Flüt Ailesi
Üflemeli bir çalgı olan flüt, tarihin en eski müzik aletlerinden biridir. Flüt, üzerinde delikler ve bu delikleri açıp kapamaya yarayan anahtarlar bulunan düz. ince bir boru biçimindedir. Genellikle gümüş ya da gümüş suyuna batırılmış metal alaşımından yapılır. Baş, gövde ve kuyruk bölümlerinden oluşur. Boyu 67 santimetredir; gövde boyunca sıralanan en az 13 ses deliği vardır. Flütte öteki üflemeli çalgılarda bulunan üfleme dili yoktur. Flütün baş bölümünde hava üflenen küçük bir ağız deliği bulunur. Üflenen havanın boru içindeki hava sütununu titreştirmesinden ses elde edilir. Flütün kalın, orta ve ince olmak üzere üç ayrı ses bölgesi vardır. Orta ses bölgesindeki yumuşak sesler, özellikle duygulu melodilerin seslendirilmesinde ayrı bir etki yaratır. Ses genişliği üç oktavdır.
Flütün kökeni Eski Yunan, Çin, Hint ve Japon uygarlıklarına kadar uzanır. Blok flüt olarak tanıdığımız flüt, 14. yüzyılda Avrupa’da yaygın bir biçimde kullanıldı. Bach, Hândel, Vivaldi gibi ünlü besteciler blok flüt için özgün yapıtlar verdiler. 18. yüzyılın sonlarına doğru önemini yitiren blok flüt, 20. yüzyılda çocuklar için öğretici ve yararlı bir müzik eğitim aracı olarak yeniden kullanılmaya başladı. Blok flütün ayrı bir parçadan oluşan ağızlık bölümü aslında dilli bir düdüktür. Gövdenin önünde yedi tane parmak deliği, arkasında da bir başparmak deliği vardır. Aşağıya doğru ve gövdeye dik tutularak çalınır. Blok flütler boyutlarıyla orantılı olarak değişik tonlarda ses verir. İnceden kalına doğru değişen seslerine göre sopranino, soprano, alto, tenor, bas ve büyük bas olarak adlandırılırlar. Bas flüt dışındakilerde ses genişliği en az iki oktavdır.
17. yüzyılda Fransız besteci Jean-Baptiste Lully operalarında sonradan traverso ya da Alman flütü olarak adlandırılan yan flüt kullanmaya başladı. Yan flüt, blok flüt gibi aşağıya doğru değil, sağa doğru yatay bir biçimde tutularak çalınıyordu. 18. yüzyıl başlarında kullanılan flütlerde yalnızca altı ses deliği ve bir anahtar vardı. 19. yüzyılda Münihli çalgı yapımcısı Theobald Böhm, flüte bugünkü biçimini verdi. Böhm flütü olarak da anılan bu flüt daha temiz ve yumuşak sesler veriyor, üzerindeki anahtar mekanizması parmak hareketlerine esneklik ve hız sağlıyordu.
Flüt 18. yüzyıldan başlayarak Avrupa’da yaygınlık kazandı. Haydn, Mozart ve Schubert gibi ünlü müzikçiler bestelerinde flüt sololarına geniş yer verdiler.
Günümüzde orkestralarda ya da solo olarak çalınabilen konser flütü'nden başka iki flüt çeşidi daha kullanılmaktadır. Normal flütten daha büyük olan la sesli bas ya da alto flüt kalın ve derin bir ses verir. Öteki flüt çeşitleri tiz ve keskin bir sesi olan pikolo ile askeri bandolarda kullanılan fifre'dir.