı. Atlar hem daha uzaklarda avlanmalarını, hem de uzak kabilelerin birbiriyle alışveriş yapmasını sağladı. 18. yüzyıldaki Amerikan Bağımsızlık Savaşı sırasında bu yöredeki halkın çoğu artık “Atlı Yerliler”di.

    Ova Yerlileri’nin 18. yüzyıldaki yaşam düzeni 19. yüzyılın başlarında yıkıldı. Tüfeğin ve hastalıkların doğurduğu karışıklık, büyük av hayvanı sürülerinin yok edilmesiyle büsbütün kötüleşti. Topraklarını Avrupalılar’a satarak kamplara (Yerliler için ayrılmış topraklar ya da koruma bölgeleri) yerleşmek zorunda kaldılar.

    Kuzey Amerika’nın doğusundaki ormanlarda yaşayan Irokua ve Algonkin dillerini konuşan Yerliler, Avrupalı göçmenlerin kıyımına ilk uğrayanlar arasındaydı.

    Batı Amerika’da, Yerli kültürünün doruğunu, günümüzde Pueblolar olarak adlandırılan halk oluşturdu. Bugünkü New Mexico’nun kuzeyinde ve Arizona’da yaşayan Pueblolar tek bir grup değildi; değişik diller konuşan çeşitli gruplardan oluşmuştu. Hopiler ve Zuniler’in de aralarında olduğu bu halklar uzun süre aynı çevrede yaşadıkları ve birbirlerini etkiledikleri için benzer özellikler gösteriyorlardı. Uygarlıklarının en gelişkin dönemi yaklaşık 700 yıl öncedir. Pueblolar bazı kabileler gibi krallar ve şeflerle yönetilmezdi; her zaman demokratik bir yönetimleri oldu. Dahası, Pueblolar ve Pimeler barışçıydılar; kendilerini savunma dışında savaşmazlardı.

    Pueblolar’ın yerleşim biçimi, mağara ağızlarında ya da büyük kaya çıkıntıları altında yaptıkları barınaklardan, yan yana sıralanmış kerpiç ve taş evlerden oluşan kasabalara doğru gelişti. Kimi zaman bu barınaklar birleşerek birçok katlı büyük bir “apartman” biçimini alırdı. Bu yapıların tahıl depoları, dinsel toplantıların yapıldığı yeraltı odaları ve yüzlerce insanı barındıracak bölümleri vardı.

    1590 dolaylarında İspanyollar Meksika’dan kalkarak Pueblolar’ın ülkesine girdiler. Kuşaklar boyu süren İspanyol egemenliği 1690’da Pueblolar’ın ayaklanarak yabancıları bölgelerinden çıkarmalarıyla son buldu. Birkaç yıl sonra İspanyollar bölgeyi yeniden işgal ettiler. Sonunda barış sağlandı, ama Pueblolar hiçbir zaman İspanyollar’a tam anlamıyla boyun eğmediler. Günümüzde gerek Pueblolar’ın, gerek bölgedeki öteki halkların kültürlerinin izleri görülebilir.

Günümüz Kuzey ve Güney Amerika Yerlileri

1980’lerde ABD’deki Amerika Yerlileri’nin toplam nüfusu yaklaşık 1,2 milyon kadardı. Bu nüfusun 720 bini özel kamplarda yaşar. Yerliler’in kampları genellikle yoksulluğun hüküm sürdüğü, aşırı kalabalık, temel gereksinimlerin karşılanamadığı yerlerdir. Çocukların yarısından fazlası ortaöğrenimi tamamlayamaz. Yerliler’in çoğu batı eyaletlerinde, özellikle Oklahoma, New Mexico, Güney Dakota ve California’da yaşar. Tüm Amerika Yerlileri ABD yurttaşıdır; seçme hakkına sahiptir ve vergi öder. Ama kamplarda yaşayanlardan vergi alınmaz.

    1970’lerde Amerika Yerlileri Hareketi ve öteki gruplar siyasal ve ekonomik eşitlik istemlerini daha etkin yöntemlerle ortaya koydular. Amerika Yerlileri Hareketi üyeleri 1973’te davalarını vurgulamak için, 1890’larda Yerli kıyımına sahne olan Güney Dakota’daki Wöunded Knee kasabasını işgal ettiler. 70 gün süren işgalden sonra Yerliler amaçlarına ulaşmak için mahkemeye başvurdular. Birçok kabile yasal olmayan yollardan ellerinden alındığını öne sürdükleri topraklarım geri almak için dava açtı. Bazı kabileler de koruma bölgelerinde bulunan maden, su gibi kaynakların kendilerine ait olması gerektiğini öne sürdüler. Birçoğu tazminat aldı. Çerokiler gibi birkaç grup, topraklarında petrol bulununca zengin oldular.

    Eskimolar dışında, Kanada’daki Yerli nüfusu 330 bine yakındır. Bunun yüzde 35’i sayıları 2.300’ü bulan kamplarda yaşar. Kanada’daki Yerliler’in yüzde 35’i Vancouver, Winnipeg ve Toronto gibi kentlerde yaşarlar. Yoksulluk ve olanaksızlık bakımından ABD’ deki Yerliler’den daha iyi durumda sayılmazlar.

    Orta Amerika Yerlileri’nin çoğu, Hıristiyan dinini benimsemiş küçük çiftçilerdir. Antiller’de, Kolombiya’da ve Ekvador’da yaşayan en tanınmış Yerliler Karip ve Aravaklar’ dır. Onlar da Avrupalılar’ın altın ve köle arayarak bölgeye girmesinden sonra yok edildiler. Günümüzde yalnızca bazı Yerli toplulukları Dominik Cumhuriyeti ve Guyana’da geleneksel yaşam biçimlerini sürdürebiliyorlar.

    Güney Amerika’da Kolombiya’nın bir bölümünü, Peru’yu ve Şilı’yi içine alan geniş bir alanı ellerinde tutan İnkalar’ı İspanyollar 1532’de yenilgiye uğrattılar. Ama onların torunları günümüzde de aynı topraklarda, kültürlerinin birçok özelliğini koruyarak yaşamaktadır.

    Güney Amerika'nın en güney ucundaki küçük, dağınık kabilelerin başlıca geçim kaynağı ise avcılık ve kabuklu deniz hayvanları toplayıcılığıdır.

    Günümüzde Orta ve Güney Amerika ülkelerinden 16’sında Yerli nüfus oldukça kalabalıktır: Meksika’da 19 milyon, Peru’da 7 milyon, Ekvador ve Bolivya’da 3’er milyon, Brezilya, Uruguay ve Paraguay’da ise 100 binin altında Yerli yaşar. Bu ülkelerin tümünde de Yerliler çok yoksuldur.

AMERİKA YERLİLERİ Resimleri