Avustralya yerlileri
Avustralya yerlileri, Avrupalıların yerleşmesinden önce Avustralya'nın tek halkını oluşturan yerli halk topluluğu. Yaklaşık 40 000 yıl önce Güneydoğu Asya'dan yola çıkarak Avustralya'nın kuzey kıyılarına ulaşan küçük bir topluluğun soyundan geldiklerine inanılan Avustralya yerlileri (Aborigenlerde denir), Tasmanya dahil Avustralya'nın her yanına dağılmışlardır. Anatomik yapıları ve saç renkleri bakımından yaşadıkları bölgelere göre farklılıklar gösterseler de, tümü koyu tenlidir. Avustralya'ya AvrupalIların ulaşmasından önce 300 000 kadar olan nüfusları, günümüzde yaklaşık 125 000 - 130 000'dir. Bunların 70 000-80 000 kadarı, Avrupalılarla karışmanın sonucu olan melezlerdir.
AVUSTRALYA YERLİLERİ GELENEKSEL KÜLTÜR
Avustralya yerlileri, toplumsal-kültürel alanda pek türdeş değildirler. Eskiden her biri ülkenin farklı bir bölümünde yaşayan ve farklı bir dil ya da lehçe konuşan, yaklaşık 500 ayrı topluluk oluşturdukları bilinmektedir. Bunların başlıcalari arasında Arandalar, Bicandcadca-ralar (ya da Picandcadcaralar), Curindcler, Kamilaroiler, Murnginler, Tiviler, Vuroralar ve Yir-yorontlar sayılabilir.
Yarı göçebe avcılık-toplayıcılıkla geçinen Avustralya yerlileri, eskiden kendi topraklarında yaşamakla birlikte, dinsel toplantılar ve ticaret gibi bazı özel amaçlarla yakın kabileler bir araya gelirlerdi. Sürekli yerleşme yerleri bulunmamakla birlikte, su kenarlarında derme çatma barakalardan oluşan küçük kamplar kurarlardı.
Sürekli hareket halinde olduklarından günlük kullanım eşyaları çok azdı. Erkekler için, mızrak, mızrak atıcı ve çeşitli bumeranglar; kadınlar için, topraktaki yumru köklerin çıkarılmasında kullanılan kazı çubukları, tabak olarak kullanılan kaplar, çanta ya da torba. Genellikle çıplak dolaşırlardı ama, soğuk güney bölgelerindeki topluluklar kürk pelerinler giyerlerdi. Değiş tokuşa dayalı ticaretleri oldukça gelişmişti: Ülkenin her yanındaki topluluklar arasında mızrak, demir filizi ve çeşitli aletlerin değiş-tokuş edildiğini gösteren kanıtlar bulunmuştur.
Toplum örgütü ve akrabalık: Avustralya yerlilerinin, toplumunda temel iki birim olmuştur. Bunların birincisi totem özelliği taşıyan kutsal yerleri bulunan belirli bir toprak parçasına sahip babaerkil aile topluluklarıdır (bunlarda erişkin erkek üyeler, yerleşme yerinin sürekliliğini sağlamak ve dinsel törenleri yürütmekle yükümlüydüler). İkinci toplum birimi, belli bir bölgedeki uygun toprakları kullanıp sonra yer değiştiren topluluklardır. Her iki toplum biriminde de, üyeler yerel bir aile topluluğundan geliyor, ama belirli dönemlerde yiyecek toplama ya da başka bir amaçla başka bir aile topluluğuna katılabiliyor, böylece birimlerin boyutları mevsime göre farklılık gösteriyordu.
Bir topluluğun bütün üyeleri, karmaşık bir soy zincirine dayanan bir akrabalıkla birbirlerine bağlıydılar. Her topluluğun, kendine özgü akrabalık sistemini açıklayan akrabalık terimleri vardı; ama bütün topluluklarda ortak bazı terimlere de rastlanıyordu. Evlenme kuralları topluluktan topluluğa değişiyordu; bununla birlikte, genellikle, bir kişi soy açısından belirli biçimde bağlantılı olduğu bir kişiyle evlenmek zorundaydı: Evlenme bireylerin ve akraba topluluklarının birliğini sağlayan araç sayılmaktaydı.
