Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Belçika edebiyatı

  • Okunma : 1090

Belçika edebiyatı, Belçika, bağımsızlığını 1830'da kazanmış iki dilli bir ülkedir. Bu yüzden Belçika'da hem Flamanca hem de Fransızca edebiyat vardır. Belçika'nın güneyinde daha çok Fransızca ve Fransızca'nın lehçelerinden olan Valon lehçesi konuşulur ve yazılır; kuzeydeyse en yaygın dil Flamanca ya da Güney Felemenkçe'dir. (Bk. HOLLANDA VE FLAMAN EDEBİYATI.)

İlk Fransızca şiirlerden, IX. yy'da yazılmış Cantilène de Sainte Eulalie’de biraz Valon etkisi görülür; manzum anlatı Aucassin et Nicolette'in (Aucassin ve Nicolette), XIII. yy'ın ilk yarısında Belçika'nın Hainaut ilinde yazıldığı sanılmaktadır. Belçika edebiyatı, Bourgogne sülalesi XIV. yy'da Belçika illerinin denetimini ele geçirene kadar varlığını duyuramamıştır. XIV. ve XV. yy'da yetişen en ünlü Fransız kronikçilerinden Jean Froissart ve Philippe de Commynes ya Flandres ya da Hainaut kökenliydiler.

XVIII.    yy'da Brüksel'de doğan prens Charles Joseph de Ligne'nin yaşadığı dönem ve toplum üstüne bilgi veren mektuplarına ve belge niteliğindeki anılarına karşın, Fransızca Belçika edebiyatı XIX. yy'a kadar hep arka planda kaldı. Ülkenin bağımsızlığa kavuşmasından sonra, Fransızca Belçika edebiyatının en önemli yapıtı Charles de Coster'in uluslararası La Légende d'Ulenspiegel et de Lamme Goedzak''ı (Ulenspiegel ve Lamme Goedzak'ın Destanı, 1867) oldu. Bu epik romanın kahramanı, İspanyol boyunduruğuna karşı mücadele veren Flandres'ı simgeliyordu.

Belçika edebiyatında gerçek rönesans, 1880 başlarında, Fransızca yazan Belçikalı yazarların 1881 'de kurulan La Jeune Belgique (Genç Belçika) dergisinde toplanmalarıyla yaşandı. Valon bölgesel romanları XIX. yy'da ortaya çıktıysa da, şiirin gölgesinde kalmaktan kurtulamadı. Georges Rodenbach, önce şiirler, sonra da Bruges-la-Morte (Ölü Brugge, 1892) adlı romanını yazdı. Albert Giraud, Parnasse okulunun ilkelerini benimsedi.

Ancak dönemin en ünlü Belçikalı yazarı, simgeci ve doğalcılık karşıtı yapıtlarıyla dikkatleri çeken Maurice Maeterlinck oldu. Esinini Walt Whitman'dan, halktan insanlardan ve sanayileşmeden alan şair Émile Veerhaeren de, aşağı yukarı onun kadar ün kazandı. Maeterlinck'in tarzını sürdüren Albert Moskel, simgeci dergi La Wallonie'yi kurdu; Max Elskamp, yazdığı ustaca şiirlerle "La Jeune Belgique"e katkıda bulundu; Charles Van Lerberghe uzun bir simgeci şiir olan Chanson d'Eve'ı (Havva'nın Şarkısı, 1904) yazdı. Simgeci harekete karşı Camile Le Monnier ve Geroges Eekhoud gibi romancıların temsil ettikleri gerçekçilik de, Belçika edebiyatında önemli izler bıraktı.

Birinci Dünya Savaşı'ndan sonraki yıllarda bazı Belçikalı şairler bir ara dadacılığın ve gerçeküstücülüğün etkisinde kaldılarsa da, kısa süre içinde modern ve klasik tarzların bileşimini benimsediler. Dönemin iki lirik şairi Emile Cammaerts ve Marcel Thiry büyük ün kazanırlarken, romancılardan Marie Gevers ve Jean Tousseeul takma adıyla yazan Degée, Flaman kırsal yaşamını ve halkının doğallığını dile getirdiler.

Belçikalı yazarlar, Goncourt Ödülü'nü kazanan ilk Fransız olmayan romancı Charles Plisnier'yle birlikte ve İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra gün geçtikçe artan biçimde -Fransız yazarlarla yarışırcasına- büyük üne kavuştular: Gerçeküstücü şair Henri Michaux; oyun yazarı Fernand Crommelynck ve Michel de Ghelderode; uluslararası alanda ün kazanan psikolojik dedektif öyküleri yazarı Georges Simenon; feminist yazar Françoise Mallet-Joris; vb.

Not: Belçikalı deneme ve oyun yazan Maurice Maeterlinck, iki çocuğun mutluluk arayışını anlatan Mavi Kuş (l'Oiseau Bleu, 1908) adi yapıtıyla uluslararası ün kazanmış, 1911 'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü almıştır.