Frekans kiplemesi
Frekans kiplemesi, Radyoelektrik dalgalarıyla iletişimde, genlik kiplemesinin yanı sıra en çok başvurulan yöntemlerden biri. Frekans kiplemesi, İngilizce adı Frequency Modulation'ın ilk harflerinden oluşan FM kısaltmasıyla gösterilir. 1887'de Hertz'in bulduğu "Hertz dalgaları", tıpkı kızılaltı ışınları, X ışınları, gama ışınları gibi, elektromagnetik dalgalardır; yani, görünür ışıkla aynı yapıdadırlar ve ışık hızıyla yayılırlar (saniyede 300 000 kilometre); bu dalgalar aracılığıyla, bir haberin hiç değilse yeryüzünün bir noktasından öbür noktasına iletilmesi, nerdeyse bir anlık bir olay sayılır. Elektromagnetik dalgaların bir özelliği de, boşlukta yayılabilmeleridir; bu yüzden, ancak belirli bir ortamda (sözgelimi havada) yayılabilen ses dalgalarından farklı olarak, taşıyıcı bir ortama gereksinmeleri yoktur.
Herhangi bir elektromagnetik dalga, frekansıyla ya da boşluktaki dalga boyuyla tanımlanır. Bu iki sayının çarpımı, her zaman ışık hızına eşittir. Dalganın frekansı, saniyede çevrimi on binlerden yüz milyarlara kadar varan çok geniş bir alanı kaplar. Günümüzde radyoelektrik dalgaları, dalga boylarına göre milimetre, santimetre, metre ve kilometre türünden dalgalar biçiminde ayırmak, yerleşmiş bir alışkanlıktır. Bu ayırma yalnızca biçimsel bir anlam taşımaz; dalgaların kullanım alanını seçerken göz önüne alınması gereken, oldukça farklı özelliklerini de yansıtır.
Başka bir yere iletilmesi istenen şey, çoğunlukla söz ya da müziktir. Buna uygun frekanslar, insan kulağının işitme eşikleri olan saniyede 20 - 16 000 periyot arasında uzanır. Bu, çok dar, sınırlı bir alandır. Yapılacak ilk şey, bu ses titreşimlerini aynı biçimde bir elektrik akımına dönüştürmektir; sözgelimi, telefonda bu işlem, aslına oldukça yakın bir biçimde gerçekleşir. Ses frekansları, dolayısıyla da ses titreşimlerine uyan akımın frekansları, Hertz dalgalarına oranla çok düşüktür; bu yüzden, söz konusu akıma, "alçak frekans akımı" denir; radyoelektrik dalgalarını oluşturan akımsa, tersine, bir yüksek frekans akımıdır.
Alçak frekans akımı, bir radyoelektrik vericisiyle doğrudan doğruya iletilemez. Bunun nedeni, her şeyden önce, bu dalgaların yeryüzünde çok güç yayılmaları dolayısıyla, böyle bir işe kalkışılırsa, çeşitli radyo vericilerinin yaptığı yayınları ayırma olanağının bütünüyle ortadan kalkacak olmasıdır. Bu yüzden, yüksek ve alçak frekans akımları birleştirilerek, daha geniş bir alanı kapsayan yüksek frekans akımlarından yararlanılır. Daha açık bir anlatımla, alçak frekans akımı, yüksek frekans akımını kipler ("modüle eder"). Böylece Hertz dalgaları, iletilmesi istenilen alçak frekanslı sinyalin taşıyıcı dalgaları olur ve değişik vericiler, uluslararası anlaşmalarla saptanan ayrı bir yüksek frekans bandından yayın, yaparak, öbür vericilerden ayırt edilir. Dolayısıyla, yayınların karışmasından doğan gürültüler, hiç değilse kuramsal olarak ortadan kalkar ve herkes radyosunun düğmesini çevirip, dilediği istasyonun yayınını dinleyebilir. Yüksek frekans akımını alçak frekans akımıyla kiplemek için sık sık başvurulan iki yöntem vardır: Genlik kiplemesi; frekans kiplemesi. Frekans kiplemesinde, yüksek frekans akımının genliği değişmez kalır ve çok yüksek olan frekansı, alçak frekans akımının temposuna uyacak biçimde değişir. Bu yöntemle elde edilen seslerin niteliği, genlik kiplemesiyle elde edilen seslerin niteliğinden çok daha yüksek olur. Frekans kiplemesiyle yayın yapan radyolar "FM radyo" diye adlandırılır.