Günlük
Günlük, Günü gününe sürekli tutulmuş, bireysel ya da nesnel olayları yansıtan notlar dizisi. Daha geniş bir tanımla bir kimsenin duygularını, düşüncelerini, gözlemlerini, izlenimlerini, başından geçen olayları, okuduğu kitaplarla ilgili düşüncelerini, vb., günü gününe yazarak ve üstüne tarih koyarak oluşturduğu yazı olan günlük, yazarın kendiyle yaptığı bir konuşma niteliği taşır. Bazı günlükler, dışa dönük bir bakışla yazılmıştır: Konu, yazarın dışındaki kişiler, olaylar, vb'dir. Bu tür günlükler, yazıldıkları dönemin ilgi çekici özelliklerini yansıtmaları bakımından önemlidirler. Bazı günlüklerse, içe dönük bir bakışla yazılmıştır. Bu tür günlükler, yazarın iç dünyasını (duygularını, çatışmalarını, vb.) ortaya koyar, yazarın çok yönlü olarak tanınmasına, bilinmesine katkıda bulunurlar.
Günlükler genel olarak ikiye ayrılır: a) Edebiyat günlüğü; b) Özel günlük. Edebiyat günlüğü, daha çok, yazarın edebiyat ve sanat üstüne görüşlerinden oluşur. Özel günlüklerse, kişilerin iç dünyalarını, kendi sorunlarını, kendi bunalımlarını yansıtır.
Batıda Rönesans'tan sonra pek çok sanat, siyaset ve düşünce adamı günlük türünde yapıt vermiştir: Alman edebiyatında J. W. Goethe, Paul Klee, Franz Kafka, Heinrich Böll; ABD edebiyatında Henry David Thoreau, Herman Melville, Henry James; Fransız edebiyatında Stendhal, Alfred de Vigny, Goncourt Kardeşler, Andre Maurois; İngiliz edebiyatında Samuel Pepys, Somerset Maugham, Virginia Woolf, Katherine Mansfield; İtalyan edebiyatında Cesare Pavese; vb.
TÜRK EDEBİYATINDA GÜNLÜK
Günlük, Türk edebiyatına Batı'dan gelme bir türdür. Divan edebiyatında görülen vakayinameler, seyahatnameler ve sefaretnamelerde günlük sayılabilecek bölümlere raslanırsa da, bunları günlük olarak değerlendirmek pek doğru olmaz. Tanzimat'tan sonra günlük için "jurnal", "ruzname", "hatıra defteri" gibi terimler kullanılmış, Falih Rıfkı Atay "gündem" ve "gündelik" sözcüklerini denemiş, Salâh Birsel "günlük", Nurullah Ataç da "günce" terimlerini yeğlemişlerdir.
Edebiyatımızda Batılı anlamda ilk günlük, şair Nigâr Hanım'ın tuttuğu, 1959'da yayınlanan Hayatımın Hikâyesi adlı yapıtıdır. Sonraki yıllarda yayınlanan günlüklerin bir bölümü kitaplaştırılmış, bir bölümü ise dergi sayfaları arasında kalmıştır. Yeni Türk edebiyatında günlük
türünde yapıt veren başlıca yazarlar arasında: Direktör Ali Bey, Ahmet Refik, İbnülemin Mahmut Kemal İnal, Ömer Seyfettin, Falih Rıfkı Atay, Salâh Birsel, Nurullah Ataç,Selahattin Batu,Oktay Akbal, Burhan Arpad, Muzaffer Buyrukçu, Mehmet Şeyda, Tomris Uyar, vb. sayılabilir.