BAĞLAÇ
Eş görevli ya da birbiriyle ilgili sözcük, sözcük öbeği, cümlecik ve cümleleri birbirine bağlayan sözcük türüne dilbilgisinde bağlaç denir. Kendi başlarına anlamları olmamasına karşılık bağlaçlar cümlenin çeşitli bölümleri arasında anlam ve biçim bakımından bağlantı kurmaya, sıralama yapmaya yarar; cümleler arasında konu ve anlatım bütünlüğü sağlar.
Türkçe’de bağlaçlar yapı bakımından yalın (kök durumunda; basit), türemiş, bileşik ve öbekleşmiş bağlaçlar olarak dört kümeye ayrılır.
Herhangi bir ek almamış ya da bir sözcükle birleşmemiş, kök durumundaki ve, ama, ile, eğer, de, hem, yani gibi bağlaçlar birinci kümeye girer. İsim ya da fiil soylu sözcüklerden türemiş olan örneğin, üstelik, kısacası, gerçekten, anlaşılan gibi bağlaçlar ikinci kümeye girer. Üçüncü kümeye giren öyleyse, yoksa, nitekim, sanki, oysa, kimbilir gibi bağlaçlar iki ayrı sözcüğün birleşmesinden oluşur. Bileşik bağlaçları oluşturan sözcüklerin her zaman bağlaç türünden olmaları gerekmez. Örneğin kimbilir bağlacındaki kim zamir, bilir ise bir çekimli fiildir. Sanki bağlacı ise san fiil kökü ile ki bağlacının birleşmesinden oluşmuştur. Dördüncü kümeyi oluşturan öbekleşmiş bağlaçlar ise ayrı ayrı sözcüklerin bir arada kullanılmasıyla oluşturulur. Bu tür bağlaçlarda ya da. hem de gibi bazen iki bağlaç yan yana kullanılır. Bazen de nerde kaldı ki, değil mi ki örneklerinde görüldüğü gibi ki bağlacıyla birlikte bir bağlaç öbeği oluşur. Başka bir deyişle, sözün kısası, bir bakıma gibi tamlamalar da bağlaç görevi yüklenebilir. Gel gelelim, ne bileyim, zorla değil ya gibi bazı kısa cümleler de kalıplaşarak bağlaç niteliği kazanabilir. En yaygın bağlaç öbeklerinden biri yinelemeli bağlaçlardır. Bunlara ya...ya, hem...hem, ister...ister, gerek:..gerek, ne...ne, ama...ama gibi bağlaçlar örnek gösterilebilir. Yinelemeli bağlaçlar arasına bir ya da birkaç sözcük girer: “Ya sen bize geleceksin ya birini göndereceksin”.
Bağlacın Cümle İçinde Kullanılması
Bağlacın eşgörevli ve eşdeğerli ya da birbiriyle ilgili öğeleri bağladığı duruma, “Kâmuran ve Oktay aynı işte çalışıyorlardı; ama Kâmuran' ın aylığı Oktay’ınkinden yüksekti” cümlesi örnek gösterilebilir. Bu cümledeki bağlaçlardan ve, ilk cümleciğin ortak yüklemli özneleri olan eşdeğerli iki sözcüğü, ama bağlacı ise iki cümleciği birbirine bağlamaktadır. Her iki cümlecik de özne ve yüklemleri bulunan bağımsız birer cümledir. Ama bağlacı, bu iki cümle arasında bir anlam ilişkisinin varlığını göstermektedir.
Öznesi, yüklemi ya da tümleci ortak olan cümlelerde, eşgörevli öğeleri bağlamak için yinelemeli bağlaçlar da kullanılabilir: “Mahmut hem çalışıyor, hem müzik dinliyordu.''“Necla’nın annesi de babası da 50 yaşındadır.’'
“Coşkun hayvanat bahçesine gittiğinde ne aslanları ne de kaplanları görebildi” cümlesindeki ne...ne ve ne de bağlaçları cümleye olumsuz bir anlam verdiğinden, böyle cümlelerde yüklem olumlu durumdadır. Öte yandan, yüklemden önce, cümlenin taşıdığı olumsuz anlamı pekiştiren hiç, hiçbir, pek gibi zarflar kullanılırsa yüklem olumsuz duruma geçer.
Bağlaçlar, aralarında anlam ilişkisi bulunan cümle öğelerini de bağlar. Bu duruma en sık olarak bağlı cümlelerde rastlanır. Örneğin, “Kemal’in kitabı okumadığını sanıyordum, oysa yanılmışım” cümlesindeki oysa, böyle bir işlevi yerine getirmektedir. Bu tür cümlelerdeki cümleciklerin özneleri ayrı da olabilir. “Babam üzülmemin gereksiz olduğunu söylüyordu, nitekim bunun doğru olduğunu bir süre sonra anladım.”
Bütün bu örneklerden anlaşılacağı gibi, bağlaçlar cümle öğelerinin önünde ya da arkasında bulunabilir. Bazı bağlaçlar sıfat ya da zarf olarak da kullanılabildiği için bu durumları birbirine karıştırmamak gerekir. “Ancak Ahmet bu işin üstesinden gelebilir” cümlesindeki ancak, özneyi nitelediği için sıfat görevindedir. “Bir saat önce gelmesi gerekirken ancak gelebildi” cümlesinde aynı sözcük zarf olarak kullanılmıştır; cümlenin yüklemini zaman bildirerek nitelemektedir. “İşlerimiz oldukça yoğundu; ancak kısa sürede bütün işleri bitirdik” cümlesinde ise ancak sözcüğünün bağlaç olarak kullanıldığını görüyoruz.
Bazı bağlaçların özel kullanımları vardır. Örneğin ki, de, ise bağlaçları, bazen özneyi pekiştirmek için kullanılır: “Sen ki bu kadar bilgilisin, nasıl olur da bunu bilmezsin?” “Sen de bu işleri bilirsin ya.” “Ben ise ancak bir saat sonra eve gidebildim.” Son örnektekine benzer cümlelerde ise bağlacı özneyle bitiştirilebilir (ben ise yerine bense).
Ki bağlacı, birleşik cümlelerde yan cümleciği ana cümleciğe bağlamak için de kullanılır: “Dikkatle baktığımda gördüm ki yolda bir trafik kazası olmuş”.
Görüldüğü gibi bağlaçlar söyleyeceklerimizi, anlatacaklarımızı ilgi ve önem sırasına koyarak birbirine bağlamamızı sağlamaktadır. Böylece gereksiz yinelemelerden de kurtulmuş oluruz.