Filigran
Filigran, kâğıt yapımı sırasında, kâğıt yaprağı henüz ıslakken, dokusunun kalınlığını değiştirerek oluşturulan ve kâğıt ışığa tutulduğunda görülebilen desen, çizgi ya da yazılara denir. Sahte para basımını önlemek için banknotlarda (kâğıt paralarda) çoğu kez filigran kullanılmaktadır.
Filigran ilk kez 13. yüzyılın ikinci yarısında, İtalya’da kullanıldı. O dönemde filigranlar bir pirinç telin haç, daire ya da üçgen biçiminde bükülmesiyle elde edilirdi. İstenen desende bükülmüş olan tel, kâğıt hamuru kalıbının üzerine yerleştirilir ve hamura basılırdı. Basılan bölümdeki liflerin yoğunlaşması sonucu, kâğıt ışığa tutulduğunda bu bölüm daha koyu görünürdü. Banknot kâğıdı gibi elle yapılan kâğıtların üretiminde filigran yöntemi bugün de uygulanmaktadır.
19. yüzyıl ortalarında, portre gibi daha ayrıntılı ya da karmaşık desenli filigranların yapımına başlandı. Bu tür filigranlarda, desenin modeli bir mum tabakası üzerine çıkarıldıktan sonra, elektriksel bir yöntemle, metal kalıplar üzerine aktarılır. Bu kalıplardan birinde desen metalin içine oyulmuştur; ötekinde ise desen kalıpta kabartma biçiminde yer alır. Pirinç telden örülü sık bir kafes bu iki kalıp arasına yerleştirilir ve kalıpların üzerindeki model, bu tel kafese çıkıncaya kadar kalıplar basınç altında tutulur. Böylece, mumdaki modelin aynısı kalıplar aracılığıyla tel kafese aktarılmış olur. Elle kâğıt yapımında, kâğıt hamuru bu tel kafes üzerine serilir ve suyu bu kafesten süzdürülür; sonuçta kafesteki modelin içerdiği desen, filigran olarak kâğıda çıkar. Bu tür filigran yalnızca elle yapılan kâğıtlarda kullanılır ve çok açık bir biçimde görülebilir.
Makinelerde yapılan kâğıtlara filigran konulacaksa, “kâğıt filigran silindiri” diye bilinen, tel elekten yapılmış bir merdane kullanılır. Filigran deseni, merdane yüzeyinde kabartma olarak yer alır ve bu merdane, kâğıt yapılırken değil, sonradan kâğıdın üzerinden geçirilir. Bu yüzden makine yapımı kâğıtlarda filigranlar daha az belli olur.