ANDROCLES
ANDROCLES, bir Roma öyküsünün ve George Bemard Shavv’un çok daha sonraları yazdığı bir oyunun kahramanıdır. Öyküye göre Androcles eskiçağlarda yaşamış bir köleydi. Kölelerin yaşam koşulları ise zor ve acımasızdı. Kaçak köleler çarmıha gerilir ya da izleyicileri eğlendirmek için vahşi hayvanlarla birlikte arenaya atılırdı. Bir gün, büyük bir arenadaki izleyiciler vahşi bir aslanın kurbanlardan birine doğru, sanki onu tanıyormuşçasına yürüdüğünü görürler. Aslan vahşice kükremek yerine, kölenin etrafında bir köpek gibi oynayarak dolanır ve kölenin bacaklarına sürtünür. Köle Androcles de, korkusu geçer geçmez aslana dostça bakar.
Sonradan anlaşıldığına göre, Androcles’in efendisi bir süre önce onu Afrika’ya götürmüştür. Her gün kötü davranışlarla karşılaşan ve dövülen Androcles sonunda çeresizlik içinde kaçmış ve çölün kıyısında bir mağarada gizlenmişti. Bir gün, mağaraya bir aslan gelmiş ve yardım istermiş gibi pençesini uzatmıştı. Aslanın pençesindeki dikeni çıkaran Androcles yarayı iyileştirmişti. Böylece Androcles ve aslan arkadaş olmuş, üç yıl boyunca aynı mağarayı paylaşıp; aynı yiyecekleri yemişlerdi. Aslan avladığı hayvanların en güzel parçalarını hep Androcles’e getirmişti. Androcles de etleri kızgın öğle güneşinde pişirmişti.
Sonunda bu yaşantıdan usanan Androcles aslanın av için mağaranın dışında olduğu bir gün, geride bırakmış olduğu dünyaya doğru uzun bir yolculuğa başlar. Ne yazık ki, Romalı askerler onu görürler ve yakalarlar; efendisinin dönmüş olduğu, denizler ötesindeki Roma’ya götürürler.
Androcles Roma’da ölüme mahkûm edilir. İşte böylece arenaya getirilen Androcles eski arkadaşı aslanla karşılaşır.
Öyküyü duyan halk Androcles’in özgürlüğünün verilmesini ister. Aslan da armağan olarak Androcles’e verilir. O günden sonra sık sık Androcles’i zincirinden tuttuğu aslanıyla kentte dolaşırken görenler, ona para verir, aslanı da çiçeklerle süsler ve “İşte, adama evsahipliği yapan aslan; aslana doktorluk eden adam” derlerdi.