Din törenleri ve sanat: Avustralya yerlilerinin geleneksel din sistemlerinde, insanın öbür yaşayan varlıklarla gizli bir biçimde bağlantılı olduğuna ve doğanın bir parçası olduğuna inanılırdı. Efsanevi ruhların toprağı biçimlendirdiği ve yaşamı kurduğu yaratıcı bir dönem olduğuna, söz konusu ruhların sonsuz olarak yaşadıklarına ve varlıklarının elle tutulur kanıtı olan, bu yüzden de kutsal sayılan bazı toprak parçalarını sonradan gelenlere bırakmış olduklarına inanıyorlardı. Dinsel törenler erkekler tarafından yönetiliyor, ama bütün topluluk üyeleri katılıyorlardı. En yaygın dinsel törenler gömme törenleri ve topluluğun gençlerinin erişkinliğe geçiş ayinleriydi.
Avustralya yerlileri geniş bir ayin eşyaları ve simgeler dizisi üretmişlerdir. Sözlü edebiyatları da görsel sanatları da oldukça gelişmiştir. Ağaç ve mağara resimleri, taş, heykel ve figürler görsel sanat ürünlerinin başlıcalarıdır. Şarkılı şiirlerde,Ortal Avustralya'daki ve batıdaki çöl bölgesindeki kısa dizeli şarkılardan, karmaşık bir simgeciliği kullanan Arnhem Toprağı'nın kuzeydoğu kesimine kadar büyük bir çeşitlilik gözlenir. Danslar ve dramatik sanatlar da oldukça gelişmiştir.
Avrupalıların gelişi ve sonrası: 1788'de Avrupalıların Avustralya'ya yerleşmelerinden sonra, beyazların yerleşme yerlerinin genişlemesi, pek çok yerlinin öldürülmesiyle, geri kalanların da iç kesimlere püskürtülmeleriyle sonuçlandı. Bu arada beyazların getirdikleri salgın hastalıklar da, bu hastalıklarla ilk kez karşılaşan, dolayısıyla bağışıklıkları bulunmayan birçok yerlinin ölümüne yol açtı.
Beyazların şiddetinin zaman içinde azalmasına karşın, Avustralya yerlileri geleneksel toplumsal-kültürel yaşamlarını sürdürmekte büyük ölçüde zorlanmışlar, bazı yerlerde AvrupalIlarla karışmanın sonucu olan melezler geleneksel nüfusun yerini almışlardır. Kıtanın güneybatı, güneydoğu ve ortadoğu bölgelerinin büyük bölümünde geleneksel yaşam ortadan kalkmış, orta ve kuzey bölgelerde, özellikle Arnhem Toprağı'nın orta kesimindeki yerlilere ayrılmış büyük rezervdeyse, önemli ölçüde değişme geçirerek sürmüştür. Günümüzde yerlilerin tümü beyazların kültürünü hızla benimsemektedirler.
Artık bütün yerliler Avustralya vatandaşıdırlar ve haklarını kısıtlayan yasaların çoğu kaldırılmıştır; oy kullanma ve sosyal hizmetlerden yararlanma hakları vardır. Geçtiğimiz yıllarda giriştikleri siyasal protesto eylemi sonucunda, içinde yaşadıkları yetersiz koşulları önemli ölçüde değiştirmişlerdir; ama mülkiyet hakkı, kentlerde konut bulma, sağlık ve her düzeyde siyasal temsil sorunlarını çözmeyi henüz başaramamışlardır.
Buna karşılık eğitim alanında, yerliler için ayrı okullar açılmasını ve karma okullarda her iki dilde de eğitim yapılmasını, ayrıca kentli yaşamına uyum kursları açılmasını kabul ettirmişlerdir.